Fotoğraf: MA
10 Ekim Ankara Katliamına dair davanın 20. duruşması, dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Davaya, katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri taraf olarak katılırken, birçok sivil toplum örgütü ve siyasi parti üyesi de davayı izledi.
MA’nın haberine göre, tutuklu sanıklar İbrahim Halİl Alçay, Hacı Ali Durmaz, Resul Demir, Erman Ekici, Metin Akaltın, Hakan Şahin duruşmaya Ses ve Bilişim Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Bin Ladin’i anmak istedi
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada konuşan sanık Ekici'nin avukatı, Usame Bin Ladin’in "kahraman" ve "şehit" olarak anılmasını istemesi salonda tepkilere neden oldu.
Daha sonra söz alan Avukat Senem Doğanoğlu, sanık Erman Ekinci’nin 2013 tarihli “Taş üstünde taş bırakmayın” tapesini hatırlattı:
“Bu insanlığa karşı suç işlendiğinin kanıtıdır. Ağustos 2014’te Ezidi soykırımı oldu ve Erman Ekici Suriye’deydi. Şengal’ten kurtulanlar Kobani’ye gitti. Bir ay sonra Kobani işgali oldu. Kobani işgali olduğunda Erman Ekici oradaydı. Biz sanıkların söylediklerinden Şubat, Haziran 2015’te orada olduğunu biliyoruz. Bu kadar suçla, tecavüzle, yağmayla, gaspla yürüyen bir örgüte üye olmak, ‘ben Ebu Talha değilim’ diyerek geçiştirilemez. 10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suçtur. Bütün yaralanma ve ölümlerin tarifi, B ve A bölgesi olarak ayrıldığı için yeniden canlandırma yapılması zorunlu. Olay yerinin canlandırılmasını ve bombalama mekanizmasının zararını tarif edecek düzeneğin kurulmasını talep ediyoruz.”
“Sürecin şeffaf yürütülmesi gerekiyor”
Daha sonra söz alan Avukat İlke Işık, şöyle konuştu:
“Ankara’da bu katliam gerçekleşiyor ama Gaziantep 2015 döneminin IŞİD üstü, IŞİD merkeziydi. Bir buçuk yıl içinde 5 büyük katliamı örgütlemiş bir üst. 2015 döneminde Antep Valisi olan kişi şu anda İçişleri Bakanı. Biz İçişleri Bakanı’nın bu dönemi bildiğini biliyoruz. Mahkemenin İçişleri Bakanlığı’na sorduğu sorulara yıllarca cevap almadık.
Ankara emniyetinin sorumluluğunu siz yok saysanız da Bakanlığın Müfettiş raporunun tek tek sorumluları yargılayan bir rapor. Bu raporların gönderilmesini sizden talep ettik. Bu raporları neden saklandığına neden açıklanmadığına dair hiçbir açıklama da yok.
Dönemin Antep Valisi’nin İçişleri Bakanı olduğu bir ülkede, sorumluların yargılanmasını talep ediyoruz. 2015 döneminde Gaziantep'te yer alan yetkililer yargılanmayacak mı? Ali Yerlikaya’nın İçişleri Bakanı olduğu ülkede, bütün süreçlerin şeffaf yürütülmesi gerekiyor. Olmaması soruşturmalara engel oluyor. 2015 Türkiyesinde, Ankara Gar Katliamında ne olduğuna dair açıklama yapılması engelleniyor.”
“Çok sayıda kişi bulunamıyor”
Firari sanıkların MİT’e sorulması talebinin her seferinde reddedildiğine dikkat çeken Işık, “Bu dosyada eksik sanıklar var. Firari sanıklarla fotoğraflarla olan kişiler çok önemli çünkü katilamın bir parçası onlar. X,Y denilen çok sayıda kişiyi bulamıyoruz” dedi.
Eski İçişleri Bakanı Soylu’nun telefonundaki yüz tanıma sistemini hatırlatan Işık, “X,Y’lerin yüzü belirli. Yüz tanıma sistemiyle çok rahat bulunabilir. Bir kez daha X,Y’lerin akıbetinin incelenmesini ve yüz tanıma sistemine eklenmesi gereken bir dosyadır. Firari sanıklarla ilgili, Savaş Yıldız'ın Adana ve Mersin dosyasının eklerinin mahkememize sunulmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Tutuklama ve yakalama kararları
Savunmalar ardından söz alan iddia makamı, sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde talepte bulundu.
Mahkeme heyeti, ara kararında, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuklama yönündeki yakalama kararı olan sanıklar hakkında kararın devamına, kırmızı bülten talebi hakkında Adalet Bakanlığı’ndan müzekkereye cevap verilmesinin beklemesine, 2 tanığın dinlenmesine, Erman Ekici’nin dijitalleri için yazılan yazının cevabının beklenmesine, diğer taleplerin reddine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 8 Eylül’de görülecek.
“Boş sanık sandalyeleri doldurulamıyor”
Duruşmanın ardından Adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan 10 Ekim-Der Başkanı avukat Mehtap Sakinci Coşgun, “Değişmeyen bir adalet sistemiyle, adalet arayışıyla doldurduğunuz salonlardan yine tüm taleplerimizin reddi ve duruşmanın ertelenmesi kararı çıktı. Önümüzdeki ay Suruç katliamının 8'nci yılı dolacak. Geçtiğimiz ay Diyarbakır katliamının 8'nci yılı doldu. Yıllardır hiçbir sanığın bulunamadığı, boş sanık sandalyelerinin doldurulamadığını görmüyoruz. Bu süreçte 10 Ekim katliamını hesabını yargılanacağı gün gelene kadar bu mücadele devam edecek. Vazgeçmeyeceğiz. 8 Eylül tarihine ertelenen duruşmasına emek demokrasi güçleri olarak katılım çağrısında bulunuyoruz” dedi. (AS)