Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 7 Haziran seçimi öncesinde, 5 Haziran 2015’te, Diyarbakır, İstasyon Meydanında düzenlediği mitingde patlama meydana geldi.
Çöp kutularına konan iki ayrı bombanın patlatılmasıyla beş kişi hayatını kaybetti.
Saldırıda ağır yaralanan Orhan Tokar’ın babası Metin Tokar bianet’e yaptığı açıklamada, faillerin ceza alacağına dair umudunun olmadığını söyledi.
Avukatı Gülşen Özbek de saldırıyla ilgili iddianamenin hazırlandığını, ancak hala dosyaya erişimlerinin kısıtlandığını, soruşturmayla ilgili bilgi alamadıklarını anlattı.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı, davanın başka bir kente nakledilmesi için Adalet Bakanlığına gönderdiğinden dava da henüz başlayamadı.
Mahkeme: Sivil toplum örgütleri güvenlik tehlikesi yaratır
Avukat Özbek, yargı sürecini şöyle özetledi:
“İddianame hazırlanana ve kabul edilene dek dosya hakkında kısıtlılık (gizlilik) kararı vardı. Hatta kısıtlılık kararının kapsamadığı, şüphelilerin ifade tutanakları gibi belgelere de erişemedik. Müdahil avukatlara hiçbir belge verilmedi."
“İddianame kabul edildiğinde kısıtlama kararının kalkması gerekiyor. İddianame hazırlandı ancak hala kabul edilmediği için gizlilik sürüyor. İddianame mahkemeye gönderildi. Mahkeme değerlendirme aşamasındayken başvuru yapıp mahkemeden tekrar evrakları istedik. Mahkeme ise değerlendirmesi bitince evrakları vereceğini iletti. Ancak bu sırada mahkemenin değerlendirme sürecinde davanın nakli için dosya adalet bakanlığına gönderildi."
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın başka kente nakli için yazdığı yazıda gerekçe olarak şunu gösterdi: "Bu dosyanın Diyarbakır'daki çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından, hukuk örgütleri tarafından takip ediliyor ve güvenlik riski taşıyor olmasından dolayı dosyanın nakline'..."
"Dava nakledilirse mağdurlar takip edemeyecek"
Avukat Gülşen Özbek ise “müdahillerin, takipçilerin tabii ki çok olduğunu çünkü çok fazla mağdur olduğunu” söyledi:
Özbek, mahkemenin görüşünün hukuken kabul edilemez olduğunu altını çizdi.
“Birçok mağdur var, kolunu bacağını kaybedenler var. Ölenlerin yakınları, aileleri var. Dosyayı asıl takip edecek kişiler onlar. Beş kişi hayatını kaybetti. Onların yakınları ve yaralılar nasıl başka bir kentteki duruşmayı takip edecek? Nakil gerçekleşirse mağdurun hak araması engellenecek.”
Dosya şu anda nakil talebinin değerlendirilmesi için Adalet Bakanlığında ancak avukatlar şimdiye kadarki örneklere bakıldığında, naklin gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
14 ameliyat oldu, 6 ay hastanede kaldı
Saldırıda bacağından ağır yaralanan Orhan Tokar’ın babası Metin Tokar da bianet’e yaptığı açıklamada, oğlunun 14 kez ameliyata girdiğini, daha girmesi gereken 4-5 ayrı ameliyat olduğunu söyledi.
Ameliyat masraflarını ise kendileri karşıladı çünkü tazminat başvuruları, iki aylık zamanaşımı süresi aşıldığı gerekçesiyle geri çevrildi.
Tokar, “Ne devletten ne başka bir yerden yardım alabildik. Oğlum daha Pazartesi ameliyattan çıktı, son altı aydır her gün hastanedeyim, hiç eve gelmedim. Başımı kaşıyacak fırsat bulamadım, başvuru da yapamadım” dedi.
“Faillerin yargılanıp cezalandırılması gerektiğini” söyleyen Metin Tokar’ın olayın cezasız kalmayacağına dair umudu yok, “O kadar güvenliğin içinden o bombaları oraya nasıl bıraktılar, nasıl patladı bilmiyoruz” diyor.
Yaralılar, ölenlerin yakınları tazminat için dava açtı
Saldırıda yaralananların hiçbiri devletten tazminat alamadı.
