İstanbul 2 no'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce 13 Haziran 2000 tarihinde alınan karar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde bugün (13 Şubat 2000) onaylanarak kesinlik kazandı.
Dava konusu makale
Doç. Başkaya, Abdullah Öcalan 'ın İmralı 'da yargılandığı sırada yazdığı makalesinde, Ortadoğu'da Kürt sorunu çerçevesinde meydana gelen olay ve gelişmeleri değerlendiriyordu. Öcalan'ın yargılandığı davanın medyada "tarihi dava" olarak ifade edilmesini eleştiren yazısında Başkaya, davanın tarihi olarak nitelenmesinin, Kürt sorununun varlığının kabul edilmesi anlamına geleceğini, oysa davanın bir "cinayet davası" şeklinde görüldüğünü belirtiyordu.
Tarihte diğer Kürt önderlerin de aynı kaderi paylaştıklarına yer verilen yazıda ayrıca, "Türkiye'yi yönetenler Kürt sorununun varlığını 80 yıldır bağnazca inkar ettiler. Kürt Sorunu'nu...basit bir zabıta vakası olarak algıladılar" görüşleri dile getiriliyordu.
Düşünceyi tehlikeli görmek
Konuyla ilgili bir yazılı basın açıklaması yapan Başkaya'nın avukatı Aydın Erdoğan , düşünceyi tehlikeli görmenin, ilkel bir hukuk anlayışının ifadesi olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti devleti uluslararası hukuk
normlarına uygun davrandığı iddiasındadır. Dünyada düşünceyi suç sayan bir kaç totaliter devlet kalmıştır . Türkiye'nin yeri, bunların yanı olmamalıdır"dedi.
Basın açıklamasında Başkaya'nın sadece düşüncelerini ifade ettiğini kaydeden Avukat Erdoğan, şöyle devam etti: "Düşüncenin karşılığı düşünce olmalıdır. Düşüncenin cezalandırılması ve ceza tehdidi altında tutulması kabul edilemez bir haksızlıktır."
AİHM'e gidiliyor...
Başkaya'nın daha önce yazdığı "Paradigmanın İflası" adlı kitabı nedeniyle de cezaevine konduğunu ve üniversitedeki görevine son verilerek mağdur edildiğini vurgulayan Avukat Aydın Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Başkaya'nın aldığı bu cezayı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı bularak devleti tazminat ödemeye mahkum ettiğini hatırlattı.
Avukat Erdoğan, "Devlet, bu kez de haksız bulunacak ve tazminat ödemeye mahkum edilecektir, dedi. (ÖL/EK/YÖ)