Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır’da hak savunucusu, doktor ve eğitimcilerin de aralarında olduğu yedi kişi tutuklandı.
Gözaltındaki 12 kişiden, Pazar günü (23 Temmuz) ve dün akşamki sorgularının ardından Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklananlar şöyle:
Diyarbakır Tabip Odası’nın eski başkanları, Op. Dr. Selçuk Mızraklı ile Op. Dr. Şemsettin Koç, İnsan Hakları Derneği (İHD) MYK üyesi ve İç Anadolu Bölge Temsilcisi Ali Rıza Yurtsever, emekli öğretmen ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sağlık Komisyonu üyesi Zöhre Taş, DTK Divan üyesi, eski SES Başkanı, hemşire Saliha Aydeniz, Eğitim Sen Genel Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Ebru Yiğit ve Mehmet Aydın.
Doktor ve hak savunucularına “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltildi.
7 gün gözaltında kaldılar
Hak savunucuları ve doktorlar, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca “PKK/KCK'ya yönelik olduğu” açıklanan soruşturma kapsamında 19 Temmuz’da gözaltına alınmışlardı.
Gözaltına alınanlardan 10’u tutuklanırken, iki kişi adli kontrol tedbirleri uygulanarak serbest bırakıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulundan, eski Diyarbakır Tabip Odası başkanı Dr. Necdet İpekyüz de 19 Temmuz sabahı gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra sağlık sorunları olması sebebiyle, adli kontrol şartı uygulanarak akşam saatlerinde serbest bırakılmıştı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Yurtsever ile ilgili açıklamasında, “İnsan hakları savunucusu Ali Rıza Yurtsever her türlü şiddetten uzak geçmiş siyasi faaliyetleri ve bugünkü hak savunuculuğu faaliyetleri nedeniyle suçlanamaz” demişti.
“Toplumun sağlık hakkı da ihlal edildi”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp, ikisi de genel cerrahi uzmanı olan operatör doktor Mızraklı ile Koç’un tutuklanmasıyla tarihi belirlenmiş olan ameliyatlarının iptal olduğunu, ameliyat ettikleri hastaların da kontrollerini yaptıramadığını söyledi.
Dr. Gökalp bianet’e yaptığı açıklamada, “İki arkadaşımız da ifadeye çağrılabilirlerdi, böylece toplumun sağlık hakkı da ihlal edilmemiş olurdu” dedi.
“Mızraklı ve Koç 19 Temmuz’da sabah 06.00 civarında evlerinden gözaltına alındılar. O gün ve sonrasındaki planlanmış ameliyatları yapılamadı, iptal oldu. İfadeye çağrılma yolu izlenmeyerek hekimlik değerlerine de hürmetsizlik edildi.
“Dr. Mızraklı Diyarbakır’da özel bir hastanede çalışıyordu, Dr. Koç ise iki ay önce Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden ihraç edilmişti, o da özel hastanede çalışıyordu.
“Bu şekilde gözaltına alınıp tutuklanmaları, toplumun sağlık hakkının ihlalidir, sağlık hizmetine erişimin engellenmesidir.”
“İnsan hakları çalışmaları engellendi”
“Dr. Mızraklı hekimliğin yanı sıra hak savunuculuğu çalışmalarında da bulunuyordu, Mezopotamya Tıp Kongresi’nin, Sarmaşık Derneği’nin başkanlığını yapmıştı. Tutuklanmasıyla insan hakları çalışmaları da engellendi. Zaten hekimlik mesleği özünde hak savunuculuğudur. İki arkadaşımız da bu yönüyle de hak savunuculuğu yapıyordu.
“Dünyada evrensel ilkedir, doktorlar, hekimlik yaptıkları için yargılanamazlar.”
“Doktorlar tek örgüte üyeler: Tabip Odası”
Dr. Gökalp, doktorların tutuksuz da yargılanabileceğini ifade etti:
“Doktor arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanmalarının koşulları yaratılmalı. İkisi de yıllardır Diyarbakır’da çalışıyor, yaşıyorlar. Bir yere kaçacakları yok. Tutuksuz şekilde yargılanabilirler.
“Üyemiz, oda başkanlarımız olmaları bir yana suçlu olduklarına inanmıyoruz. Zaten tüm sivil toplum çalışmaları, oda başkanlığı yaptıkları dönemdeki etkinlikler basın önünde, kamuoyu önünde açık şekilde yapıldı.
“‘Örgüt üyeliği’ iddiası komik bir iddia. İkisi de tek örgüte üyeler: Tabip Odası. Arkadaşlarımızın ifadesini alanların da bu suçlamaya, iddiaya inandıklarını düşünmüyorum.
“Toplumu ayakta tutan şey adalet duygusudur. Adaletsizliğin sonu yok. İktidarı, yetkilileri adaletli işler yapmaya davet ediyoruz.” (AS)