*Fotoğraf: Pixabay.
The Guardian gazetesi bilim editörü Robin McKie, bilimsel olarak bilinenleri ve bilinmeyenleri bir arada topladı. Aktarıyoruz...
Koronavirüsler insanlık için uzun süredir problem oluşturuyor. Koronavirüsün çeşitli versiyonları genel gripleri ve Sars ve Mers gibi ölümcül olanları tetikledi.
Ancak, Covid-19 pandemisine neden olan koronavirüsün ortaya çıkardığı küresel yıkıma kıyasla etkileri hafif olmuştu. Sadece birkaç ay içinde onlarca ülkede kitlesel karantinaları tetikledi ve 100 binden fazla can aldı. Ve hastalık yayılmaya devam ediyor.
Bu, lipit adı verilen yağlı kimyasallarla kaplanmış ve 80 milyar metre çapında sivri bir uçlu genetik malzeme topu için olağanüstü bir başarı. İnsanlık bu çok mütevazı saldırgan tarafından tehdit ediliyor.
Öte yandan, Covid-19'a neden olan Sars-CoV-2 hakkında bildiklerimiz dikkat çekici. Bundan beş ay önce bilim tarafından bilinmeyen bir organizmaydı. Bugün, daha önce benzeri görülmemiş bir ölçekte çalışma konusu oldu. Aşı projeleri çoğalıyor, antiviral ilaç denemeleri başlatıldı ve yeni teşhis testleri ortaya çıkıyor.
Bu nedenle sorumuz şu: son beş ayda ne öğrendik ve bu bilgi bu salgına nasıl son verebilir?
Nereden geldi ve insanlara ilk olarak nasıl bulaştı?
Araştırmacılar, Sars-CoV-2 virüsünün bu tip virüslere karşı şiddetli bağışıklık tepkileri geliştiren yarasalardan kaynaklandığını keşfetti.
Bu bağışıklık tepkileri, virüslerin daha hızlı çoğalmasını sağlar, böylece yarasaların bağışıklık savunmasını alabilirler. Buna karşılık, yarasayı hızla çoğalan ve oldukça bulaşıcı virüslerin kaynağına dönüştürür.
Daha sonra bu yarasa virüsleri, hızlı tepki veren bir bağışıklık sistemine sahip olmayan diğer memelilere geçtiğinde, virüsler hızla yeni konakçılarına yayılır. Çoğu veri Sars-CoV-2'nin insanlara pangolinler gibi bir ara tür yoluyla bulaşmaya başladığını gösteriyor.
Sydney Üniversitesi'nden virolog Profesör Edward Holmes, "Bu virüs muhtemelen bir yarasadan başka bir hayvana sıçradı ve diğer hayvan belki de bir hayvan pazarında bulunan insanın yanındaydı," diyor ve ekliyor:
"Ve eğer bu vahşi hayvanın bir yarasadan aldığı bir virüsü varsa ve onunla etkileşime giriyorsak, virüsün daha sonra hayvanın yanında bulunan kişiye yayılması için iyi bir şans veriyor ve bir başkasına ve bir bakmışız bir salgınımız olmuş."
Sars-CoV-2'nin bulaşmasına gelince, virüsü içeren su damlacıkları enfekte bir kişi tarafından öksürük veya hapşırma ile atıldığında ortaya çıkıyor.
Virüs nasıl yayılıyor ve insanları nasıl etkiliyor?
Virüs bulaşmış partiküller diğer kişiler tarafından solunuyor ve boğazı kaplayan hücrelerle temas ediyor.
Bu hücrelerin yüzeylerinde çok sayıda reseptör (Ace-2 reseptörleri olarak bilinir) bulunuyor. (Hücre reseptörleri, kimyasalların hücrelere geçmesinde ve hücreler arasındaki sinyalleri tetiklemede önemli bir rol oynar.)
Nottingham Üniversitesinden virolog Profesör Jonathan Ball, "Bu virüs, bu reseptörü kilitlemek ve RNA'sını hücreye kaydırmak için hazırlanan bir yüzey proteinine sahip" diyor.
Vücuda girdiğinde, bu RNA kendini hücrenin kendi çoğaltma makinesine sokuyor ve virüsün birden fazla kopyasını yapıyor.
Bunlar hücreden patlıyor ve enfeksiyon yayılıyor. Vücudun bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorlar sonunda virüsü hedef alıyor ve çoğu koşulda ilerlemesini durduruyor.
"Covid-19 enfeksiyonu genellikle hafift ve virüsün başarısının sırrı bu" diyen Ball, şöyle ekliyor; "Birçok insan enfeksiyon kaptıklarını bile fark etmiyor ve bu yüzden başkalarını enfekte ederek işlerini, evlerini ve süpermarketlerini dolaşıyor."
Virüs neden bazı durumlarda ölüme sebep oluyor?
Bununla birlikte, bazen virüs ciddi sorunlara neden olabiliyo. Bu, solunum yolunda aşağı hareket ettiğinde ve Ace-2 reseptörleri olan hücrelerde daha zengin olan akciğerleri enfekte ettiğinde oluyor.
Bu durum hücrelerin çoğunu yok ediyor ve akciğerler kırık hücre parçalarıyla tıkanır. Bu durumlarda, hastalar yoğun bakımda tedaviye ihtiyaç duyar.
