Fotoğraf - Anadolu Ajansı
Türk Lirası son günlerde Amerikan Doları karşısında yaklaşık yüzde 6 değer kazandı. Dolar son iki ayın en düşük seviyelerine kadar geriledi.
20 Eylül'de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Yeni Ekonomi Programı'nı açıkladığı günlerde 6,29 seviyelerinde seyreden döviz kuru 12 Ekim'de ABD'li rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılmasını takip eden süreçte bugün 5,67 seviyelerine kadar düştü.
TL'nin diğer ülke paraları karşısında gösterdiği bu değerlenme sonrasında piyasalarda "Türkiye ekonomisi normale mi dönüyor?" yorumlamaları yapılmaya başlandı. Ekonomi profesörü Hayri Kozanoğlu konuyu bianet'e değerlendirdi.
TL'nin dolar karşısında gösterdiği değerlenmeyi kurun ilk olarak aşırıya gitmesinin ardından, "makul seviyelere" gelmesi olarak yorumlayan Kozanoğlu, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun 25 Ekim'deki toplantısında faiz yükseltme kararı vermemesi durumunda kurun tekrar yukarı yönlü harekete geçebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Kozanoğlu bianet'e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.
"Bu hareketlilik 94 ve 2001 krizlerinde de görülmüştü"
"Döviz kurlarında bu şekilde bir hareketlenme Türkiye'nin 1994 ve 2001 krizinde de görüldü. Krizler'de döviz dalgalanma olduğu zaman önce aşırıya, olabildiğinin de ötesine gider. Daha sonra "makul bir seviyeye" çekilir. Şu an o süreci yaşıyoruz ama doların bugün geldiği nokta civarında istikrar kazanması dahi Türkiye ekonomisi için çok ciddi bir riski ifade ediyor.
"Gerek şirketlerin dış borçlarını ödemesi açısından, gerek banka bilançolarına getirdiği yük açısından kurun bugün geldiği seviye dahi, çok ciddi bir riski içinde barındırıyor. Kabataslak, doların 5 liranın, hatta 4,5 liranın altına düşürmedikten sonra döviz kurunun istikrar kazandığını söylemek pek mümkün değil. Kurdaki oynaklık bu seviyeleri altına düşmedikçe devam edecektir.
"Belki de şunu hatırlatmak gerekiyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında döviz kuru 4,80'lere geldiği zaman Merkez Bankası ciddi bir faiz artırımına giderek o günkü kuru 4,40 seviyesine çekmişti. O zaman 4,80'in çok ciddi sinyal veren, tehlikeli bir düzey olduğunu kabul ediyorduk. O nedenle şimdi kur 5,70'lere geldiğinde kurun istikrar kazandığını söylemek mümkün değil.
"Aşırıya gidişim biraz geri çekilmesi"
"Bizim şu anda gördüğümüz, benzer ülkelerin döviz kuru krizlerinde de rastlanan "aşırıya gidişin biraz geri çekilmesi" olarak durumu yorumlayabiliriz. Ama bu düzeylerden Türkiye ekonomisinin ne düze çıktığını, ne de sorunların geride kaldığının söylenmesini ben doğru bulmuyorum.
"Hatırlarsınız, Orta Vadeli Program açıklandığı zaman döviz kurlarında bir değişiklik olmamıştı, hatta ilk dakikalardan sonra döviz kurunun arttığı gözlemlenmişti. Doların düşmesi hususunda bu programın önemli bir etkisinin olduğunu zannetmiyorum.
"Rahip, Brunson'un serbest bırakılması ise sonunda Türkiye'nin irrasyonel bir noktadan tırnak içinde daha rasyonel bir noktaya doğru tavır değiştirdiği mesajını vermesi açısından ve Amerika'yla olan sorunların giderilmesi yolunda adım attığının gösterilmesi olması açısından dövizin geldiği noktada etkili olmuş olabilir.
"Hatırlayalım bundan iki buçuk ay önce, bayram civarında döviz kuru 6 TL seviyelerinde istikrar kazanmıştı. Epey süre de bu şekilde devam etti. Amerika'ya yaşanan gerginliklerin sürmesiyle kur 6 TL'nin üzerine çıktı.
"5,70'lerde denge arayışı normal"
"10 Ağustos civarındaki dalgalanmada da 7 TL'yi geçen bir noktaya ulaşmıştı ama o çok kısa sürmüştü. Çünkü önceki denge noktası 6'ydı. Onun için 5,70'ler civarında bir denge arayışının ben normal olduğunu düşünüyorum.
"Yani şunu söylemeye çalışıyorum. Şimdi 6 liradan 5,70'e düşmesi kabataslak yüzde 5'lik bir geri çekilme olduğunu gösteriyor ve bu rakam çok önemli bir değişiklik değil.
Hayri Kozanoğlu 25 Ekim'deki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısında faiz artırım kararının çıkıp çıkmayacağı konusunu ise şu şekilde değerlendirdi:
"Merkez Bankası faiz artırmazsa kur artar"
"Eğer kur 5,70 civarında kalırsa ben faiz artış kararı çıkacağını zannetmiyorum. Faiz artış kararı çıkmasa da döviz kurları tekrar yukarı doğru bir hareketlenebilir. Çok büyük bir yükseliş olmasa da bulunduğu noktadan ileriye gider. Çünkü son günlerde özellikle yurt dışı finans çevrelerinden yapılan yorumlarda Merkez Bankası'ndan böyle bir adım beklendiği noktasında değerlendirmeler yapılıyor.
"Çünkü Merkez Bankası'nın bir haftalık politika faiz oranı şu an yüzde 24. Bu da açıklanan tüketici enflasyonuna denk geliyor ama açıklanan üretici enflasyonu yüzde 46 olduğu için bu noktada faizin tüketici enflasyonunda kalamayacağı ve böyle kritik bir eşikte ekonominin reel faiz vermesi gerektiği düşünülüyor. O nedenle önümüzdeki toplantıda eğer bir artış kararı gelmezse kurda yukarı yönlü hareket olacaktır." (HA)