12 Eylül darbesinin ardından kendisi de Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde kalmış olan, Diyarbakır 78'liler Derneği Başkanı Abdulgani Alkan, işkence şikayetiyle yapılan 1500 suç duyurusunun zamanaşımı gerekçesiyle takipsizliğe uğradığını söyledi.
Alkan bianet’e yaptığı açıklamada, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararına itiraz edeceklerini ifade etti.
10bin sayfalık belge
Diyarbakır 78'liler Derneği bünyesindeki Gerçekleri Araştırma ve Adalet Komisyonu'nun altı yıllık çalışmaları kapsamında 517 tanık dinlendi, 10 bin sayfalık doküman toplandı.
Son dört yıl boyunca Diyarbakır 78’liler Derneği öncülüğünde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na, toplu başvurular da dahil yaklaşık 1500 kişi suç duyurusu yaptı.
Başvurucular, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde insanlıkdışı muamele gördüklerini, işkenceye uğradıklarını belirttiler.
Adli Tıp’tan rapor
Amaçlarının 1980-1984 arasında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların açığa çıkarılması olduğunu söyleyen Alkan, “İlk başvuruların ardından bazı arkadaşımızın Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alması istendi. İşkenceyi de belgeleyen bu raporları da Savcı Beyoğlu’na sunduk, dosyaya girdi” dedi. Yaklaşık 500 mağdur da savcılığa ifade verdi.
İlk olarak Savcı Serkan Beyoğlu’nun yürüttüğü soruşturmayı daha sonra Savcı Tugay Savur devraldı.
Takipsizlik kararının kendilerine ulaştığını belirten Alkan, “Madem zamanaşımı vardı, niye en baştan takipsizlik verilmedi, insanlar bir de rapor almak zorunda bırakıldı?” diye soruyor.
İnsanlık suçu
Diyarbakır 78'liler Derneği Başkanı Abdulgani Alkan kararla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye'nin imza attığı uluslararası sözleşmelerde de insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmayacağı yazılı.”
“Diyarbakır’da yapılan insanlıkdışı muameledir ve insanlığı karşı uygulanan onur kırıcı davranışlarla insanlık suçu işlenmiştir. Bu suç sadece bize karşı işlenmedi, tüm insanlığa karşı işlendi.”
12 Eylül davası
Alkan, “Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı 12 Eylül davasına da müdahil olmak istemiştik, taleplerimiz reddedildi” dedi.
“Evren’in ceza alması olumlu bir adım. Darbe yapıldığı yargıda kabul edildiyse darbede yer alanların tümü suçlu kabul edilmeli. Bu darbeyi iki kişi tek başlarına yapmadı, polisi var, sermayesi var, sivil ayakları var…”
“Zaten iddianamede de vardı, Maraş katliamı, Çorum katliamı, 1 Mayıs 1977, TİP’lilerin öldürülmesi… İdam kararları… Evren ve Şahinkaya bu eylemlerden yargılanmadı, sadece devlete karşı işledikleri suçtan yargılandılar. Bu eylemlerden, topluma karşı işlenen suçlardan kimse yargılanmadı.”
“Çözüm sürecinde alınan bu takipsizlik kararı düşündürücü. Hala 12 Eylül yasalarıyla yönetiliyoruz, bu bir çelişki.”
Alkan, Hakikatler Komisyonu kurulması ve tüm suçların yargı önüne çıkarılması gerektiğini ifade etti. (AS)