Türel, ekonominin son durumu ve döviz kurları ile ilgili şunları söyledi;
* Dolar kuru, 1 milyon 300 bin düzeyine indi. Krizler sonrasında kurun belirli bir sıçramadan sonra düşüş göstermesi genellikle görülen bir durumdur. Ancak Türkiye'de, 2001 Şubat ayında ortaya çıkan panik dolayısıyla, kurdaki çıkış uzun sürdü.
* 2001 yılında toptan fiyatların yüzde 92, tüketici fiyatlarının ise yüzde 73 artmasıyla kurun düşmesi için bir gerekçe kalmadı.
* Türk lirası, geçtiğimiz yıldan daha değerli hale geldi, değerlenme oranı, alınan başlangıç tarihine göre değişmekle birlikte, yüzde 20'yi aştı.
* Merkez Bankası tamamıyla enflasyon hedeflenmesine odaklandığından, döviz piyasasına müdahaleden kaçınıyor.
Spekülasyon değil, ekonomik temel
* Türk lirasının değer kazanması spekülasyona değil, ekonomik temellere dayanması halinde sevindirici olacaktır.
* Ancak son üç yılda durgunluktan çıkamamış bir ekonomide bu değerlenme, ekonominin reel verileriyle bağdaşmıyor.
* Bu dalgalanmalarda, döviz spekülasyonu yapanlar değil, ihracatçı, turizmci ve küçük tasarruf sahibi zarar görüyor.
* Kurun düzeyinden daha önemlisi, dalgalanmanın şiddetidir. Bu şekilde ortaya çıkan kur belirsizliği, ihracat ve turizmin yanında sanayi sektörü için de zararlıdır.
* Dünya ekonomisinin durgunluğa girdiği, Japonya ve Çin'den olumsuz sinyallerin alındığı bir dönemde, kurun rekabetçi düzeyde kalması gerekiyor. Zira ihracat ve turizmde gelişmenin devam etmesi, bir yatırım perspektifinin kalmadığı ekonomimiz için hayati önem arz ediyor.
* Üretim ve yatırım cephesine dikkat edilmesi gerekiyor. Halkın, ekonominin yönetim hatalarının maliyetini ödemekten yorgun düştüğünü hatırlatmak istiyoruz.(ÇM/NU)