Alternatif bir düzlemde, alternatif bir eleştirel ve akademik alan yaratmayı amaçlayan İnsan Hakları Okulu (İHO) açıldı.
İnsan hakları çalışmalarını hem teorik hem de pratik bağlamda geliştirmeyi hedefleyen, online olarak katılımcı olabileceğiniz alternatif bir okul bu.
İHO'nun kurulmasını iki temel dinamiğe bağlıyor İHO Proje Koordinatörü Dr. Elçin Aktoprak: Mülkiye'de faaliyet gösteren İnsan Hakları Merkezi'nin rektörlük tarafından merkezileştirilerek kapatılması, ikincisi de Ankara Üniversitesi'nin barış imzacılarının KHK'lerle tasfiyesi.
TIKLAYIN - Ankara Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi Kapatıldı
İlk dönem, 11 Şubat'ta 8 atölyeyle başlayacak. Hedef, 2019 sonunda 20 atölyeyi tamamlamak. İlk dönem başvuruları 14-27 Ocak arasında olacak ve başvurular bir değerlendirme sürecinden geçtikten sonra 100 katılımcı atölyelere kayıt olabilecek.
Atölye yürütücüleri arasında Ahmet Murat Aytaç, Feray Salman, Handan Çağlayan, Murat Sevinç, Ülkü Doğanay, Kerem Altıparmak, Bülent Duru gibi isimler var.
Atölyelerin, 6 haftalık dönemler halinde senede 4 dönem açılması planlanıyor. Lisans mezunları veya lisans mezunu olmasa da insan hakları örgütlerinde gönüllü ve profesyonel çalışan katılımcılar başvuru yapabiliyor.
"Keyifle yaptığımızı, yapmaya devam edeceğiz"
İnsan Hakları Okulu'nu kurma girişimi nasıl bir motivasyonla, nasıl bir ihtiyaçtan doğdu?
İHO'nun kurulmasının iki temel dinamiği var. İlki 1978'den beri Mülkiye'de faaliyet gösteren İnsan Hakları Merkezi'nin rektörlük tarafından merkezileştirilerek kapatılması, ikincisi de Eylül 2016'dan itibaren Ankara Üniversitesi'nin barış imzacılarını KHK'lerle tasfiyesi ve bu tasfiyelerle birlikte özellikle insan hakları yüksek lisans programında ders veren hocaların neredeyse tamamını kaybetmesi. Bu koşullarda temel motivasyonumuz çok basitti: neyi keyifle yapıyorsak yapmaya devam etmek; yani insan hakları alanında çalışmalarımıza, karşılıklı öğretme ve öğrenme, paylaşma sürecine devam etmek. Bu motivasyonla neler yapabiliriz tartışmalarımızdan da alternatif bir platform kurma fikriyle İHO ortaya çıktı.
Amacımız hem konu hem de atölye yürütücüleri bazında giderek genişlemek, akademi ve sivil toplum ilişkisini geliştirmek.
İHO'nun çalışma prensibi nedir? Araştırma, raporlama, eğitim gibi yöntemler üzerinden neler amaçlıyorsunuz?
İHO, Türkiye'de insan hakları alanında daha önce yapılmamış bir işe imza atarak ilk kez online ya da uluslararası alanda kabul gören adıyla uzaktan eğitime dayalı bir atölye sistemi kurmayı hedefliyor. Türkiye her ne kadar uzaktan eğitime açık öğretim programı nedeniyle biraz alışıksa da, İHO'nunki bu tarz bir açık öğretim sistemi değil. İHO üniversite veya benzeri bir eğitim alanı değil, yetişkinlerin kendi arzularıyla kendilerini geliştirebilecekleri, kendi zamanlamalarını kendilerinin yapabilecekleri ve öğrenme süreçlerini asıl olarak kendilerinin planlayacakları serbest bir öğrenim alanı.
Atölye yürütücüleri katılımcılar için aslında bir konuda kendilerini geliştirmelerini sağlayacak kolaylaştırıcılar. Bu alternatif akademik platformda bizim temel prensibimiz akademik özgürlük ve eleştirel düşünce. Öte yandan İHO, AB Delegasyonu Demokrasi ve İnsan Hakları Aracı tarafından fonlanan bir projenin bir parçası. Ya da şöyle diyelim, İHO'nun tek faaliyet alanı atölyeler değil.
İki önemli çalışma yayınlandı
Aynı zamanda Türkiye'de ve özellikle OHAL döneminde akademik özgürlük ve insan hakları çalışmaları üzerine iki önemli araştırma yürütüyoruz; sonuçlarını bu sene yayınlayacağız ama öncesinde bu araştırmalara öncülük eden iki önemli çalışma yayınladık. Aydın Ördek temel bir insan hakkı olarak akademik özgürlük üzerine bir tartışma kaleme aldı; Ozan Değer de Türkiye insan haklarının bir disiplin olarak gelişiminin izini sürdü. İkisini de bu hafta yayınladık sitemizde bulabilirsiniz.
Ayrıca İHM'nin senelerce başarıyla yayınladığı Çalışma Metinlerini devam ettireceğiz. İHO'nun ilk, eski İHM'nin on dokuzuncu Çalışma Metninde Kerem Altıparmak Roboski davası üzerine yazdı ve 28 Aralık'ta yayınladık.
Kısa süre sonra bu alanda çalışmalarını yayınlamak isteyenler için bir çağrıya çıkacağız ve yayın kurulumuzdan geçen nitelikli çalışmaları Çalışma Metinleri olarak yayınlamaya devam edeceğiz. Yine insan hakları alanında çalışma yürüten genç arkadaşlarımıza Bahri Savcı'nın adını taşıyacak olan ufak bir araştırma desteği sağlamak da yürüttüğümüz projenin bir parçası. Ocak ayı içinde bu çağrıyı yayınlayacağız. Ayrıca yapmayı planladığımız seminer, konferans ve yaz okullarını da internet sitemizden takip etmek mümkün.
