Diyarbakırlı Cembeli Erdem’in Anayasa Mahkemesi başvurusu sonuçlandı, bugün açıklanan gerekçeli karar ile Erdem’e 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
Erdem, işten eve dönerken polisin açtığı ateşle sırtından vurulmuş, bu yaralanma sonucundaki doktor raporuna göre, “omurilik hasarına bağlı felç nedeniyle bel altı bölgesini kullanamıyor.” Olayın ardından polise verilen 1 yıl 8 aylık ceza da ertelenince Erdem, “yaşam hakkının ihlal edildiğini” ifade ederek AYM’ye başvurmuştu.
Polis savunmasında, “havaya ateş açtığını” iddia etmiş ve suçsuz olduğunu ileri sürmüştü. AYM ise “sekerek Erdem’i yaraladığı” iddia edilen mermiyle ilgili araştırma yapılmadığına hükmetti.
Hastaneye götürüldüğünde kalbi durmuştu
Diyarbakır’da yaşayan, şimdi 57 yaşında olan Erdem, 27 Ağustos 2010’da işlerini bitirmiş, eve gitmek üzere yola çıkmıştı.
Yolda önce bir kalabalıkla karşılaştı, ardından sırtında bir acı hissederek yere düştü ve düştüğü yerden kalkamadı.
Bir süre yerde bu şekilde kaldıktan sonra olay yerinde bulunan kolluk görevlilerinin çağırdığı ambulansla önce Diyarbakır Devlet Hastanesine, burada yapılan kontrollerde hayati tehlikesi olduğunun anlaşılmasıyla da Dicle Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.
Burada gerçekleştirilen operasyon sonucunda hayata döndürüldü.
“Ben bir şey söylemedim, polis de söylemedi”
Orta derecede işitme engeli bulunan Erdem, savcılıkta olayı şöyle anlattı:
“Esnafım, semt kasabına hayvan pazarlaması yapmaktayım. O akşam işim bittikten sonra evime gitmek üzere Balıkçılarbaşı mevki, Dört Ayaklı Minare’nin önünden geçiyordum. Tahminen önümde 10 metre insan kalabalığı gidiyordu. Arkamda ve yan tarafımda polisler vardı. Benim kulaklarım iyi duymadığından herhangi bir şey duymuyordum.
“Bir ara sırtımda bir yanma hissettim. Dönüm arkama baktığımda resmi polis elbiseli bir polisi beylik tabancasını bana doğru doğrultmuştu. Ben hiçbir şey söylemedim. Polis de bir şey söylemedi. Yere düştüm. Daha sonra yardım için bağırdım. Polisler başıma toplandılar.
“Beni vuran polis memurudur. Arkamdan polisler dışında gelen yoktu.”
Vücudundan mermi çekirdeği çıkarıldı
AYM’nin kararında yer alan bilgilere göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturma başlattı.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Etme Şube Müdürlüğü, aynı gün saat 22.30 sıralarında olay yerinde incelemelerde bulundu. İncelemeler sonucunda molotof kokteyli ve benzeri patlayıcı madde yapımında kullanılan pek çok cam şişe ile birlikte iki adet 9 mm çapında kovan ve üç tane mermi çekirdeği bulundu.
Olay Yeri İnceleme raporunda, Cembeli Erdem’in vücudundan mermi çekirdeği çıkarıldığı ve çekirdeğin teslim alındığı ifade edildi.
Polisten savunma: Havaya ateş açtık
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, savcılığa gönderdiği yazıda, olay günü o bölgede eylem olduğunu, “polisin havaya uyarı ateşi açtığını” ileri sürdü. Yazıda, polisin, eylemle ilgisi bulunmayan Erdem’i yerde yaralı yatarken görüp hemen ambulans çağırdığı iddia edildi.
Dönemin Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı da “Erdem’in hangi sebeple yaralandığının bilinmediği” sonucuna varıp dosyayı genel yetkili Cumhuriyet Savcılığına gönderdi.
Polis “patlama” dedi, hastane “silah yaralanması”
Emniyet Müdürlüğü ikinci savcılık yazısında da “polisin havaya ateş açtığını” iddia etti ve Erdem’in yaralanması “faili meçhul olay” diye tarif edildi.
Yaralanmanın da patlama sonucu olduğu ileri sürüldü.
