Doğa Derneği, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın on beş bozayının av turizmi kapsamında avlatılmasıyla ilgili kararının kanunlara ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara aykırı olduğunu belirtti.
Avlanma ihalesi
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 15 ayı, 109 yaban keçisi ve 4 çengel boynuzlu dağ keçisinin de aralarında bulunduğu birçok yabani hayvan türünün 1 Mayıs-15 Aralık tarihleri arasında avlanmasına izin verdi.
Artvin'de 6, Kastamonu'da 5, Sinop'ta 3 ve Giresun'da 1 olmak üzere 15 ayının vurulması planlanıyor. Bunlardan bir bölümü şimdiye kadar avlandı bile. Kastamonu'daki beş ayı ise 50 bin lira karşılığında ekim ayında avlanacak.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 15 ayının avlanması ile ilgili açtığı ihalenin iptal edilmesi için WWF, change.org'da 95 bin kişinin imzaladığı bir imza kampanyası başlatmış, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) de konuyu Lahey'deki Yaban Hayatı Adalet Komisyonu'na taşımıştı.
Yasalara aykırı
Doğa Derneği'nden yapılan açıklamada, bozayının, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na göre “av hayvanları” arasında değil, “yaban hayvanları” arasında yer aldığı ve bu nedenle avlanması yasak olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Yaban Hayvanlarının ve Yaşam Alanlarının Korunması Zararlılarıyla Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ise yaban hayvanlarından zararlı olanlarla mücadele imkanı tanımakla birlikte bunun ancak ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında çıkarılacak usul ve esaslar çerçevesinde yapılabileceği ifade edildi.
Bern ve CITES'e de aykırı
Bozayıların Türkiye’nin taraf olduğu iki uluslararası anlaşmaya göre kesin olarak korunması gereken türler arasında yer aldığı vurgulandı.
"Bu anlaşmalardan biri Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi, kısa adıyla Bern Sözleşmesi. Bakanlık kararı ile vurulmak istenen bozayılar, Bern Sözleşmesi Ek II listesi içerisinde yani “kesin koruma altındaolan fauna türleri” arasında “ayıgiller” sınıfında yer alıyor.
"Diğer bir anlaşma ise Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme, kısaca CITES. Bu sözleşme de ayıları mutlak korunması gereken ve ticareti yapılamayacak türler arasına dahil ediyor.
“Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre uluslararası anlaşmalar yasa hükmünde sayıldığı için, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın ayıların para karşılığında vurdurulması ile ilgili kararı yasal mevzuatla açık bir şekilde çelişiyor. "
Zaten bozayılar tehdit altında
Konu hakkında konuşan Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç, "Türkiye'de doğanın bütünü ve özellikle de bozayı gibi büyük canlılar zaten büyük tehdit altında" dedi.
"Yeşil Yol, HES'ler, barajlar, madenler ve sayısız başka proje ayıların ve diğer canlıların yaşam alanlarını böldü, parçaladı, daralttı. Doğa Derneği, bozayılar üzerine beş yılı aşkın bir süre çalışarak ayıların yaşam alanlarının kaybı nedeniyle ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu ortaya koymuştu.
"Kısacası ayılar bize değil, biz onlara zarar veriyoruz. Özellikle bal üretiminde ortaya çıkan ayı insan çatışmasını çözmek ise ayıları öldürmeden de mümkün. Doğa Derneği bu konuda pek çok somut uygulama gerçekleştirdi ve Karadeniz Bölgesi'nde başarılı örnekler oluşturdu. Doğadaki yıkımı engellemek yerine, bozayıların para karşılığında avlatılması hem kamu vicdanını, hem de kanunları ihlal eden bir karardır. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın bu kararı ivedilikle iptal etmesini istiyoruz." (UŞ/NV)
Bozayılar ne yapar, ne yer, ne içer?Bozayılar olarak bilinen "Ursus arctos horribilis" alt türü, birçok açıdan vahşi doğanın ilgi çekici canlılarından biridir. Örneğin yaygın olan bilinenlerin aksine boz ayılar çok iyi birer kazıcıdırlar. Pençelerini kullanarak toprakta gizlenebilecekleri oyuklar açarlar. Üstelik her ne kadar genelde meşhur balık avlarıyla bilinseler de, boz ayılar da insanlar gibi hepçil bir türdür; sadece et yemezler, hayvansal ve bitkisel besinleri bir arada tüketirler. Örneğin bitki tohumları, böğürtlenler, bitki kökleri, çimenler, mantarlar ile beslenebildikleri gibi, geyikleri, balıkları ve böcekleri avlamayı severler, bal toplamaktan hoşlanırlar ve hatta başka hayvanlar tarafından öldürülen leşleri yerler. Soğuk kışlara girmeden önce, yazın sonlarına doğru ayılar "hiperfaji" denen bir faza girerler ve aşırı fazla beslenirler. Yazın ve güzün bir kısmını kapsayan 2-4 aylık bu dönemde her gün 1 kilo alabilecek kadar fazla besin tüketirler! Sonrasında ise 5-7 ay boyunca kış uykusuna yatarlar. Bu süreçte, vücutlarına depoladıkları kalorileri yakarlar ve neredeyse hiç hareket etmezler. Bu süreçte günde 8000 kalori civarında harcarlar (ki bu ayı standartlarında oldukça düşüktür). Bu süreçte hiç sıvı tüketmezler; bunun yerine metabolik olarak yağların yıkımı sırasında açığa çıkan suyu tüketirler. Hatta bu sürede idrarlarını bile yapmazlar; ancak normalde üre onları öldürecek kadar zehirliyken, henüz tam olarak bilinmeyen bir kimyasal tepkime sayesinde üreyi yeniden kullanılabilir proteinlere dönüştürmeyi başarırlar. (Kaynak: Evrim ağacı) |
Fotoğraf: Timur Doğan