"Barıştan bahsetmek bile sizi tehdit unsuru haline getirebiliyor"
OHAL dönemi ve KHK'ler ile birlikte akademide ve insan hakları alanında oluşan boşluğu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu an yürütmekte olduğumuz iki araştırma tam da bu sorulara cevap arıyor. Biri akademik özgürlük üzerine diğeri de insan hakları çalışmalarının nasıl etkilendiği hakkında. Bu çalışmalar bize çok yakın zamanda çok daha somut verilerle boşluğu tanımlayacaklar. Lakin şu anda hepimizin bildiği önemli bir gerçek, barış gibi temel bir haktan ve insan haklarından bahsetmek bile sizi tehdit unsuru haline getirebiliyor.
Bu alanda faaliyet gösteren pek çok akademisyen barış imzacısı olması nedeniyle ihraç edildi, edilen ve edilmeyen akademisyenlerin pek çoğu sansür ve aslında oto-sansürle boğuşuyor. Zaten çok ağır gelişen ve yeni yeni genişleyen bir çalışma alanı birden bire çok daha geriye düştü. Bu geriye düşmeyi özellikle üniversiteler bağlamında söyleyebiliriz. Orada hâlâ emek veren çok değerli isimleri göz ardı ederek değil elbette, ama sıkıntıları bilerek.
"Akademinin dört duvara sığması gerekmiyor"
Oluşturmaya çalıştığınız akademik ortamdan biraz söz eder misiniz?
Yukarıdaki cevapla da bağlantılı bir şekilde aslında biz akademinin sadece üniversite olmadığını, dört duvara sığması gerekmediğini düşünüyor ve göstermeye çalışıyoruz. Sadece biz değil, Kocaeli, Ankara, İzmir, Mersin, Eskişehir ve diğer tüm dayanışma akademileri bu halin çok somut örnekleri.
Çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz, düşünmeye, fikirlerimizi tartışmaya paylaşmaya devam ediyoruz, öğrenmeye devam ediyoruz. Biz bu dinamizmin, akademik ve eleştirel düşünce ortamının İHO'da da temel zemin olması için çabalıyoruz. Yüz yüze bir sistem olmadığı için, bu birlikteliği ve dinamizmi internet ortamında nasıl geliştirebileceğimizin yollarını arıyoruz. Temel hedefimiz akademik özgürlüğün temel bir hak kabul edildiği, insan hakları alanında kendisini geliştirmek isteyenlerin faydalanabileceği, kendilerini ifade edebilecekleri bir alan açmak.
"Eleştirel düşünceyi temel alıyoruz"
Katılımcılar, şu an akademik ortamda bulamadıkları neleri bulacak İHO'da?
Bu projeyi tasarlarken, onaylandığında ve uygulamaya koyduğumuzda hepimiz aynı zamanda önemli bir duygusal emek de sarf ettik. Kişisel bir şey söyleyeyim, beni en çok etkileyen an, atölye yürütücüleri sayfamızı oluşturup bütüne baktığımız andı. Bu kadroyu yeni atölyelerle ve yürütücülerle genişletmek de bizim için çok önemli. Dolayısıyla katılımcılar ne bulacaklar: Akademik özgürlüğün ve eleştirel düşüncenin temel kabul edildiği, kendilerini ifade edebilecekleri, soru sorabilecekleri bir platformda alanın önde gelen uzmanlarından kendilerini insan hakları alanında geliştirmek için destek alacaklar.
İHO bir üniversite değilAtölyeleri online takip etmenin en önemli kısmı bir öz disiplin gerektirmesi. Kayıt olduğunuz atölyeyi/leri hakkıyla tamamlamak sizin sorumluluğunuz. Belli bir saatte internet başında olmanız da her zaman gerekmeyecek. Her hafta atölyeler sisteme yüklenecek ve yüklendiği andan itibaren de izlemek, dinlemek, okumak ve yazmak sizin sorumluluğunuzda. Ücretsiz, not verilmeyen ama atölye yürütücülerinin aktif olarak sizin öğrenme sürecinize destek olduğu bir atölye modeli deniyoruz. Adı okul olsa da, İHO bir üniversite veya benzeri bir eğitim alanı değil, yetişkinlerin kendi arzularıyla kendilerini geliştirebilecekleri, kendi zamanlamalarını kendilerinin yapabilecekleri ve öğrenme süreçlerini asıl olarak kendilerinin planlayacakları serbest bir öğrenim alanı. |
Yayınlara şuradan ulaşabilirsiniz:
Aydın Ördek, Bir İnsan Hakkı Olarak Akademik Özgürlük, 2018
Ozan Değer, Türkiye Akademisinde Bir Disiplin Olarak İnsan Hakları, 2018
Elçin Aktoprak kimdir?2008’de Batı Avrupa’da Ulus İnşa Süreçleri ve Ulusal Azınlık Sorunları başlıklı teziyle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Yine aynı bölümde yardımcı doçent olarak görev yaparken Şubat 2017’de barış imzacısı olması sebebiyle ihraç edildi. Devletler ve Ulusları (Tan Kitabevi, 2010) ve 21. Yüzyılda Milliyetçilik (der. A.Celil Kaya’yla birlikte) (İletişim, 2016) kitaplarının yazarı. Milliyetçilik, azınlık meseleleri ve barış çalışmaları üzerine ders veriyor, çalışıyor ve yazıyor. İHO programında Azınlık Hakları, Azınlık Sorunları atölyesini yürütüyor. |
(AÖ)