Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü birinci sınıf öğrencisi Yusufcan Yıldırım, parkta otururken "silahlı eylem planlamaktan" gözaltına alındı, 23 Ocak'ta da "Dört ayrı örgüte üye olmak" suçlamasıyla tutuklandı.
1 Kasım'da gözaltına alınan annesi Melek Yıldırım da "Bana gözdağı vermek, oğlumun çıkması için yürüttüğüm mücadeleden vazgeçirmek istiyorlar" dedi. Yıldırım, ev baskını sırasında, çantasından kendine ait olmayan CD'ler çıktığını söylemişti.
Yusufcan'ın kız kardeşi Açelya Yıldırım, bianet'e yazdığı mektubunda, "Yaşayarak gördüm ki, eğer bir kere eviniz arandıysa; bundan sonra her şey delildir" dedi.
Açelya, şöyle devam ediyor: "Örneğin, hakkında hiçbir toplatma kararı olmayan, birçok kitapçıda bulunabilecek yasal dergiler; sokakta, şehir merkezlerinin en işlek yerlerinde dağıtılan bildirilerden sizin evinizde çıktıysa, bunlar 'yasadışı silahlı terör örgütü üyeliği' için delil sayılabilir."
Kardeşinin yarın (6 Aralık) görülecek duruşmasına hak örgütlerini, öğrenciler ve haksız tutuklamalara karşı çıkan herkesi davet ettiğini söyleyen Açelya, "Onlara yalnız olmadıklarını gösterin" diyor.
"Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi'nin kasım ayı raporuna göre tespit edilebilmiş, uzun tutukluluk süreleri ile cezalandırılmaya çalışılan, 281 öğrenci, ki gerçek sayının 500'ün üzerinde olduğu tahmin ediliyor, şu an parmaklıklar ardında."
"Beklemediğimiz bir anda, sırf birileri hakkınızda kanaat getiriyor diye, keyfi nedenler ve anlamsız delillerle, soğuk, havasız, zamanın, rengin olmadığı bir hücreye biz de konulabiliriz. Yarın o hücrelerde olmak istemiyorsak, bugün haksız yere orada olanlar için bir şeyler yapmalı, ses çıkarmalıyız."
Yusufcan ile birlikte tutuklandığı dört arkadaşı tutuklanışlarından 320 gün sonra, yarın saat 14.00'te Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hâkim karşısına çıkacak.
"Bize 'eli kanlı teröristler' dediler"
Halen tutuklu bulunduğu Sincan F Tipi Cezaevi'nden bize mektup yazan Yusufcan, "Hakkımızda delil varsa neden iddianame yok? Deliller toplandıysa neden 'Delil karartabilir' denerek tutuklu yargılanıyoruz? Delil olarak da yasal kitaplara aldığım notlar gösteriliyor. Dört ayrı örgüte birden nasıl üye olayım, sayısal loto mu oynadılar?" demişti.
Açelya, kardeşinin tutuklanmasının ardından çıkan haberlerle ilgili sözlerini de aktardı:
"Biz tutuklandıktan dört gün sonra ana haber bültenlerine 'son dakika haberi' olarak düştük. Özetle, 'Üniversiteleri kana bulayacak kaos timi yakalandı!' deniyordu. Bizlere ne savcılıkta ne de tutuklanma talebiyle çıkarıldığımız nöbetçi mahkemede herhangi bir silahla ilgili soru dahi sorulmasına rağmen; sanki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin mühimmat deposunda yakalanmışçasına, bir orduya yetecek sayıda silah görüntüleri ve 'kapı kırma' sahneleri eşliğinde verildi haberimiz ve elbette olmazsa olmaz 'eli kanlı teröristler' ifadesiyle..."
"Duruşmaya gidememekten korktum"
Melek Yıldırım da 1 Kasım'da evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Üç gün gözaltında tutulduktan sonra 4 Kasım'daki savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan Melek Yıldırım, olayı şöyle anlatmıştı:
"Oğlumun çıkması için kamuoyu oluşsun diye çabalamam rahatsızlık yarattı, susturmak, gözdağı vermek için gözaltına alındım. Tutuklanırsam, oğlumun 6 Aralık'taki duruşmasına gidemeyeceğimi, onu göremeyeceğimi düşündüm, bu yüzden endişelendim." (AS)