Diyarbakır Barosu, Abdullah Öcalan ve diğer üç mahpusun tutuldukları İmralı Adası'ndaki cezaevini ziyaret için Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Baronun açıklamasına göre, "İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu" ziyaret başvurusu, "temel hak ve hürriyetlere dair yerinde gözlem ve tespitlerde bulunulması amacıyla , 5275 sayılı kanunun 85/1. maddesi gereğince" yapıldı.
Öcalan'ın yasal temsilciliğini kurumsal olarak sürdüren Asrın Hukuk Bürosu'nun 25 Mart 2023'te yaptığı yazılı açıklamaya göre, 2 yıldır haber alınamayan cezaevinde Abdullah Öcalan'ın yanı sıra Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş da tutuluyor.
5275 Sayılı kanun
Diyarbakır Barosu, ziyaret başvurusunu 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 85/1 maddesine dayandırdı. Bu kanun hükmü şöyle:
“Kurum, kurul ve kuruluşlar, heyet hâlinde veya bireysel olarak ceza infaz kurumlarını ziyaret edebilmek ve hükümlülerle görüşebilmek için Adalet Bakanlığından izin almak zorundadırlar. Bilimsel araştırma yapanlarla görsel ve yazılı basın mensupları hakkında da bu hüküm uygulanır. Adalet Bakanlığı talepte bulunan kişilerin hükümlüleri ziyaret etmelerine de izin verebilir”
Diyarbakır Barosu başvurusunda, daha önce 28 Kasım 2021 ve 14 Aralık 2022'de yaptıkları inceleme başvurularını hatırlatarak o tarihlerdeki taleplerinin yerine getirilmesini talep etti.
107 avukat başvurmuştu
Baro başvurusunda "Diyarbakır Barosu üyesi 107 avukat tarafından İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevindeki avukat-müvekkil görüşünün sağlanmaması nedeniyle mesleki faaliyetlerin sürekli bir şekilde engellendiğinin bildirilmesi üzerine 14 Aralık 2022 tarihinde mesleki faaliyetlerinin icrası önündeki engellerin kaldırılması talebiyle Bakanlığ[a] başvuruda bulun[ulduğunu] anımsattı.
Başvuruda “5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 59, 66, 83. maddeleri gereğince; aile ve telefonla görüşme hakkına yönelik engellemeler ile avukat görüş yasağının kaldırılarak iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan hakların temini gerekir” ifadelerine yer verildi.
“Yasağın hukuki izahı yok”
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Barosu Cezaevleri Komisyonu’nun son 9 ayda cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunun açıklandığı basın toplantısında (dün) gazetecilerin İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ve beraberindeki diğer mahpusların avukatları ve aileleriyle görüşmelerinin 6 ay yasaklanması kararıyla ilgili bir soru üzerine, “İnfaz Hakimlikleri üzerinden verilen yasaklama kararlarını hukuki bir izahı yok. Bunu bütün kamuoyu, hukuk kurumları, aynı zamanda iktidar da biliyor” demişti.
İHD: Kürt illerinde son bir yılda en az 48 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi
2013'ten bu yana Öcalan'a görüş yasağının kısa tarihi*
Çözüm sürecinde, 3 Ocak 2013 gününden itibaren BDP milletvekillerinden oluşan heyetler 5 Nisan 2015 tarihine kadar Öcalan’la düzenli aralıklarla görüştü. Fakat çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte, 5 Nisan’dan sonra İmralı’nın kapıları yine kapatıldı. Ondan önce ise, çözüm süreci devam ederken Öcalan’ın aile ve vasi görüşmeleri 6 Ekim 2014’ten itibaren engellendi. Tek istisna ise Öcalan’ın yaşamıyla ilgili spekülasyonlar arttığında (örneğin 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası, açlık grevi süreçleri, salgın vs) oldu.
