Diyarbakır’da faaliyet gösteren STK’lerin yaklaşık 80 erkek üyesi, Sanat Sokağı’ndan Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı’na kadar yürüdü. Yürüyüşe MEYA-DER, KURDİ-DER, BDP ve KESK’ten yöneticiler de destek verdi.
İnsan Hakları Anıtı önünde Türkçe ve Kürtçe basın açıklamaları düzenlenirken tecavüz olaylarına dikkat çekildi. KESK Diyarbakır Dönem Sözcüsü Mehmet Karaaslan tecavüzü teşvik eden uygulamalara karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirtirken tecavüzcülerin bölgede yeri olmadığını söyledi.
Karaaslan polisin, jandarmanın, infaz koruma memurlarının ve yatılı bölge okullarında yöneticilerin de içinde yer aldığı tecavüz olaylarının Kürt nüfusu üzerinde bilinçli olarak uygulandığını söyledi ve Mardin, Siirt ve Pozantı’da yaşanan tecavüz olaylarına yönelik mahkemelerin kararlarının devleti zan altında bıraktığını ifade etti.
Günde ortalama 5 kadının öldürüldüğünü belirten Karaaslan, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan Siirt Belediye Başkanı’nın bir tecavüz olayına karıştığı iddiasıyla ilk önce tutuklanıp serbest bırakılmasından sonra tekrar tutuklanmasını önemli bir gelişme olarak gördüklerini kaydetti.
KURDİ-DER Genel Başkanı Sebahattin Gültekin ise, “Yıllardır bu politikalara karşı verilen mücadelenin yeterli gelmemesi nedeni ile bu politikalar tüm kirliliği ile bugüne kadar sürmüştür. Bizler emek ve demokrasi güçleri içinde çalışan erkekler olarak bundan böyle erkek egemen sistemin ve onun ürünü olan devletin yok sayan, asimile eden, ahlaki çöküntü üreten, taciz ve tecavüzü teşvik eden politikalarına karşı mücadelemizi daha da yükselteceğimizi ilan ediyoruz” dedi. Devletin de bu gerçekleri bildiği için kadını düşerek toplumu düşürmeye çalıştığını söyleyen Gültekin, “Yönelimin temelinde bu gerçek vardır. Bu nedenle en aşağılık yöntem olan taciz ve tecavüz bir aşağılama yöntemi olarak kullanılıyor” diye konuştu. (BOT/ÇT)
* Haberi Özgür Gündem ve HaberTürk gazetelerinden derledik.