Daha da kötüsü, bazı durumlarda, bir kişinin bağışıklık sistemi aşırıya kaçar, virüse saldırmak için hücreleri akciğerlere çekerek iltihaplanmaya neden olur. Bu süreç kontrolden çıkabilir, daha fazla bağışıklık hücresi dökülür ve iltihap kötüleşir. Bu sitokin fırtınası olarak bilinir. (Yunancada, "sito" hücre ve "kino" hareket anlamına gelir.) Bazı durumlarda bu hastayı öldürebilir.
Bazı hastalarda sitokin fırtınalarının oluşması, ancak büyük çoğunluğunda görülmemesinin sebebi açık değil.
Bir olasılık, bazı insanların koronavirüs saldırılarına karşı çoğu insandakinden daha savunmasız olan Ace-2 reseptörlerinin versiyonlarına sahip olmasıdır.
Enfekte olursak ömür boyu korunur muyuz?
Covid-19 enfeksiyonundan iyileşen hastaları inceleyen doktorlar, kanlarında oldukça yüksek seviyelerde nötrleştirici antikorlar buluyorlar.
Bu antikorlar bağışıklık sistemi tarafından üretiliyor ve belirli noktalarda istilacı bir virüsü kaplayarak hücrelere nüfuz etme kabiliyetini engelliyor.
Londra'daki Imperial College'dan virolog Mike Skinner, "Enfekte insanlarda Covid-19'a karşı bağışıklık tepkilerinin oluştuğu açıktır.
"Ve bu yanıt tarafından oluşturulan antikorlar gelecekteki enfeksiyonlara karşı koruma sağlayacaktır - ancak bu korumanın ömür boyu sürmesi pek olası değil."
Bunun aksine çoğu virolog Covid-19'a karşı bağışıklığın sadece bir veya iki yıl süreceğine inanıyor.
"Bu insanları enfekte eden diğer koronavirüslerle uyumlu" diyor Skinner ve ekliyor:
"Bu, çoğu insan sonunda virüse maruz kalsa bile, virüsün hala endemik hale geleceği anlamına geliyor - bu, hastalığın mevsimsel enfeksiyon zirvelerini göreceğimiz anlamına geliyor"
Kısaca, virüs bir süreliğine bizimle kalacak. Buna karşın virülansını (bir mikrobun patojenliği, yani onun hastalığa neden olma yeteneğii) değiştirebilir mi?
Bazı araştırmacılar virüsün daha az ölümcül olabileceğini öne sürüyor. Diğerleri ise daha ölümcül olabilmek için mutasyona uğrayabileceğini savunuyor. Skinner şüpheli: "Bu salgını virüsün konumundan düşünmeliyiz" diyor. "Dünyaya çok güzel yayılıyor. Değişim hiçbir fayda getirmiyor."
"Sonunda, bizi Covid-19 tehdidinden kurtaracak şey etkili bir aşının geliştirilmesi ve yayılması olacak," diyor.
Ne zaman aşı olacağız?
Nature dergisinde Cuma günü yayınlanan haberde, dünya çapında 78 aşı projesinin başlatıldığını bildirildi - 37'si daha geliştiriliyor.
Halen devam etmekte olan projeler arasında şu anda Oxford Üniversitesi'nde, diğeri ABD biyoteknoloji şirketlerinde ve üçü de Çin bilim gruplarında birinci aşama denemelerinde olan bir aşı programı sürüyor. Diğer birçok aşı geliştiricisi, bu yıl insanlar üzerinde testlere başlamayı planladıklarını söylüyor.
Bununla birlikte, aşılar büyük ölçekli güvenlik ve etkinlik çalışmaları gerektirir. Binlerce kişi, aşının kendisini veya bir plaseboyu, ilkinin doğal olarak karşılaşacakları virüsün bulaşmasını önlemede etkili olup olmadığını belirlemek için almalı. Bu kaçınılmaz olarak uzun bir süreç.
Sonuç olarak, bazı bilim insanları, aşı çalışmalarını ve testleri hızlandırmayı savunuor. Rutgers Üniversitesi'nde biyoetik profesörü Nir Eyal, "Bu yaklaşım risksiz değil" diyor.
Gönüllülerin genç ve sağlıklı olması gerekecek, "Sağlıkları da yakından izlenecek ve yoğun bakım ve mevcut ilaçlara erişebilecekler."
Sonuç, standart aşama olan üç denemeden geçen süreden çok daha kısa sürede kullanıma hazır olarcak ve milyonlarca insanın hayatını kurtaracak bir aşı olabilir.
Ancak kasıtlı olarak insanları enfekte etmek - özellikle de çalışmanın bir parçası olarak gönüllüler üzereinde plasebo aşısı yapmak tartışmalı bir konu.
Bristol Üniversitesi'nden Profesör Adam Finn "Bunun çok dikkatli bir şekilde düşünülmesi gerekecek" diyor ve ekliyor:
"Gençler böyle bir denemeye katılma fırsatına koşabilirler, ancak bu birçok genci öldüren bir virüs. Henüz nedenini bilmiyoruz. Ancak, üçüncü aşama denemeleri hala bir şekilde kapalı, bu yüzden bu fikri tartışmak için zamanımız var."
(PT)
*Çeviri: bianet.
*Makalenin orijinalini okumak için tıklayın.