Kent merkezini çevreleyen kondu yerleşim alanları genişledikçe Diyarbakır büyümüş. Varoşlara göçenler iş bulmak, aş bulmak için her gün kent merkezine inmiş. Özellikle de evin geçimine katkıda bulunmak için kağıt mendil satan, su satan, araba camı silmeye çalışan göçmen çocuklar doldurmuş Diyarbakır sokaklarını.
Sanat rehabilitasyon aracıdır
Zorunlu göç bir travmadır. Alışılagelmişten ayrılmaktır. Ölüm gibi, deprem gibi sarsar insanı. Kişi tekrar sağlam basmak, ayakta durmak için zorlanır. Yeni bir düzen kurmak zamanıdır. Gidilen ortamda tutunmaya çalışmak, oraya alışmak yetişkinler için olduğu kadar çocuklar için de zordur.
1999 yılında yaşanan Kocaeli Depremi sonrasında çocuklara yardım eli uzatanlar, sanatın iyileştirme gücünden de yararlanmışlar. Resim yaptırarak, şarkı söyletip öykü anlattırarak çocukların içlerindeki acıyı dışa vurdurmaya çalışmışlar, bu çerçevede bir grup fotoğrafçı da "Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi"ni kurarak fotoğraf sanatını devreye sokmuş.
İşte bu örnekten hareketle, aynı bilinç ve düşünceyle, Diyarbakır'daki göçmen ailelerin sokakları dolduran çocuklarına yardım eli uzatanlar da sanatın iyileştirme gücüne başvurmuşlar. Aynen Kocaeli'nde olduğu gibi, fotoğraf sanatıyla bu çocukları yaşadıkları travmadan kurtarmak için farklı meslek dallarından üç gönüllü kişi Merthan Anık, Nebile Oydaş ve Helin Coşkun kolları sıvamışlar. Proje, Kasım 2002'de başlamış.
Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi Projesi
İlk aşamada beş göçmen ailenin sokakta çalışan çocuklarına fotoğraf çekmeyi öğretmiş bu gönüllü eğitmenler. Berna Söğüt, Adem Eskici, Hayrullah Cengiz, Remzi Çavdar ve Cafer Kılıç adındaki, yaşları on ile on üç arasında değişen bu beş çocuğa fotoğraf makinesinin çalışma mantığından başlayarak, karanlık odada film yıkama ve fotoğraf basmaya kadar çeşitli aşamalarda eğitim vermişler.
Bu eğitim yaklaşık dört ay sürmüş. Bir yandan okula giden, derslerinde de başarılı olan bu çocuklar atölye çalışmasında fotoğraf makinesini kullanmayı Öğrenince yeniden sokaklara dönmüşler. Ne var ki, bu kez öğretmenleriyle birlikte ve fotoğraf çekmek için...
Eğitmenlerden Merthan Anık, projenin amacını, "Çocukların fotoğrafı bir ifade aracı olarak kullanabilmelerim sağlamak" diye tanımlıyor. "Yani görüntünün dilini kullanarak kendilerini, çevrelerini, ailelerini, arkadaşlarım, sorunlarını, gördükleri her şeyi duygu ve düşüncelerini de katarak anlatabilmeleri için atacakları bir adımı desteklemek. Ayrıca, bu çalışmanın Diyarbakır'da yapılıyor olması ve katılan çocukların sokakta çalışan çocuklar olması, doğal olarak bu konunun gündeme getirilip tartışılmasını sağlamak da projenin bir başka amacı".
Çocuk gözünden sokaktaki yaşam
Beş küçük fotoğrafçı sokaklardaki yaşamı belgelemek için başka bir gözle bakmaya başlamışlar Diyarbakır sokaklarına. "Sokaklarda kimi ekmeğini tandırdan yapıyor, kimi çocuklarının boyacılık yapmasını istiyor, kimi çöpçülük yapıp ekmek parası çıkarıyor" diyor Adem Eskici.
"Kimse onları çalıştırmazsa çocuklar sokakta çalışır" diyor Remzi Çavdar, sosyal bir yorum da getirerek gördüklerine. "Park, şelale, ağaç, tren yolu, cadde, mahalle, fakir çocukların gittiği yerlerin, çocuk yuvasının fotoğraflarını çekmek istiyorum. Buraları unutmamak için" diyen Cafer Kılıç, fotoğrafın belgeleme işlevini öne çıkartıyor.
İlk günlerde öğretmenleriyle birlikte sokakları dolaşıp resim çeken beş Diyarbakırlı çocuk, daha sonra makineleri ellerinde kendi başlarına geziyorlar. Yeni bir bakış açısından bakıyorlar bir süre Önce görmeden gelip geçtikleri yerlere. Seçtikleri görüntülere kalıcılık kazandırıyorlar deklanşöre basarak.