Öcalan’ın ailesi 2011-2020 arasındaki 9 yılda 385 görüş başvurusu yaptı, fakat bunların sadece 29’u kabul edildi. Yıllara göre Öcalan’ın aile görüş sıklığı şöyle: 2011 (2 kez), 2012 (2 kez), 2014 (8 kez), 2015 (0), 2016 (1 kez), 2017 (0), 2018 (0), 2019 (3 kez), 2020 (1 kez).
1 Haziran 2005’teki yasal düzenlemeden sonra Öcalan’a 13 kez, toplam 240 gün hücre içinde hücre cezası verildi ve bunlar 2007-2012 yılları arasında uygulandı. Bu cezalar uygulanırken kendisine okuma, yazma, dinleme materyallerinin verilmediği, sadece beyaz duvara bakmak zorunda bırakıldığı bizzat Öcalan tarafından avukatlarına aktarıldı. Ayrıca Öcalan’ın aktardığına göre, "Bir çay bile veriyorlar, yarı veriyorlar, diğer yarısı tortuyla dolu. Bunu bile pazarlık konusu yapmaya çalışıyorlar."
Öcalan’ın 2007-2008 döneminde, örneğin 2008’de saçını zorla kazıtma gibi uygulamalara maruz kaldığı da biliniyor. Öcalan bu tür uygulamaları şöyle yorumlamıştı: "Burada uygulananları söylemiyorum, söylersem olacakları biliyorum, sorumlu davranıyorum. Onlar da bunu bildikleri için üzerime geliyorlar, sınırlarımı zorluyorlar. Beni deniyorlar, tepkimi, sabrımı ve dayanma gücümü ölçüyorlar."
2016 yılına kadar İmralı’da uygulanan tecrit, avukat görüşmelerinin dinlenmesi, kayda alınması, aile-avukat görüşme yasakları, iletişim engelleri gibi fiili yasaklar, 21 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL’le birlikte çıkarılan KHK’larla kararname hükmü haline getirildi ve tüm cezaevlerine uygulanmaya başlandı. 20 Temmuz 2016’da, darbe girişimi sonrası Türkiye genelinde OHAL ilan edilir edilmez ilk uygulama, Bursa İnfaz Hakimliği tarafından verilen bir kararla Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinin yasaklanması oldu. Bu süreçteki tek istisna, açlık grevleri ve İstanbul seçimleri öncesindeki beş görüşme oldu.
2018’den itibarense Öcalan ve İmralı’daki diğer üç mahpusa düzenli olarak disiplin cezaları verilmeye başlandı. Buna dayanak olarak da, örneğin "spor yapmak için bir araya getirilen mahpusların sohbet etmesi" gösterildi. Bu disiplin cezaları, Öcalan’ın aile ve avukat görüş taleplerinin reddine gerekçe olarak gösterilmeye başlandı.
İstanbul yerel seçimlerinden hemen önce, dönemin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağına ilişkin kararın kaldırıldığını açıklamıştı. Ancak bu yasak daha sonra tekrar devreye kondu. 23 Eylül 2020’de Öcalan ve İmralı’daki diğer mahpuslar hakkında 6 ay avukat görüş yasağı daha getirildi.
Son olarak geçtiğimiz günlerde Öcalan ve diğer mahpuslara bir kez daha 3 aylık aile görüş yasağı getirildiği öğrenildi.
Avukatlarının, müvekkillerinin aileyle görüşme talebiyle Bursa İnfaz Hakimliği’ne yaptığı başvuruya 29 Mart’ta verilen yanıtta şöyle deniyordu: "Bütün başvurucular hakkında İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 3 Şubat 2022 tarihinde disiplin cezası olarak 3 ay aile ziyaretinden yoksun bırakma cezası verildiği ve 21 Şubat’ta kesinleştiği gerekçesiyle talep reddedildi."
____________
* İrfan Aktan, "İmralı'da neler oluyor?" içinde (artigercek.com), 24 Nisan 2022.
(BA/AEK)