Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG), Lice ve Diyarbakır ziyaretlerinin ardından düzenlediği toplantıda, oradaki tanıklıklarından yola çıkarak Licelilerin neden kalekol istemediğini anlattı; Diyarbakır’da gerillaya katılan çocuklarının geri dönmesi için oturma eylemi yapan kadınların barış taleplerini aktardı.
“Ziyaretimiz sırasında bir kez daha gördük ki kadınlar direnişin hem öncüsü hem de inatçısı. Çünkü kalekollar ve askerin varlığı çok doğrudan hayatlarına müdahale demek. Bu kadar erkek egemen bir yerde kadınlar mücadele etmezlerse evden dışarı çıkamazlar demek” dedi.
Diyarbakır’daki aileler barış istiyor
Diyarbakır’da 70-80 civarında aile Darkapı’da dönüşümlü olarak oturma eylemi yapmaya devam ediyor. BİKG’nin verdiği bilgilere göre, kadınlar anaakım medyada taleplerinin yanlış iletildiğini, yanlış anlatıldıklarını söylüyor. BİKG “Diyarbakır'da çocuklarını isteyen, günlerdir bekleyen annelerin feryadının aslında nasıl da bir barış feryadı olduğunu kulaklarımızla duyduk” diyor.
Ailelere, çocukları dağdan inerse tutuklanmayacaklarına dair söz verilmiş. Ancak sözü kimin verdiği bilinmiyor. Ailelerin çoğu, eylemin ardından bir çocuk geri dönünce “biz de eylem yaparsak, belki bizim çocuklarımız da döner” diyerek diğer illerden gelmişler. BİKG’ne, Diyarbakır’daki barınma masraflarının 72 STK’dan oluşan bir platformun karşıladığını söylemişler.
BİKG, çocukların çoğunun 18 yaşın üzerinde olduğunu belirtiyor. Çoğu üniversite öğrencisi ve ailelerinden uzak illerde yaşıyorlarmış. Aileler bu nedenle çocuklarının dağa çıkmak için ikna edildiğini düşünüyor, “Biz konuşabilsek belki geri dönmek için ikna edebiliriz” diyorlar.
BİKG ailelerle görüşmelerini şöyle aktarıyor:
“Eylemlerinin barışa katkı sunacağını düşünüyorlar. Dönmelerini, herkesin dönmesini, ceza almamasını istiyorlar ve siyasilerin elini taşın altına koymasını istiyorlar. Ceza alacaklarsa dağda kalsın, diyenler de var.
“Lice'deki katliamdan sonra eyleme bir gün ara vermişler. Biz ordayken iki günlük açlık grevine başlamışlardı. ‘Çocuklarımız gelinceye kadar açlık grevi yaparız’ diyenler de vardı.
“Diyarbakır ve Lice'de konuştuğumuz kadınların barışa giden yolda somut beklentileri ve talepleri var. Çocuklarının dönmesi için eylem yapan kadınlardan birinin ‘Bu nasıl barış, kale dikerek mi barışacağız?’ sorusunu biz de soruyoruz!”
Lice neden kalekol istemiyor?
Batı illerinde, Lice’deki direnişle ilgili en sık sorulan sorunun “Neden kalekol istemiyorlar?” olduğunu vurgulayan BİKG, bu soruyu şöyle yanıtladı:
PKK: Uzman çavuş Çalışkan’ı bırakmayacağız BİKG üyeleri, Lice ziyareti sırasında yüzü kapalı gerillaların yanlarına gelerek, Mayıs sonunda kaçırdıkları uzman çavuş İlhan Çalışkan’ı serbest bırakmayacaklarını söylediğini aktardı. BİKG’e göre, gerillalar, kalekol inşaatının durdurulacağı sözü üzerine alıkoydukları iki askeri bıraktıklarını ancak kalekol inşaatının devam ettiğini, bu nedenle Çalışkan’ı bırakmayacaklarını söyledi. |
“Çünkü bölgedeki asker sayısı artıyor. Kalekollar her yeri her an gözetim altında tutan bir dolu erkek demek. Özellikle kadınlar bu yüzden de istemiyor ve bu inşaatlara izin vermemek konusunda da oldukça kararlılar. Lice halkı devletin bir savaş hazırlığı olduğu kanısında.
“Öncelikle bu yapılar sıradan karakol değiller. Kale gibi, şato gibi; hatta bir kısmının yerin metrelerce altına uzanan eklentileri var. Licelilerin yaşam alanlarını çevreleyen tepelerin neredeyse hepsinin üzerine konuşlandırılmışlar. Üstelik karakolun Lice ve tüm bölge için anlamı, hafızası da batıdakinden çok farklı. Orada kalekol; asker baskısı, ölüm, işkence demek. 1990'lı yıllar boyunca bölgede özel timlerin, askerlerin, JİTEM ve korucuların Kürt halkına uyguladığı göç ettirme, öldürme, kaybetme, tecavüz demek. Liceli genç bir kadın da şöyle ifade etti bunu: ‘Üzerimizde denenmemiş hiç bir zulüm kalmadı. Ben toprağımda özgür yaşamak istiyorum. Abluka altında değil." (ÇT)