12 Eylül ve sonraki yıllarda yaşanan baskı ve işkencelerin başlıca simgelerinden biri Diyarbakır Askeri Cezaevi... Cezaevinde işkencenin en yoğun yaşandığı dönem olan 1980-1988 yılları arasında burada 7 bin civarı insanın kaldığı tahmin ediliyor.
Hürriyet gazetesinin haberine göre Diyarbakır Başsavcısı Durdu Kavak, cezaevinde kalan ve işkence gören 700 kişinin savcılığa suç duyurusunda bulunmasının ardından harekete geçerek, 1980-1988 arasında bu cezaevinde yaşananları soruşturma kararı aldı.
Suç duyurusunda bulunanların ifadeleri alındıktan sonra Başsavcılık, Milli Savunma Bakanlığı'ndan cezaevinde o dönem görev yapan askeri personelin kimlik bilgilerini ve şu an nerede bulunduklarının bilgisini talep etti. Adalet Bakanlığına da başvuran Başsavcı Kavak, buradan da görev yapan sivil personelin bilgilerini istedi.
"3,5 yıllık çalışmada 700 kişi ile görüştük"
Başsavcılığın soruşturma açmasını sağlayan Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun sözcülerinden Celalettin Can, bianet'e yaptığı açıklamada, 3,5 yıl süresince cezaevi mağdurlarıyla görüştüklerini ve bu görüşme sonunda hazırladıkları 8500 sayfalık raporu Başsavcılığa ulaştırdıklarını anlatıyor. Can sözlerine şöyle devam etti:
* 2007 Eylül ayında "Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu"nu kurduk. 12 Eylül 2007'de Diyarbakır Cezaevi'nin önünde böyle bir komisyonun kurulduğunu ve 1980-1988 arası Diyarbakır'da tüm yaşanmışlıkları, tüm boyutlarıyla açığa çıkaracağını, kamuoyunun gündemine getireceğini ilan etmişti.
* 3,5 yıl bu çalışmayı sürdürdük. 450 kişiyle yüz yüze görüştük. Diğer 250 kişinin suç duyurularını Diyarbakır Başsavcılığı'na ilettik. Bu 450 kişinin hepsinin adli formlarını ve travma testlerini yaptık. Toplamda 8500 sayfalık bir rapor hazırladık.
* 25-26 Eylül'de Diyarbakır'da düzenlediğimiz "Türkiye Diyarbakır Cezaevi ile Yüzleşiyor Sempozyumu"nu düzenledik ve çalışmalarımızı bu sempozyumda kamuoyu ile paylaştık. 11 Ekim 2010 tarihinde yüzlerce arkadaşımızla birlikte Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk.
"Seçim malzemesi yapılmamalı, adalet duygusuyla üstüne gidilmeli"
* Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bundan bir ay önce, bizim suç duyurumuz üzerine bu soruşturmayı başlattı. Bu süreçte bizden de çeşitli kasetler ve belgeler istediler. Bu süreç içinde Başsavcılığın Adalet ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan o dönem görev yapan tüm yetkililerin kimlik bilgilerini istediğini öğrendik.
* Yaşanan bu süreç son derece olumlu. Bu çalışmanın seçim çalışmasının bir parçası haline getirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuya adalet duygusuyla yaklaşılmasını hem kamuoyundan hem hükümetten bekliyoruz.
"Yaptığımız çalışmaları 20 Nisan'da açıklayacağız"
* Biz bu çalışmanın bugüne kadar ki geliş sürecini 20 Nisan Çarşamba günü saat 11.00'de Taksim Hill Oteli'nde Diyarbakır Adalet Komisyonu olarak açıklayacağız.
* Ayrıca suç duyurularının sayısını arttırabilmek amacıyla 3 Mayıs'ta Diyarbakır'da yeni bir hareket başlatacağız. Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşeceğiz ve bu çalışmaların sonuna kadar götürülmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
* Hükümetten de beklediğimiz bu çalışmanın arkasına siyasi iradesini koyması ve meclis çatısı altında da Diyarbakır Cezaevi Gerçeği'ni Araştırma Komisyonu'nu kurması. Bu komisyon kurulursa 12 Eylül'ün yargılanması kolaylaşacaktır. (EKN)