Avrupa’ya geçmek isteyen mülteciler sabah saatlerinden itibaren Edirne’ye gelerek sınıra doğru harekete geçti. Cihan Demirci / Anadolu Ajansı
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş, İdlib'de 33 Türk askerinin hayatını kaybettiği saldırı sonrası Türkiye'nin sınırları mültecilere açması ve bölgedeki olası gelişmeleri bianet'e aktardı.
Güneş, "Türkiye siyasi barutunun tamamını neredeyse tek seferde harcıyor. Seçenekleri çok az, gerçek müttefikleri yok" derken şöyle ekliyor:
"Denge siyasetiyle bir ülkeye karşı başka bir ülkeyle işbirliği yaparak iş yapmaya çalışıyor.
"Bu çok işe yarayan bir taktiktir ama sınırlarına gelindi ve artık yaramıyor."
"Saldırı 'geliyorum' diyordu"
Dün akşamki saldırıyı sorduğumuz Güneş, bu konuda "Gelişmeler evet, 'geliyorum' diyordu" dedi ve ekledi:
"Türkiye orada 2018 ateşkes hattına geri dönülmesi için Suriye ordusuna baskı yapıyordu ve bundan vazgeçmeyeceğini gösterdi.
"Küresel bir krize dönüştü"
"Öncesinde de TSK askerleri ölmüştü ama çatışmalar sürmüştü. Ama bu kez ölü sayısının bu kadar yüksek olması, NATO'nun toplantıya çağırılması ve mültecilerin sınırlara doğru taşınmaya başlanması krizi yeniden bölgesel bir krizden uluslararası çapta bir krize çekti.
"Şu anda izlediğim bütün uluslararası kanallarda bu haber birinci gündem. Bundan önce değildi."
"Erdoğan dış politikada sıkıştı"
Güneş, Ankara'nın son dönemde sık sık dillendirdiği "sınırları açarız" hamlesinin bugün gerçekleşmesini ise şöyle yorumluyor:
"Bunu Erdoğan'ın son derece büyük bir sıkışmasının işareti olarak görüyorum. NATO ülkelerinin hepsiyle sorunlu ilişkiler var üstelik bunlar kamuoyu önünde 'Ey Fransa, Ey Almanya' diye devam ettiriyor.
"Sonuç olarak henüz bunu başarabilmiş değil. Yalnız olduğu için elindeki en büyük kartı oynadı. Belki sonuna kadar götürmez kartı sadece göstermiş olabilir.
"Ama gece yarısından itibaren Zeytinburnu'ndan mültecilerin yoğun yaşadığı yerlerden otobüslerle Edirne'ye insan taşınması, kameraların önünde cereyan ettirilmesi elindeki son büyük kozu Batı karşısında kullanması anlamına geliyor.
"Türkiye pekala oradan çekilebilir"
"Evet Türkiye'nin elinde güçlü bir kart var ama bu kartı şu an yani İdlib'deki 20-30 kilometrelik mücadele için bu kartı kullanması dış siyasette olanaklarını ne kadar tüketmiş olduğunu gösteriyor.
"Türkiye pekala oradan çekilebilir."
"NATO'dan tabii ki bir şey çıkmadı"
Güneş'e NATO toplantısı sonrası açıklamaları sorduğumuzda ise şunları söyledi:
"NATO'dan bir şey tabii çıkmadı. Bu bir olgu, çıkabilirdi de. Bundan sonra da çıkması olasılığı var ama şu an çıkmamasının birçok nedeni var.
"Bütün Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye, aslında Suriye konusunda aynı fikirde. Bu ülkeler Esad'ı diktatör olarak görüyor ve gitmesi gerektiğini düşünüyor.
"Ancak hem böyle düşünüp hem sahada olan tek ülke Türkiye. Şimdi Erdoğan aynı siyasi bakış açısına sahip olduğunu düşündüğü bu ülkelerin Türkiye'nin arkasına geçmesi için bir hamle yaptı.
"Tıpkı Rus uçağının düşürülmesinde yaptığı gibi.
"Türkiye'nin taktiği artık işe yaramıyor"
"Türkiye bunun işe yarayacağını düşünüyordu. Ama bu böyle hemen işe yaramaz.
"Türkiye siyasi barutunun tamamını neredeyse tek seferde harcıyor. Seçenekleri çok az, gerçek müttefikleri yok. Denge siyasetiyle bir ülkeye karşı başka bir ülkeyle işbirliği yaparak iş yapmaya çalışıyor.
"Bu çok işe yarayan bir taktiktir ama sınırlarına gelindi ve artık yaramıyor.
"Bu taktiği kullanabileceği kadar kullandı. Bir taktik sonsuza kadar işe yaramaz. Bu Batı karşısında Doğu, Doğu karşısında Batı'ya yakınlaşma tabii ki bir strateji. Çok işe yarar, ama bir sınırı var ve bu zorladı Ankara.
"Amerika neden tam desteğe geçmiyor, Batı mülteci konusunda daha değişik adımlar atarlar mı, Rusya nereye kadar şiddeti tırmandırma isteği nereye kadar gider, Erdoğan ne yapar gibi onlarca soru var önümüzdeki haftalar için."
(PT)