Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, iki youtuber'ın Diyarbakır'da çocuklardan "Açım yardım eder misin" diyerek yardım istemesine ve gizli çektikleri videoyu yayınlamasına ilişkin, "Medya Diyarbakırlı çocukların ticari amaçla kullanılmasına ortak oldu" dedi.
Bildirici'nin kendi internet sitesinde yer alan yazısı özetle şöyle:
TIKLAYIN - "Peki, o çocuklar 'onayladığınız' gibi davranmasaydı..."
"Çocukları kullanarak para kazandılar"
"Aslında bu iki YouTuber, önceden senaryosunu yazdıkları bir oyunu gerçekleştirmekle kalmayıp, aynı zamanda bir ticari faaliyette bulunmuş oldular. "Diyarbakır'da iyilik yapan çocuklara tablet vermek" adını verdikleri videoyu 1 milyondan fazla insan izledi. Onlar da bu çocukları kullanarak para kazandılar. Dağıtılan tabletler için sponsor olan kebapçı da görüntünün sonundaki duyuru sayesinde epey bir reklam yaptı.
"Amaçlarının Diyarbakırlı çocukların ne kadar yardımsever olduğunu göstermek olmadığı, sosyal medyada pazarlanacak görüntü aradıkları en baştan belli. "Sosyal deney" adı verilmesi de işin ambalajı.
"Kebapçı sponsor oldu"
"Sosyal medya "dâhisi" bu iki gencin İstanbul ya da sponsor kebapçının kenti olan Adana dururken örneğin Yozgat, Trabzon ya da başka bir kente değil de Diyarbakır'a gitmelerinin nedeni de orayı amaçlarına daha uygun bulmaları.
"Ancak Diyarbakır'da sahnelenen bu oyun, YouTube'da kalmadı; internet siteleri, televizyonlar ve gazeteler, sosyal medyada ilgi çeken bu görüntüyü alıp 16 ve 17 Ağustos'ta "Güzel çocuklar", "Yardımsever çocuklar" diye haber yaptılar."
Bildirici, bu görüntüleripaylaşan ve veren haber sitelerindeki yanlışları ise şöyle sıraladı:
Medyanın dört yanlışı
"Peki, iki YouTuber'ın kurguladığı bu oyunun medyada haber yapılmasında gazetecilik ilkelerine uyuldu mu? Bu soruyu yanıtlamak için Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne bakalım. Bildirgede "çocuk" başlıklı maddede önce "suça itilmiş çocuklar" ve "cinsel saldırılar" ile ilgili ilkeye yer veriliyor; ardından da şu uyarıda bulunuluyor:
"Çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek durumlarda, gazeteci, bir aile büyüğünün veya çocuktan sorumlu bir başkasının izni olmaksızın çocukla röportaj yapmamalı veya görüntüsünü almaya çalışmamalıdır. Çocuklarla ilgili haberlerde soruna dikkat çekmek, kamuoyunda yaratacağı etki ve yarar dikkate alınmalıdır."
- Diyarbakır'da çekilen görüntünün, "çocuğun kişiliğini ve davranışlarını etkileyebilecek bir durum" olduğunu söyleyebiliriz. Bu görüntülerin yayımlanmasının bu ülkedeki başka çocukların davranışları üzerinde olumlu ya da olumsuz başka etkisi de olabilir. Bunu da uzmanlar söyleyebilir.
- Gazeteciler röportaj yapmamış olsa da "aile büyüğü" ya da "çocuktan sorumlu bir kişinin" izni olmadan, uzman görüşü alınmadan çekilen bu görüntüleri olduğu gibi yayımlayan medya kuruluşları, bildirgedeki çocuklarla ilgili bu ilkelere aykırı davranmış oldular. Çocukların kullanıldığı bir sosyal medya ürününü tanıtarak çocukların kullanılmasına ve teşhirine aracı olmak yanlıştı. Çocukların mahremiyeti ihlal edildiği gibi yüzleri de kapatılmayarak ikinci yanlış yapıldı.
- Üçüncü yanlış da çocuklar ve ailelerinin aranıp bulunmaması, görüntülerin hiçbir araştırma ve sorgulamaya tabi tutulmadan yayımlanmasıydı.
- Dördüncü yanlış da çocuk işçiliğin normalmiş gibi sunularak meşrulaştırılması. Haberlerde çocuk işçiliğe yönelik bir uyarıda bulunulmadı. (AÖ)