Oysa Erdem’in tedavi edildiği Üniversite Hastanesinin düzenlediği tıbbi müşahede evrakı ve ameliyat notunda olay, “ateşli silah vakası” olarak nitelendirildi ve Erdem’in sağ toraksının (göğüs) 7-8 kot hizasında 2xl cm'lik “ateşli silah yarası” görüldüğü ve “mermi çekirdeğinin dalakta görülüp çıkarıldığı” belirtildi.
Daha sonra düzenlenen adli raporlarda da Erdem’in yaralanmasının ateşli silah yaralanması olduğu, bunun pek çok organ ve kemikte ağır harabiyete sebebiyet verdiği ifade edildi.
Adli raporlar: İyileşme olasılığı bulunmuyor
Erdem, bu yaralanma sonucunda bir dizi ameliyat geçirdi ve farklı hastanelerde uzun süre tedavi gördü.
Yaralanmasının ardından meydana gelen omurilik hasarına bağlı geçirdiği felç nedeniyle bel altı bölgesini kullanamıyor.
Adli raporlara göre “Erdem’in yaşadığı ağır nörolojik tablonun iyileşme olasılığı bulunmuyor.”
Kamera kayıtları silinmişti
Savcılık 13 Ocak 2011’de, PTT’den, olay yerindeki kamera sistemindeki görüntü kayıtlarını istedi. PTT ise kamera kayıtları iki ayda bir silindiğinden kendilerinde olay gününe ait görüntü olmadığı cevabını verdi.
Soruşturma sonucunda, Erdem’i yaralayan merminin polis memuru R.Ç.’nin tabancasından atıldığı belirlendi. Savcılık R.Ç. için, Diyarbakır Valiliğinden soruşturma izni istedi.
Emniyet raporu: Havaya ateş açıldı, mermi sekti
R.Ç. ifadesinde, “havaya ateş açtığını” iddia etti.
Olayla ilgili ön incelemeci emniyet amirinin raporunda da “R.Ç.’nin uyarı maksadıyla havaya ateş ettiği, silahından çıkan merminin sekme sonucu Erdem’e isabet ettiği” tespiti yer aldı ve soruşturma izni verilmemesi görüşüne varıldı.
Valilik de Emniyet’in raporuna uyarak, “kusur veya ihmal bulunmadığından” soruşturma izni verilmemesine karar verdi. Bu karar Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesince kaldırıldı.
Polise verilen 1 yıl 8 aylık ceza ertelendi
Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinde R.Ç. hakkında “olası kasıtla nitelikli yaralama” suçundan dava açıldı.
R.Ç.’ye 17 Ekim 2014 tarihindeki kararla “taksirle yaralamadan” 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi ancak cezanın açıklanması geri bırakıldı.
Erdem’in karara itirazı Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilince, AYM’ye başvurdu.
“Seken merminin vereceği hasar sorgulanmadı”
AYM kararında, Erdem hakkında 16 adli rapor düzenlendiğini, “bu raporların alınması aşamalarının hiçbirinde olayda kullanılan 9 mm çapında bir merminin kabul edildiği gibi bir yerden (duvar gibi) sekerek deforme olmuş şekilde vücuda isabeti hâlinde bu derece ağır hasar verip veremeyeceğinin sorulmadığı” ifade edildi.
“Oysa deforme bir mermi çekirdeğinin sırt bölgesinin akciğer bölümünden girerek aşağıya ve diğer organlara doğru omurga kemiği ile diğer kemiklerde ağır derecede kırık meydana getirecek ve organlarda ağır hasar oluşturacak şiddette ilerleyebilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesi, olayın aydınlatılması bakımından üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.”
Mahkeme, konunun etkin şekilde soruşturulmadığına karar verdi:
“Yetkili makamların maddi gerçeği açığa çıkarabilmek, başka bir ifade ile olayı aydınlatabilmek için kendilerinden makul olarak beklenebilecek tedbirleri ya hiç almadıkları ya da bu konuda gecikme gösterdikleri kanaatine varılmıştır.”
AYM’den “yeniden yargılama” kararı
Anayasa Mahkemesinin bugün Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararında, “yaşam hakkının etkili soruşturma yürütme yükümlülüğüne ilişkin -usul boyutunun ihlal edildiğine” hükmedildi.
Mahkeme ayrıca, “Kararın bir örneğinin yaşam hakkının usul boyutunun ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Diyarbakır 5. Asliye ceza Mahkemesine gönderilmesine” karar verdi.
Erdem’e 30 bin lira manevi tazminat ile toplam 2 bin 186 lira yargılama gideri ödenecek. (AS)