Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) Diyarbakır Sümerpark'ta düzenlediği "Uluslararası Müzakere ve Çözüm Deneyimleri Konferansı" sona erdi.
Akademisyen, yazar, siyasetçi ve emekli diplomatların da aralarında bulunduğu 120 kişinin katıldığı ve iki gün süren konferansın sonuç bildirgesinde "Kürt sorununun çözümü için diyalog ve müzakere ile devam edilmesi zorunluluğu konusunda mutabakata varılmıştır" denildi.
Barış devlet, muhalefet ve toplum arasında olmalı
DTK Eşbaşkanı Yüksel Genç'in açıkladığı sonuç bildirgesinde Kürt sorununun önemine dikkat çekildi. Çözüme ulaşmanın asgari şartı olarak, öncelikle sorunu ve karşı tarafı anlamak, barışçıl çözüme katkı sunacak bir dilin oluşturulması üzerinde duruldu. Karşılıklı güven arttırıcı önlemlerin-çabaların daha sonra sürdürülecek müzakereler için olmazsa olmaz bir şart olduğunun altı çizildi.
Bildirgede bu nedenle toplumda uzlaşmazlığın tüm taraflarını içeren diyalog ve müzakere sürecinin başlatılması istendi, barışın sadece devlet ve muhalefet arasında değil, barışın devlet, muhalefet ve toplum arasında kurgulanmasının kaçınılmaz olduğu vurgulandı.
Deneyimler yüzleşme diyor
Dünya denetimlerinin geçmişle yüzleşmenin sorunun çözümünü daha fazla kolaylaştırdığı belirtilen bildirgede şu ifadelere yer verildi:
"Bu nedenle, PKK de dâhil Kürt siyasi hareketinin, geçmişi tartışmaya açarak yeniden değerlendirilmesinin Kürt sorununun çözüm arayışı sürecine çok olumlu bir katkı yapacağı üzerinde durduk. Aynı şekilde devletin bu soruna karşı uygulamalarının da tartışıldığı Türk kamuoyunda süregelen tarihle yüzleşmenin Kürt sorununun çözümünde yaşamsal bir öneme sahip. Bunun için de tüm taraflar arasında karşılıklı iletişim kanallarının açılmasının son derece önemli olduğunu saptadık."
Kürt sorunun çözümü için başlaması gereken diyalog ve müzakere sürecine uluslararası camianın olumlu katkısına olanak sağlanması talep edilen bildirgede şöyle denildi:
"Demokratikleşme ve toplumsal barışı şekillendirecek bir yol haritasının olmaması, hem yurttaşların hem de Türkiye'nin dostlarının bu sürece olumlu katkı yapmasını engellemektedir. O nedenle tüm yurttaşların üzerinde uzlaşacakları ve katkı yapacakları, yeni bir anayasa da dahil, bir yol haritasının belirlenmesi önemlidir. Sorunda ortak olanın çözümde de ortak olmasının temini, tarafların barış sürecinde söylemlerini ve temsilcilerini belirleme hakkının karşılıklı kabulü gerekmektedir."
Türk: Devlet çözüm sunmadan silahlar susmaz
Konferansta dün yapılan "Diyalog Yöntemleri ve Çözüm Modelleri" konulu oturumda kolaylaştırıcı Osman Kavala da bildirgedeki diyalog talebine dikkat çekti. Oturumun ilk konuşmasını yapan eski Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk, "Taraflar bir araya gelmende sorunun çözülemeyeceğini" söyledi.
Türk, "Devlet çözüm önermeden silah bırakılmasını talep ediyor. Bunun çözüme katkı sunmayacağı açıktır" dedi. Tüm kimliklerin ve farklılıkların güvence altına alındığı bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.(BÇ)
*Bu haberi Günlük Gazetesi ve Fırat Haber Ajansı'ndan derledik.