“16 Kürt gazeteci cezaevinde, kamuoyunun bu sessizliği insanı ürkütüyor. Kürt gazeteciler bunu ilk kez yaşamıyor. Ben tutuklu gazetecilerin aileleri ile de görüştüm."
"Ben dahil Kürt gazeteciler ve aileleri, şaşkın değiller, alışkınlar. Daha önce de oldu 1990’larda da oldu bu. Şaşırdığımız bu sessizlik durumu. Bu sadece Kürt gazetecilerin yaşadığı bir baskı olarak görülüyor. Hayır gazetecilik baskı altında. Herkes neden bu kadar sessiz. Bu sessizlik ne zaman bozulacak?”
Gülistan Korban, Diyarbakır’da Botan International’ın muhabirlerinden.
Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 16 Haziran 2022'de 15'i tutuklanan 18 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşması yarın (11 Temmuz) Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Gazeteci Korban’ın tepkisi de buna. Hem gazetecilerin kanıtı olmayan iddialarla aylarladır sevdiklerinden ayrı tutulmasına hem de suçsuz olmadıkları halde suçlu ilan edilmelerine. Bir tepkisi de Diyarbakır’da tutuklanan gazetecilere yönelik Türkiye’nin farklı illerden yükselen sesin kısık olmasına.
Diyarbakır’da “Kürt gazeteciler yalnız bırakılıyor” diye düşünen tek gazeteci Korban değil.
“İddianame vasat”
JinNews’ten Şehriban Arslan da benzer konuya dikkat çekiyor. “Konu Kürt gazetecilerin özgürlüğü olunca bir taraf hep sessiz” diyor. İddianamenin içeriğine bakıldığında zoraki suçlamalar yapıldığını söyleyen Arslan’a göre tüm gazetecilerin bu davayı sahiplenmesini gerekiyor:
“İddianameye bakıldığında arkadaşlarımızın suçsuz olduğu anlaşılıyor. Arkadaşlarımızın belkilerle, amalarla tutuklu olduğunu görüyoruz. Uzun yıllardır adliye muhabirliği yapıyorum onlarca iddianame gördüm, ilk kez bu kadar vasat bir iddianame görüyorum. Arkadaşlarımız sebepsiz yere tutuklanmış.”
“Beraat etmelerini istiyoruz”
Gazete Duvar Diyarbakır Temsilcisi Vecdi Erbay’a göre de tutuklu gazeteciler açısından büyük bir hak ihlali var. Erbay, “Bir yıldır cezaevindeler bunu onlara yönelik iddianameye bakınca anlıyoruz. Suçlamalar asılsız. Bu arkadaşlarımız bir yıldır hapisteler. Mesleklerinden, çocuklarından ailelerinden ayrılar. Yarın duruşmada beraat etmelerini bekliyoruz. Yarınki duruşmada sadece 15 gazeteci değil gazetecilik mesleği yargılanıyor olacak. Bu mesleğe emek veren kurumların burada olmasını isterdim.”
Erbay’ın ardından bu kez Artı TV’den Şirin Bayık’a soruyorum. “Yarınki davayı düşününce Kürt bir gazeteci olarak ne hissediyorsun?”
Bayık, “15 gazeteciye ses çıkarılmadığı gibi bir de zaman zaman tek tek arkadaşlarımız gözaltına alınıp bırakılıyor. O arkadaşlarımızın durumuna kimse dikkat çekmiyor. Bir gazeteci gözaltında denilip geçiliyor” diyor.
Bayık, gazetecilere yönelik operasyonun seçimden önce olduğuna dikkat çekiyor ve “Bir gazetecinin gözaltına alınması, bütün bir topluma mesaj aslında” diyor.
Gazetecilere yönelik operasyon olduğunda fotoğraf makinelerinin ve kullandıkları bilgisayarlarında gözaltına alındığına değinen Bayık, “Bu şu demek, gazeteciler işini yapamasın. Bütün gazetecilerde olan ekipmanlar bu gazetecilerde olunca suç unsuru ile ilintiliyor. Bir gazetecinin yazdığı birini rahatsız ediyor ve bu operasyonlar yapılıyor. Yazacağın şey yapacağın konu belli, bunun ötesine geçme deniyor gazetecilere. Keyfi bir şekilde seni içeride tutabilirim mesajı veriliyor” diyor.
Bayık da Diyarbakır’daki birçok gazeteci gibi herkesi yarın yapılacak olan davaya çağırıyor.
Ne olmuştu?Diyarbakır merkezli bir soruşturma kapsamında 8 Haziran'da gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, 16 Haziran'da çıkarıldıkları mahkemece "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklanmıştı.Gazetecilere savcılık sorgularında yaptıkları programlar, sundukları haberler, haber kaynakları ile telefon görüşmeleri soruldu. Suç delili olarak gazetecilerin evlerinde ve çalıştıkları kurumlarda bulunan bilgisayar, kamera, fotoğraf makinası, ses ve ışık sistemleri, montaj-kurgu bilgisayarlarındaki hard diskler, kitap, gazete arşivleri, Türkiye'de yayınlanan dergiler gösterilmişti. Tutuklu gazetecilerden bianet’e mektuplar
|
(EMK)