"Senaristlerin çalışma, dizinin yayından kaldırılma koşullarını, belirleyen yasal düzenlemeler ve kriterler yok. Verdiğiniz tüm emek kanal yöneticilerinin yaptığı bir toplantı sonrasında yok sayılabiliyor. 'Kaldırmaya karar verdik' diyorlar, bitiyor. İşe ertesi gün de gidebileceğinizin garantisi yok."
Dün (22 Ocak) yayından kaldırılan Sinekli Bakkal'ın senaristi Gökhan Aktemur, bianet'e televizyon (TV) sektöründe çalışan senaristlerin iş güvenliği olmadığını anlattı.
Halide Edip Adıvar'ın aynı adlı kitabından uyarlanan dizi, NTV'nin haberine göre ilk bölümden itibaren "beklenen reyting"e ulaşamamıştı. Ancak dizinin sadece reytingden ötürü değil, atv yönetimini de "rahatsız ettiği" için yayından kaldırıldığı ortaya çıkmıştı.
"Senaristler örgütlenmeli"
bianet'e görüş veren "Hatırla Sevgili"nin senaristi Nilgün Öneş ve "Parmaklıklar Ardında"nın senaristi Feride Çiçekoğlu da senaristlerin öncelikli sorunlarını şöyle sıraladı:
- Senaristler arasında bir örgütlenme olmaması,
- Telif haklarında ve ücretlerde yaşanan sıkıntılar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) Amerikan Senaryo Yazarları Birliği'yse iki aydır grevde. Yazarlar aldıkları telif ücreti zammını yetersiz buldukları için greve gitmişlerdi. ABD'deki grevi değerlendiren Öneş, "ABD'de senaristlerin Türkiye'dekilere kıyasla pek çok hakkı var, Türkiye çok geride" dedi.
"Kanallar keyfi davranıyor"
Senaryo Yazarları Derneği'nden (SENDER) bahseden Aktemur, derneğe çoğu senaristin üye olmadığını vurguladı:
"Senaristlerin en azından bir odası, verilen ücretlerin bir asgari sınırı olmalı. TV kanallarının gözünde hiçbir varlığımız yok. Oyuncular görünür olduğu için onlara daha farklı davranılıyor. Bunların yasal prosedürleri olmalı. Senarist dizi başlayınca takside girebilir, borç alabilir; peki dizi aniden yayından kaldırıldığında ne yapacak?"
Dizilerin yayından kaldırılmasının onlarca kişinin aç kalması demek olduğunu hatırlatan Aktemur, her an gerçekleşebilecek iş kazalarına karşı da bir güvencenin bulunmadığına dikkat çekti:
"Kanallar keyfi hareket ediyor, sansür uyguluyor. Oysa her şeyin standardı olmalı. Kişiden kişiye, kanaldan kanala değişmemeli."
"Senaristler yüzde 10 almalıyken binde 10 bile almıyor"
Senaristlerin en ciddi problemini sözleşmelerinin olmaması olarak gösteren Çiçekoğlu, bu nedenle telif haklarının "sözde" kaldığını, başta vaat edilen ücretlerin sonradan ödenmediğini söyledi:
"Senaristlere saygısızca bir ücret ödenir. Oyuncular magazin haberlerinden edindikleri şöhretle senaristlerin payını da alır. Senaristlerin kanalın ödediği paranın yüzde 10'unu alması gerekirken bu oran Türkiye'de binde 10 bile değil. Senaristlerin kaderi yapımcının iki dudağı arasında ve onun ahlak anlayışına bağlı."
Öneş'e göreyse televizyonun senaristin önüne koyduğu sözleşme tamamen kanaldan yana:
"Yazdığınız eserle ilgili tüm haklarınızı kanala devretmeniz gerekiyor. 'Eserimiz üzerinde hakkımız olmalı' dememiz ne kadar geride olduğumuzu gösteriyor." (GG)