151 sanığın, 552 gün sonra mahkeme karşısına çıkarıldığı Diyarbakır adliyesi önünde sabah saatlerinden itibaren toplanan yaklaşık 2 bin kişi sloganlar ve halaylarla davayı protesto ediyor.
Adliye tamamen polis kordonunda. Eylemciler adliye önündeki caddeyi trafiğe kapattı. Ambulans dışındaki araçların geçişine izin verilmiyor. Çevik kuvvet polisleri kalabalığın önünde barikat kurdu ve panzerleri kalabalığa yönelterek tutuyor. Kentin diğer kesimleri sakin. Havaalanında özel harekat timleri, kentteki kavşak noktalarında da polis araçları konulmuş durumda.
Eylemciler"Biji serok Apo","Gençlik Apo'nun fedaisidir", "Baskılar bizi yıldıramaz","Kürdistan faşizme mezar olacak" sloganları atıyor. Kalabalık adliyenin hemen yanında yer alan belediye binası önünde bekliyor. Belediye ve adliye arasına bir çadır kurulmuş durumda. 12 Kasım'a kadar devam etmesi beklenen duruşmalar sırasında burada nöbet tutulacak. Belediye önünde bulunan BDP otobüsünden kalabalığa açıklamalar yapılıyor. Kentin farklı yerlerindeki açık hava reklamlarında Kürt siyasetçi ve hak savunucularının plastik kelepçelerle tek sıra halinde adliyeye getirildiği sırada çekilen fotoğraf yer alıyor ve halk davayı izlemeye çağrılıyor. Nöbet çadırında da aynı fotoğraf pankart olarak var.
Yerel ve ulusal çapta yayın yapan medya davaya ilgi gösterdi. Çok sayıda canlı yayın aracı davayı izliyor.
Davayı takip etmek için toplananlar arasında bianet'in konuştuğu insanlar hükümete tepkili; sanıkların bir an önce tahliye edilmesini istiyor. Genel kanaat, yargılananların sadece siyasetle uğraştığı buna karşın engellendikleri.
İtalya'dan gelen bir grup aktivist arasında yer alan Andrea Piccinini "yargılamanın adil olmadığını, bu durumu protesto etmek için geldiklerini" söyledi; "Kürtlerin özgürlük mücadelesini destekliyoruz" dedi.
Devrimci Sosyalist İşçi Partisi'nden (DSİP) Ayşe Demirbilek: KCK operasyonları barış sürecine darbeydi. İlk talebimiz tüm tutukluların serbest bırakılması. Davanın siyasi olduğu ortada. Hükümet ger.çekten bir barış sürecini devam ettirmek istiyorsa ilk adımı demokratik yollarla seçilmiş kişilerin bir an önce serbest bırakılması olacak.İzlemeye devam edeceğiz.
İsmini vermek istemeyen bir genç: Boş bir dava olarak görüyoruz. Hiçbir suçları yok. Bu bir siyasi operasyon. Belediye seçimlerinden sonra hükümet bunu hazmedemedi. Erdoğan'ı takip etmiyoruz ve söylediklerini kale almıyoruz. Hep imha amaçlı,bizi inkar eden cümleler kuruyor. Ben de istiyorum kendi dilimle konuşayım,savaştan yana değiliz.
Bu insanlar da Erdoğan gibi siyaset yapan insanlar. Neden tutuklandıklarını,bir senedir niye duruşmaya çıkmadıklarını bilmiyoruz. Herkesin siyaset yapabileceği bir ülkede yaşıyoruz."
İbrahim Sezgin (Silvan belediyesinde işçi): Bizim arkadaşlarımız mahkemededir. Biz barış diyoruz bize savaş diyorlar. Ne yapmak lazım biz de şaşırdık kaldık. Bunun tek mücadele yolu demokratik haklar için çalışmak. Açılım sürecinde umutlanmıştık ama şimdi umudumuz tamamen gitti. (EÜ/TK)