Yıllardır pek çok sivil toplum örgütünde çeşitli çalışmalar yürüttüm ama, yerel muhabirlik hem en çok sevdiğim hem de en önemsediğim ve zorlandığım çalışma. Çünkü, Diyarbakırlı kadınların sesi olmak gibi bir misyonu yüklendiğimi düşünüyorum.
"Kadınların başarılarını yazmayı seviyorum"
Yıllarca bu coğrafyada gerek toplumsal gerekse kadın olarak yaşadığımız sorunlara ve çekilen acılara duyarsız kalındı. Bölgenin sadece geri kalmışlığı, birden çok kadınla evlilikler, olumsuz töreler işlendi medyada. Ben daha çok kadınların başarılarını ve öykülerini yazmayı seviyorum. Bu, diğer konulara duyarsız kaldığım ya da görmezden geldiğim anlamına gelmiyor tabii.
N.Ç'yi de yazdım, Şemsiye Allak'ı da, önümüzdeki günlerde, gözaltında veya sokakta tacizi, tecavüzleri de yazacağım... Bu coğrafyada, çok büyük acılara tanık oldum, kendi payıma düşeni de yaşadım. Ama bana göre, en büyük acıları kadınlar, analar yaşadı... Bu işi kabul ederken de, en çok bunları yazmayı ve insanlara duyurmayı amaçlamıştım.
Şimdilik, yaşanan acılara dokunmaya, bu acıları yeniden deşmeye korkuyorum. Ama beni en çok etkileyen, bütün acılarını direnişe, umuda dönüştüren kadınlar. Şimdilik bunları anlatıyorum işte...
"Yazarken, zorlanıyorum"
Uçan Süpürge ile yaklaşık üç aydır çalışıyorum. Çok demokrat ve tarafsız bir kurum. Hem yazmak istediğim konular hem de ben önemseniyorum. Bu da, yıllardır düşündüğünü yazması engellenmiş bir kişiye, yani bana çok iyi geliyor. Yazı yazma konusunda kendime olan güvenim artıyor. Bugüne kadar, noktalama ve imla hatalarım dışında (bunları çok yaparım) yazdığım hiçbir sözcükle oynanmadı. Bu da, süpürgeye karşı güvenimi artırıyor.
Yerel muhabir olarak, bugüne kadar yazmakta zorlandığım herhangi bir konu olmadı. Bütün kadın kurumlarıyla diyalog içinde olmam, işimi kolaylaştırıyor. Haber veya yazı yazma konusunda herhangi bir sınırlama olmaması da çok önemli. Uçan Süpürge'nin tek koşulu, kadınlara değin haber yazmak.
Buna rağmen, Uçan Süpürge'nin eğitim seminerine de katıldığım halde, yazarken kasılıyorum. Bunun nedeni, yazılarımı başkalarının da okuyacağını düşünmek. En iyi cümleleri kurmaya çalışıyorum...
Zorlu günlerden gelen yazılar
90'lı yıllar, bu bölgede yaşayan herkes için çok uzun ve zor yıllardı. Ama benim gibi Kulplu olup Şırnak'ta yaşayan veya Şırnaklı olup Lice'de yaşayanlar için daha zordu sanırım.
Özellikle, 1991-1993 yılları, benim hayatımın en zor, en uzun yıllarıydı. 1992 Şırnak ve Kulp olaylarını hem Şırnaklı hem de Kulplu olarak yaşadım.
1992 baharında, Newroz'da Şırnaklı idim; 1992 sonbaharında ise, Kulpluydum. Beş gün boyunca ailemin tümünü, geri kalan 21 günde ise büyük bir kısmını gözden çıkarmıştım. İşte o günlerde ilk defa kendim için, daha doğrusu, kaybettiğimi düşündüğüm ya da kaybettiğim insanlar için yazmaya başladım. Beni sadece yazmak rahatlatıyordu. Hiç dönüp okumadan, defterler dolusu yazdım. 1994 yılında, beni çok seven bir arkadaşım, izinli olduğum bir dönemde yazdıklarımı okumuş. Başıma iş açılmasından endişelendiği için de tüm yazdıklarımı yakmış. Bu olaydan sonra ben de, önce yazıp sonra yazdıklarımı yakmaya başladım.
Ama artık, durum farklı. Yazıyorum... Öyle, içimden geldiği gibi olmasa da, yazdıklarım okunuyor... Bunu hissetmek, düşünmek çok güzel bir duygu. Yazıp yok ettiğim yazılarım içinse, şimdi çok üzülüyorum. Yaşananlar asla unutulmasa da, o günlerdeki duygularımı bazen merak ediyorum...
Naşide Buluttekin kimdir?
1968 Kulp Diyarbakır doğumlu. 1989 yılında Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde Halk Eğitim Merkezinde Sözleşmeli usta öğreticilik yaptı. 1991-1995 yılarında Şırnak'ın Silopi ilçesinde öğretmenlik yaptı. 1995 yılında Halk Eğitim öğretmenliğinden istifa etti.
1995- 1997 yılında, Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak'taki yabancı sivil toplum kuruluşların ihtiyaçlarının teminiyle ilgili aracı kurum olarak faaliyet gösteren bir şirketin (Argen Limitet Şirketi) Habur Sınır bürosunda çalıştı.
1997-2001 Nisan'ına kadar, Diyarbakır'da, Avrupa Birliği'nin Finanse ettiği Türkiye Aile Planlaması Derneği'nin "Kadın ve Aile Sağlığı, Eğitim, Uygulama ve Danışmanlık Projesi"nde saha denetçisi (super visor) olarak çalıştı.
Halen merkezi İstanbul'da olan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı'nın Diyarbakır'da yürüttüğü "Yerel Kalkınmada Kadın Liderliğinin Desteklenmesi Projesi"nin saha koordinatörlüğü görevini yürütüyor.
Diyarbakır Yerel Gündem 21 Kadın ve Çocuk Çalışma, Yerel Gündem 21 Kent Meclisi ve Diyarbakır Kadın Platformu üyesi. (BB/NK)