* Fotoğraf: Canva
Çin'de dün (23 Eylül) akşamdan bu yana sosyal medyada paylaşılan bazı görüntü ve mesajlarda ülkede askeri bir darbe yapıldığı ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in gözaltında olduğu iddia ediliyor.
Konuyla ilgili sosyal medyada paylaşılan mesajlardan birinde, gazeteci Jennifer Zeng yaklaşık 80 kilometrelik bir askeri araç konvoyunun 22 Eylül'de, yani bundan iki gün önce başkent Pekin'e doğru harekete geçtiğini belirtiyordu. Zeng, mesajına bir de video görüntüsü eklemişti.
Peki, Çin'de askeri darbe girişimi iddiaları gerçeği yansıtıyor mu? İddialar asılsız ise bu iddiaların kaynağı nedir?
Xi'an Jiaotong-Liverpool Üniversitesi Çin Çalışmaları Bölümü'nden öğretim üyesi Doç. Dr. Ceren Ergenç, Çin'de "asayişin berkemal gözüktüğünü, ülke içinde böyle iddiaların olmadığını" söylüyor. Ceren Ergenç'e göre, bu söylentiler kaynağını büyük bir ihtimalle "Falun Gong" denen dini bir kültten alıyor.
"Zaten Çin'de askeri darbe olması yapısına, Çin'in siyasi sistemine çok uyan, beklenebilecek bir siyasi değişim şekli değil" diyen Ergenç, 16 Ekim'de yapılacak Çin Komünist Partisi (ÇKP) kongresine de dikkat çekiyor.
Doç. Dr. Ceren Ergenç ile Çin'de askeri darbe iddialarını ve iddiaların muhtemel kaynağı "Falun Gong" dini kültünü konuştuk...
Sosyal medyada dün geceden bu yana Çin'deki uçuşların büyük bir kısmının iptal edildiği, Çin'de bir darbe olduğu ve Devlet Başkanı Xi Jinping'in gözaltında olduğuyla ilgili iddialar var. Bu iddialar gerçeği yansıtıyor mu? İddialar asılsız ise bunun kaynağı nedir?
Çin'de asayiş berkemal gözüküyor. Çin içerisinde böyle iddialar yok. Duyulmamış. Söylentilerin kaynağı ile ilgili olarak da... 1990'larda Çin hükümetinin, Çin devletinin bastırdığı "Falun Gong" diye bir dini kült vardı. Onlar 90'larda Çin'de bastırıldıktan sonra yurtdışında çok büyük bir diaspora oluşturdular. Çin hakkında yayın yapıyorlar. Bağlantılı oldukları gazeteciler, kanaat önderleri var. Bu söylenti o şekilde çıkmış ve yayılmış gibi duruyor.
Bu söylentin kaynağı olarak iki gazeteci gösteriliyor. Ben bir tanesini biliyorum. O da sıklıkla Falun Gong mecralarında, platformlarında yayın yapan biri. Zaten sosyal medyada yaygınlaştırılması da onun üzerinden oldu. Ondan sonra bir şekilde yayıldı zaten. O yüzden muhtemelen bu da Falun Gong kaynaklı bir söylenti ve bu söylenti doğru değil.
Zaten Çin'de askeri darbe olması yapısına, Çin'in siyasi sistemine çok uyan, beklenebilecek bir siyasi değişim şekli değil.
Bu söylentilerin çıkmasının nedeni de şu: 16 Ekim'de çok önemli bir siyasi dönüm noktası var. Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) kongresi var. Orada Xi Jinping'in üçüncü döneme devam edip etmeyeceği belli olacak.
Xi zaten çok büyük ihtimalle devam edeceği için bence ondan daha da önemlisi Politbüro üyelerinin kimler olacağı ve başbakanın kim olacağı belli olacak. Ona göre de Çin'in içerisindeki siyasi güç dağılımı, Xi'nin önümüzdeki dönemde ne kadar güçlü olacağı gibi konular belli olacak. Çok önemli bir toplantı. Onun öncesinde böyle söylentiler çıkması beklendik tabii.
Muhtemelen de ÇKP'nin içerisinde bir takım hizipsel mücadeleler devam ediyor şu anda. Ama biz bunları göremiyoruz. Bunları Politbüro açıklandıktan sonra geriye dönük olarak "şu olmuş, bu olmuş" şeklinde anlayabiliyoruz sadece, Çin siyasi sistemi, parti-devlet sistemi bu şekilde kapalı olduğundan dolayı... O yüzden bu söylentiyi de o bağlamda okumak lazım.
Falun Gong hakkındaFalun Gong dini kültünden bahsetmiştiniz. Bu kült ile ilgili ne biliyoruz? 1990'larda yasaklanmalarının sebebi neydi? Falun Gong'un Çin'de nasıl ve niye bu kadar etkisi oldu ki? Çünkü Çin'de Budizm, Taoizm, gibi kitaplı olmayan dinler en çok yaygın olanlardır. O yüzden de bizim Türkiye'de anladığımız anlamda bir dini etki yok. 1980'lerde Çin'in kapitalist sisteme entegre olmasından sonra bütün sosyal güvenceler bir anda yok olmuştu, özellikle kentsel nüfus için... İş ve emeklilik güvencesi, ücretsiz eğitim, sağlık hizmetleri, çocuk bakımı, yaşlı bakımı gibi her türlü sosyal hizmetten bir anda mahrum kalan, kendini güvencesiz hisseden kentsel nüfuslar, bu "Falun Gong" denen, Çin'in kendi felsefelerinden beslenen bir akıma kaptırdı kendisini. Falun Gong'un Çin kentlerindeki örgütlenme kapasitesi Çin devletini korkuttu. Çünkü bir anlamda devletin sunamadığı sosyal hizmetleri, güvenlik ağını sunuyordu kentli Çinlilere. Az önce bahsettiğim sağlık hizmetlerinden yararlanamayan Çinliler bu Falun Gong ağları sayesinde ücretsiz doktora gidebiliyorlardı örneğin. Bu şekilde böyle bir güvence, bir güvenlik ağı oluşturmuşlardı. Neredeyse toplumun içerisinde devlete alternatif bir sistem geliştiriliyor gibi düşünebiliriz bunu. Çin devleti bunu bir tehlike olarak gördü ve yavaş yavaş Falun Gong'un liderlerini tutuklamaya başladı. Sonrasında Falun Gong üyeleri, önde gelenleri bunu protesto etmek için Pekin'de, Tiananmen'de toplandılar. Bu kültün ya da örgütün bu kadar insanı mobilize edebiliyor olması, 1989'daki Tiananmen Meydanı olaylarından sonra toplumda ikinci bir örgütlenme kapasitesi ya da potansiyeli olarak görüldü ve tamamen bastırıldı. Falun Gong liderlerinin bir kısmı tutuklandı, bir kısmı yurt dışına kaçtı. Yurt dışına kaçanlar orada diaspora komüniteleri oluşturdular ve orada ÇKP karşıtı eylemlerine devam ediyorlar. Bu eylemler yurt dışında bağış toplama, standlar açıp Falun Gong üyelerinin Çin'de çektiği eziyetler hakkında doğru-yanlış bilgilendirmeler yapma şeklinde. Bir yandan da kendi alternatif medya ağları var, televizyonları var. Sosyal medyayı çok ağırlıklı kullanıyorlar. YouTube kanalları var. Bu şekilde ÇKP karşıtı propagandanın ana aktörlerinden biri Falun Gong bugün. |
(SD)