Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a gitmesine karşı kentte düzenlenen protestolar sırasında gözaltına alınan ve tutuklanan çocuklardan altısı ilk duruşmada tahliye edildi.
20 Ekim’deki gösteriler sırasında gözaltına alınan 13 ve 14 yaşlarındaki altı çocuk “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “terör örgütü propagandası”, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamalarıyla Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Çocuklardan ikisi ayrıca “kamu malına zarar vermek”le de suçlanıyor. Diyarbakır'ın yanı sıra Cizre, Adana, Mersin, Hakkari gibi illerde onlarca çocuk tutuklu olarak yargılanıyor.
Delil polisin ifadesi
45 gün cezaevinde kaldıktan sonra, cuma günü yapılan duruşmanın ardından çocuklar akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Mahkeme davayı 29 Şubat 2009’a erteledi.
Duruşmada o gün görevli olan altı polis tanık olarak dinlendi. Polislerin hiçbiri sanık çocukları tanıyamadı. Çocuklara yönelik suçlamalara dayanak gösterilen tek şey, polislerin o gün tuttuğu gözaltı tutanakları. Fakat bu tutanaklarda tek tek bireylerin eylemleri sıralanmıyor, gerçekleştirilen tüm eylemler orada bulunan tüm topluluğa atfediliyor.
Hak savunucularından destek
Kapalı olarak görülen ve ailelerin katıldığı duruşmada çocukları Diyarbakır Barosundan 15 kadar avukat savundu.
İnsan Hakları Ortak Platformu’ndan (İHOP) Feray Salman, Murat Çekiç ve Ezgi Koman, Gündem Çocuk Derneği’nden Esin Koman, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği’nden Emrah Kırımsoy, Travma Çalışmaları Enstitüsü Derneği’nden Bişeng Özdinç, Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği’nden (ÖZGEDER) Berin Canlı da duruşmayı izlemek için Diyarbakır’daydı. Baro başkanı Emin Aktar ve yönetim kurulu üyesi Ahmet Özmen de davayı takip etti.
Adil yargılanmanın izlenmesi programı çerçevesinde duruşmaya gelen İHOP’tan Salman, bianet’e, çocukların toplumsal olaylara katıldıkları gerekçesiyle cezalandırılmalarının getirdiği “adaletsizliğe karşı” harekete geçtiklerini söyledi. Salman, özellikle yasalarda muğlak bırakılan “terör” kavramını, Terörle Mücadele Yasası’nın bu şekilde kullanılmasını eleştirdi. “Eğer Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni kabul ettiyse, ona aykırı davranamaz.”
Damgalandılar, eğitimden uzaklaştırıldılar
Çocukların avukatlarından Canan Atabay, çocuklar gözaltına alınırken, tutuklanmaları ve cezaevinde tutuldukları süre içinde haklarının ihlal edildiğini söyledi.
Atabay, gözaltı ve tutuklama sürecinin uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Çocuk Koruma Kanunu da ihlal edilerek gerçekleştirildiğini vurguladı.
Atabay, özellikle çocukların atfedilen suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabileceğini söyleyen Adli Tıp raporlarını eleştirdi.
Sosyal hizmet uzmanı Emrah Kırımsoy da şimdi serbest bırakılsalar da bu çocukların tutuklanarak damgalandığını, okula devam edip edemeyeceklerinin bilinmediğini, devlette bu durumu telafi edecek hiçbir mekanizma olmadığını vurguladı.
Bu yıl 20 Ekim’de Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti, ardından PKK lideri Abdullah Öcalan’a kötü muamele edildiği iddiaları, daha öncesinde de Newroz kutlamaları sırasında çeşitli illerde yaşanan olaylarda onlarca çocuk gözaltına alındı, tutuklandı ve haklarında dava açıldı.
Adli Tıp Uzmanları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği temsilcilerinin de katılımıyla hak savunucuları buna karşı ortak bir çalışma yürütmek için birleşiyor. Hukukçular, asıl sorunun yargının çocukları “çocuk” olarak tanımamasından kaynaklandığını söylüyor.(EÜ)