Karara karşı çıkan Çiğdem Mahallesi sakinleri, "Beykoz'un Beykoz halkından arındırılmak istendiğini" söyledi. Barınma haklarının korunmasını isteyen Beykozlular, "Merkezinde insanın olmadığı hiçbir planı onaylamıyoruz" dedi.
"Yeni yıkım kararları gelecek"
Yıkılacak evlerden birinin önünde toplanan 150 kişi, "Barınma hakkımız engellenemez", "Beykoz'a sahip çıkacağız" sloganları attı. Çiğdem Mahallesi İnisiyatifi adına açıklama yapan Binnur Başaran, dört evin yıkılmasından sonra yeni yıkım kararlarının geleceğine dikkat çekti.
"Çarpık kentleşmeyi düzeltmek adına dün Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası'nı kapatan anlayış, bugün de aynı gerekçelerle konutlara yıkım kararını göndermeye başladı" diyen Başaran, yıkım kararı çıkan evlerde yaşayanlara barınma imkanı bile sağlanmadığını belirtti.
Planlı bir kente "evet" dediklerini belirten Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'un çok daha acil önlemler bekleyen başka bölgeleri vardır. Olası bir depremde, dev mezarlıklara dönüşecek bölgelerde hiçbir şey yapılmazken Beykoz'daki bu uygulamalar anlamlıdır. Eğer niyet gerçekten Beykoz'un sağlıklı bir kente dönüşmesi ise, bu planlar halka açıklanmalı ve halkın da katkısını alan ve barınma hakkına sahip çıkan bir anlayışla uygulanmalıdır."
Sorular ve yanıtları
Başaran, şu soruların da yanıtlanmasını istedi:
"İstanbul çok acil çözüm bekleyen sorunları ve bölgeleri varken, Beykoz'daki uygulamaların gerekçesi nedir? Çiğdem Mahallesi'ndeki dört evin yıkılmasıyla Beykoz'un kentsel sorunlarının çözümü sağlanmış mı olacaktır? Planlarda başka neler vardır? Yıkılacak evin sakinleri için bir barınma projesi geliştirilmiş midir? Yoksa Paşabahçe Şişe Cam'da olduğu gibi bu insanlar da başka illere mi gönderilecektir?"
Mahalle sakinleri ise, tepkilerini şöyle dile getirdi:
"İçim dolu söyleyemiyorum"
44 yıldır yaşadığı evinin yıkılmasına tepki gösteren Niyazi Uzun, şöyle konuştu:
"İçim dolu söyleyemiyorum. 1948 senesinden beri oturuyorum ben burada. Bunu kasti olarak yapıyorlar, hastane ile hiçbir ilgisi yok. Hastanedekiler benden evimi istediklerinde vermedim. Eczane yapacaklardı. Vermeyince buralara el koydular. Hastanenin tapusu yok. Kendi tapusunu almadan bizi buradan kovmaya kalkıyor. Önce tapusunu alsınlar.
"TMMOB Paşabahçe'yi inceliyor"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Hasan Kıvırcık, TMMOB'un konuyu Paşabahçe'deki fabrikanın kapatılmasından sonra incelemeye başladığını belirtti. Kıvırcık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelişmeler, daha büyük bir planın parçaları olarak gündeme getirilmiş gibi görünüyor. Buradaki sorun sadece dört evin yıkılmasıyla ilgili gibi görünmüyor. Eğer kent planlaması sürecinden bahsedeceksek, kent planlaması demokratiktir. Bu demokratik açılıma bütün kentli katılmak zorundadır. Bir kent planı hiçbir zaman yöre insanını dışta bırakarak, onun yaşamsal meselelerine inmeden, ekonomik yaşantısına, barınma sorununa inmeden yapılamaz. TMMOB olarak konuyu inceliyoruz. Buranın planlanması sürecinin kentsel rehabilitasyona imkan verecek şekilde ama burada yaşayanların konut sorununu görmezden gelmeden, yaşam haklarını, çevre sorununu ve buradaki dokuyu koruyarak tamamlanmasını istiyoruz. Beykozluyu dışarıda bırakmayan çözümü arzu ediyoruz."
"İki senedir mahkeme sürüyor"
Çiğdem Mahallesi Muhtarı Hüseyin Karababa ise, olayı mahkemeye götürdüklerini ve sonucu beklediklerini anlattı:
"Bu davada biz haklıyız. Bunu mahkemeye götürdük, iki senedir mahkememiz devam ediyor. Artık mahkeme sonuçlanmadan böyle bir yıkımın gelmesi ne kanuna, ne adalete sığar. Mahkeme bitmeden bu yıkımların gelmemesi lazım. Dört evle kalacağını ben tahmin etmiyorum. Biz eğer Beykoz'u kurtaracaksak, bu dört evi feda ederiz. Ama bu zincirin bir halkı. Yarın zincirin öbür halkaları da oluşacak."
Eylem sloganlarla sona erdi. Bu arada evler hakkında verilen yıkım kararının 2-4 Eylül günlerinde uygulanacağı bildirildi. (BB/NK)