20 yıl aradan sonra en kapsamlı Emin Barın sergisi, Artİstanbul Feshane’de açıldı.
Grafik sanatının önde gelen isimlerinden, hattat ve cilt sanatçısı Prof. Emin Barın’ın 230 eserine ve kişisel arşivine yer veren “Ne Senden Rükû Ne Benden Kıyam” sergisi 29 Nisan’a kadar görülebilir.
Zafer Yıldırım’ın koleksiyonundan oluşan, İBB Kültür ve İBB Miras tarafından düzenlenen serginin küratörlüğünü, sanat tarihçisi Ali Kayaalp üstlendi.
Emin Barın’ın dünyasına eserlerinin rehberliğinde kapı aralayan sergi ile ilgili açılışta konuşan sanatçının oğlu Tevfik Barın, “Babamın daha önce bu kadar mükemmel bir mekânda sergisi yapılmamıştı. Aile olarak gurur duyuyoruz” dedi.
İstanbul’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde ve Almanya’da aldığı eğitimlerin ardından uzun süre kendini grafiker olarak tanımlayan Emin Barın, 1940’lı yıllarda Latin harfli yazılar üzerine çalışmalar yürüttü. 1960’ların başlarında, uzun süredir ilgi duyduğu hat sanatı ve Arap alfabesi üzerine çalışmalar yapmaya başlayan Barın, hem klasik hat estetiğini gelenekten fazla uzaklaştırmadan ürettiği hem de bahsedilen estetiğin dışına çıkarak geometrik formların evrimiyle grafik bir anlam kazandırdı.
"30 sene kaybettik"
Fatih Belediye Başkan Adayı, Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Yardımcısı Mahir Polat, Feshane’den söz ederken Serotonin Sergilerini hatırlattı.
“Bir anekdot, benim çok hoşuma gidiyor ve düşündükçe de bana ilham veriyor. 1993 tarihli Serotonin Sergileri. O dönem çok değerli sanatçılar, dünyayla da eş zamanlı hareket edebilmek dürtüsü ve kendi sanatsal estetik düşünceleriyle beraber, bir tavır olarak, sanat aktivizmi olarak buraya geliyorlar ve burada bir sergi gerçekleştiriyorlar. Hakikaten çok ilham verici bir tavır. Çünkü sanatçıdan ve kültür insanından tam olarak beklediğimiz toplumu ileriye çekecek ve tartışmaları açacak, ama bunu yapıcı bir şekilde yapacak bir süreci başlatıyorlar. 1993 yılında bu çok özel Serotonin Sergisinden sonra Feshane kapılarını kapatıyor. 1993 yılında kapanan bir fikir, 2023 yılında tekrar hayat buldu. 30 sene kaybettik.
30 sene...
“Güzel olan şeyi emekle örülmüş olan şeyi faydalı olduğunu düşündüğümüz şeyi gerçekleştirmek bu kadar zor olmamalı."
TATE Modern ve Barın yan yana
Emin Barın ve sergi ile ilgili olarak da şunları söyledi:
“Toplum, bazen batıyı lanetliyor, bazen doğuyu lanetliyor, bazen aşağı görüyor ama bu tartışmalardan olgun bir sonuca varılamıyor. Bu neyle mümkün olabilirdi? Bu gerçekten ömür verilmiş, zahmet çekilmiş kişiselleşmiş, oradan damıtılmış ürünlerle olabilirdi. Bunu Türkiye'de her alanda, müzikten sinemaya, edebiyata, literatüre, bilime her alana yansıtabiliriz. Emin Barın da bu belki. Cesur bir şekilde bu ürünleri kişisel imbiğinden damıtarak geçirmiş bir hazine bence Emin Barın.
"İşte bugün 230 eseriyle Emin Barın diyor ki, ben 1960'lı yıllarda geçmişi de anlamaya çalışarak doğuyla batının ötesine geçerek, ikisinin de ötesinde ürettim ve bunları size gösteriyorum, diyor.
“Emin Barın, benim için her zaman Türkiye'de belki 200 yıllık modernite tartışmalarının içerisinde kritik olan biçimcilik meselesinde, kendi kulvarında bambaşka yolları açmış, çok özel bir isim.
Açılışa, Anıtkabir’deki kitabeleri Emin Barın ile birlikte hazırlayan 96 yaşındaki Etem Çalışkan da katıldı.
"Eyüp'te, kendi topraklarımızda İstanbul'un en mukaddes yerlerinden bir tanesinde bir tarafta Emin Barın, bir tarafta TATE Modern sergisi iç içe ve biz de diyoruz ki işte buralı olmak Türkiye'de olmak, İstanbul'da olmak böyle bir şey."(AÖ)