Bir beceri kazanmak
Diyarbakır sokaklarında görüntü avına çıkan bu çocuklar daha sonra Diyarbakır Sanat Merkezi'nin (DSM) karanlık oda olanaklarını kullanarak tam anlamıyla birer fotoğrafçı gibi çalışıyorlar. Böylece bir beceri kazanmış, gerektiğinde geçim yolu olarak yararlanabilecekleri bir iş dalım da öğrenmiş oluyorlar.
"Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi"nden söz ederken küçük fotoğrafçılardan Berna Söğüt, "Bize ve birçok sokak çocuğuna yardımcı oldular. Fotoğrafı bilmezken nasıl çekildiğim, filmin nasıl yıkandığını öğrettiler. Onlara teşekkür ediyorum" diyor.
Projede çalışanlar ise, böylesine etkinliklere yönlendirildikleri zaman sokaktaki boş gezen çocuk sayısının azaldığını vurguluyor. Çektikleri fotoğraflar somut birer eser olarak ortaya çıktıkça çocukların özgüveni gelişiyor. Başkalarının ve kendi ailelerinin gözünde de değerleri artıyor. Daha sağlam basıyorlar yere, iki ayakları üzerinde durabileceklerini anlıyorlar...
Diyarbakır'da gerçekleştirilen "Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi" projesinin eğitmenleri gönüllü kişiler. Film, karanlık oda giderleri gibi masraflarını ise DSM karşılıyor.
Sergi, saydam gösterileri, izleyiciyle buluşmalar
14 Mayıs 2003'te Diyarbakır Sur Belediyesi'nin düzenlediği çocuk şenlikleri çerçevesinde sokakta açılan bir sergiyle ilk kez izleyicilerle buluşuyor Cafer, Berna, Cengiz, Remzi ve Hayrullah'ırı eserleri.
Bunu 14 Temmuz'da Diyarbakır Sanat Merkezi'nin (DSM) sergi salonunda açılan sergi ve Kıbrıs'ta Yakın Doğu Üniversitesi'nin uluslararası fotoğraf etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen saydam gösterisi izliyor. Saydam gösterileri Diyarbakır'da, Batman'da ve İstanbul'da tekrarlanıyor. Gösterilerin ardından izleyicilerle atölyenin felsefesi, yöntemleri ve sorunları üzerine tartışmalar yapılıyor.
"Çocukların fotoğraf çekmesi alışılmış bir durum değil" diyor Merthan Anık, "Daha önce yapılmamış böyle bir şey. Bu yüzden insanlar önce yadırgadılar. Fotoğrafları gören bazı fotoğraf sanatçıları bunları çocukların çekebileceğine ihtimal bile vermediler. Çocuklar o kadar iyi işler çıkardılar ki, bunu ispatlamak bizim için çok zor oldu".
Sergi ve saydam gösterilerinin yanı sıra, Türkiye'de yapılan tüm "Fotoğrafçı Çocuk Atölyesi" çalışmalarının dökümünün çıkarıldığı, bu çalışmaların genel felsefe ve yöntemlerinin anlatıldığı, tüm çalışmaların birikiminin paylaşıldığı bir kitapta da yer almış Diyarbakırlı sokak çocuklarının çektiği fotoğraflar.
Bu kitap geçen ay Fotoğraf Vakfı Yayınlarından çıkmış. "Gün gelir Diyarbakır'daki atölye sayısı artar, üretim çoğalırsa belki biz de tüm Diyarbakır Fotoğrafçı Çocuk Atölyesi çalışmalarının içinde yer aldığı bir albüm yaparız" diyor Merthan Anık. "Tabii sponsor bulunursa"...
DSM'de uygulanan bu atölye çalışmasının başarılı olduğunu, başka kurum ya da sanat merkezlerinde bu yıl içinde başka atölyeler kurmayı da planladıklarını söyleyen Merthan Anık, "Şimdilik başka illerde sergi açmak gibi bir programımız yok ama etkinliklere gönderebileceğimiz sergi ve bilgisayar ortamında hazırlanmış gösteri var" diyor.
Yarının kuşaklarını sokaklardan kurtarmaya yönelik başarılı projelerden biri olan "Diyarbakır Fotoğrafçı Çocuklar Atölyesi" çalışmalarının giderek artması dileğiyle bu projeyle daha yakından ilgilenmek, destek olmak isteyen okurlarımızın DSM'ye ulaşmasını öneriyoruz. (BB)