Diyarbakır Barosu, adli yıl açılışı vesilesiyle Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında, bu adli yılda en büyük beklentilerinin, Tahir Elçi cinayetinin faillerinin yargı önüne çıkarılması olduğunu ifade etti.
Tıklayın - 70 Hafta Geçti, Tahir Elçi Soruşturmasında Gelişme Yok
Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen’in okuduğu açıklamada, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin kameralar önünde öldürülmesinden bu yana yaklaşık iki yıl geçtiği, soruşturma dosyasında elle tutulur bir ilerlemenin sağlanamadığı belirtildi:
“Soruşturma dosyası kapsamında henüz tek kişi dahi şüpheli sıfatıyla sorgulanmadı. Başta ailesi olmak üzere, baromuzu ve kamuoyunu tatmin edici, somut adımların atılması gerekir. Aksi takdirde kamuoyu, cinayetin aydınlatılmamasının sorumlusu olarak hükümeti ve soruşturma makamlarını görecektir.”
“Antidemokratik uygulamalar toplumu ayrıştırdı”
Yeni adli yılla ilgili açıklama, “Hukuk güvenliği yoksa adalet de yoktur” sözleriyle başladı. Açıklama özetle şöyle:
“15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinden hemen sonra OHAL ilanı ve OHAL Yasası dayanak gösterilerek çıkarılan KHK’ler ile TBMM devre dışı bırakıldı.
“Değil uluslararası sözleşmelere, Anayasaya hatta OHAL Yasasına bile aykırı bu KHK’ler ile başlatılan ve halen de devam eden toplu ihraçlar, muhalif basın yayın kuruluşlarının, dernek ve vakıfların kapatılması, malvarlıklarına el konulması, belediyelere kayyım atamaları ve yine seçilmiş belediye başkanlarının, milletvekillerinin, siyasetçilerin tutuklanması gibi antidemokratik uygulamalar toplumda ayrışmaya, toplumsal sorunların daha da derinleşmesine yol açarak devlet-yurttaş ilişkilerinde güvensizlik gibi yeni sorun alanları yarattı.”
“Temel hak ve özgürlükler kısıtlandı”
“KHK’lerin ve devam eden uygulamaların, darbe teşebbüsünde bulunanlara karşı mücadelenin ötesinde, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, toplumun muhalif kesimlerine yönelik sindirme ve baskıyı amaçlayan anti demokratik uygulamalara dönüştüğünü görmekteyiz.
“Demokratik kazanımları askıya alan OHAL'in derhal sonlandırılmasını, KHK'ler ile yapılan yasal düzenlemelerden dönülmesini ve TBMM'nin yeniden işlevsel kılınmasını talep ediyoruz.”
“Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorunu büyüyor”
“Demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir toplumda, bireyin ve toplumun en temel güvencesi, bağımsız ve tarafsız yargıdır. Cumhuriyetle yaşıt olan yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorunu katmerlenerek büyümeye devam ediyor.
“Geride bıraktığımız iki yıl içerisinde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlenmesi bir yana, yargının içinde olduğu içler acısı durum, bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı, yurttaşların yargıya güveni sıfır noktasına indi.”
“Adil yargılanma hakkı ve hukuk güvenliği”
“Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve işlerlik kazandırmak yükümlülüğü altında bulunan baroların ve hak arama özgürlüğünün teminatı olan avukatların çalışma alanları her geçen gün daraltılıyor.
“Avukatlık mesleği, son çıkarılan KHK’ler ile hukuksuzluğun doruk noktasına ulaşan düzenlemelerle işlevsizleştirilemeye ve savunma sınırlandırılmaya çalışılıyor.
“Adil yargılanma hakkı ve hukuk güvenliği ancak bireylerin kolayca avukata ulaştığı; avukatın da tam bir bağımsızlık ve özgürlük içinde ve etkili şekilde mesleğini icra edebildiği bir sistemde mümkün olabilir.” (AS)