Avukat Gülşen Özbek, ağır yaralananların, uzuvlarını kaybedenlerin tedavi süreçlerinin aylarca sürdüğünü, tazminat taleplerinin bakanlıkça usul nedenleriyle reddedildiğini söylüyor.
“Yaralılar hala hastaneden çıkmamışken iki aylık süre doldu, diyerek tazminat talepleri reddedildi. İdare Mahkemesine maddi ve manevi tazminat için dava açtık. Dava sürüyor, acilen karara bağlanmasını istedik. Kimseye tazminat ödenmedi. Ölenlerin aileleri de aynı şekilde dava açtı.”
El Kaide mi IŞİD mi? |
Şüphelilerden Orhan Gönder’in adı, Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014 yılında Mustafa Dokumacı’nın da aralarında bulundukları 22 kişi hakkında “El Kaide ve Çatışma Bölgeleri ile İrtibatlı Gruplar” konulu soruşturmada da adı geçiyor. Ancak Diyarbakır saldırısında failin El Kaide değil IŞİD mensubu olduğu iddia ediliyor. IŞİD ve El Kaide Suriye’de uzun süredir birbirleriyle çatışıyor ve Türkiye’deki intihar bombacılarının iki örgütten de olduğu iddiası dışında, yargı sürecinde ortaya konan net bir suçlama yok. Adıyamanlı Mustafa Dokumacı’nın IŞİD’e eleman kazandırdığı, Suriye’ye gönderdiği de iddialar arasında. Suruç ve Ankara barış mitingi saldırılarının faillerinin de “Dokumacılar” adı verilen gruba mensup olduğu iddia edildi. Suriye’de eğitim aldı, bombayı koyduğunu itiraf ettiHazırlanan iddianamede tutuklu şüpheliler İsmail Korkmaz (35), Mustafa Kılınç (39), Orhan Gönder (20) ve Burhan Gök (37) ile firari şüpheli İlhami Balı’nın (33), “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Nitelikli öldürme”, “Nitelikli öldürmeye teşebbüs” ve “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” suçlarından cezalandırılmasının istediği basına yansıdı. İddianamede Gönder’in babası M.G.’nin 2014 yılında Adıyaman Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne başvurarak, çocukları Orhan ve Hüseyin Gönder’in hal, hareketleri ve düşüncelerinde değişiklik olduğunu bildirdiği yer aldı. Miting alanına bombayı bırakan Orhan Gönder’in Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde alınan ifadesi şöyle: “2011 - 2012 yıllarında dini arayış içindeydim. Bu süreçte iki kişi ile tanışıp dini sohbet yaptım. Müslümanlara yapılan zulümleri gösteren yayınları izledim. PKK’nın dini hassasiyetler nedeniyle tehditlerinin etkisi ile IŞİD’e sempati duyup, örgüte katıldım.” “IŞİD’e katılmak amacıyla Ömer Dündar’ın yönlendirmesi ile Gaziantep’te bir camiye, sonra Suriye sınırında bir yere gittik.” "Sınırı koşarak geçtik, iki IŞİD üyesiyle buluştuk"“Araçtan inip koşarak sınırı geçtik ve iki IŞİD üyesi ile buluştuk. Bir evde ders aldık. Cengiz kod adını kullandım.” “IŞİD’in amacı İslam’ı tam anlamı ile yaşamak ve İslam’ın hüküm sürdüğü bir dünya düzeni oluşturmak olduğunu bu dersler sonucunda öğrendim.” “Suriye’de Serdar kod adlı IŞİD üyesinden iki el yapımı bomba ile üç hatsız cep telefonu alarak, onun talimatı ile HDP mitingine bombalı saldırı yapmak için sınırı geçtim. Dağkapı semtinde bir otele yerleştim.” "Miting alanı çevresinde keşif yaptım"“Otelde kaldığım sürede IŞİD ile irtibata geçmedim. Miting alanı çevresinde keşif yaptım. Burada bir örgüt üyesinden yardım almadım. Ailem dahil kimse ile iletişime geçmedim. Bombaları otel odasında sakladım.” “Olay günü taksi ile miting alanı yakınına gittim. Bombalarla miting alanına giderek önce çöp tenekesine bıraktım. Diğer poşetteki bombalar ile birlikte Serdar kod adlı IŞİD üyesinin Suriye’de tarif ettiği şekilde seyyar çaycıyı buldum.” “Serdar’ın bildirdiği şifre kelime olarak çaycıya ‘Heval’ diye seslendim. Çaycı ‘Orhan sen misin?’ diye karşılık verince etrafa belli etmemek için kahve içip sohbet ettik. Elimde bulunan bombalı poşeti çaycıya bırakmak istedim. Poşet içinde ne olduğunu soran çocuğa esrar ve para olduğunu söyledim. Poşeti bırakıp beklemeye başladım.” "Bomba alarmını 17.50'ye kurdum"“Miting alanına girdim ve bir süre burada bekledim. HDP yöneticileri konuşmaya başladıktan sonra çaycıya poşeti getirmesini istedim. Bombayı seyyar tezgahın altına bağlayıp alandan ayrıldım. İlk bombanın alarmını saat 17.50’ye kurdum.” “İkinci bombayı birkaç dakika sonra telefonla arayıp patlattım. Patlama sırasında kaldığım otele yakındım. Çaycı bomba patlayacağını biliyordu. Saatleri karıştırmış olabilir. Beni gönderen şahıslar çaycı ile irtibatlıydı. Çaycıya saldırı ile ilgili bilgi verildiğini tahmin ediyorum.” "Eylemden sonra Suriye'ye gitmeyi planlıyordum"“Sonra Gaziantep’te birini arayarak acilen Suriye’ye geçmek istediğimi söyledim. Bu kişi beni tersleyerek telefonu yüzüme kapattı. Diyarbakır’da tıraş olup, akşam otobüsle Gaziantep’e gittim. Planladığım başka eylem yok. Eylemden sonra Suriye’ye gitmeyi planlıyordum.” “IŞİD’in ganimet, cizye ve zekat şeklinde gelir kaynakları olduğunu biliyorum. Arkadaş aracılığı ile örgüte eleman kazandırıldığını düşünüyorum.” Gönder’in ifadesinde bahsettiği “çaycı” ise saldırıdan haberdar olduğunu reddetti. |
Diyarbakır mitingine saldırı |
Ne zaman? 5 Haziran 2015 Nerede? Halkların Demokratik Partisi (HDP) mitinginin düzenlendiği İstasyon Meydanında. Nasıl? Çöp kutularına konan ve uzaktan kumandayla patlatılan bombalarla. Kaç kişi öldürüldü? Beş kişi. Kimler? 5 Haziran mitingine katılanlar. Ölenlerin isimleri: Ramazan Yıldız (16), Necati Kulur (47), Şehmuz Kaçan (34), Civan Arslan (17) ve Ali Türkmen (65). Yargıda ne durumda? İddianame hazırlandı ancak mahkeme “Mağdurlar ve sivil toplum örgütlerinin kalabalık şekilde davayı takip edeceği ve güvenlik gerekçesiyle” başka kente nakledilmesi talebiyle dosyayı Adalet Bakanlığına gönderdi. Bu sebeple gizlilik kararı da kaldırılmadı, avukatlar dosyaya halen ulaşamıyor. |
(AS)
YAZI DİZİSİNİN DİĞER YAZILARI
Diyarbakır Saldırısında “Mutlak Gizlilik”
14 Ocak 2016: Lojmana Saldırıda Üçü Çocuk Altı Kişi Öldürüldü
Reyhanlı Saldırısı: Üç Dava, Sıfır Mahkumiyet
Suruç Saldırısına 11 Aydır Dava Açılmadı
10 Ekim 2015: Barış Mitingine Saldırının Faili Bombalı Eyleme Devam Etti
17 Şubat 2016: Askeri Servislere Saldırıyı TAK Üstlendi, Hükümet PYD'de Israr Etti
13 Mart 2016: Güvenpark’ta Patlayan Bombanın Menşei Belirsiz
12 Ocak 2016: Sultanahmet Saldırganı Suriye Değil Suudi Arabistanlı
19 Mart 2016: İstiklal Caddesi Saldırganı da IŞİD’den
27 Nisan 2016: Bursa’daki Patlamayı TAK Üstlendi: "Hedef Başkaydı"