Barışın İnşası için kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunum yapmak isteyen Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevinde işlenen ağır insan hakları ihlallerinin “hakikatle yüzleşme” ve adalet perspektifiyle ele alınmasını talep etti.

hafıza ve vicdan mekanı olarak cezaevleri
5 no'lu cezaevi "hafıza mekanı" olarak kalmalı!

DİYARBAKIR CEZAEVİ
5 No'lunun İzi 31 Yıl Sonra Görülüyor
Komisyon, hazırladıkları bilgi ve belgelerle birlikte 17 Ekim Cuma günü Diyarbakır’da 5 No’lu Cezaevi önünde açıklama yaptı ve cezaevi önünden “Türkiye’den Diyarbakır’a adalet isteyen bir ses olalım; adaletin, hukukun ve barışın yolunu açalım” diye seslendi.
"Ankara’da, Meclis’te grubu bulunan partilerle görüşmek istiyoruz"
Ayrıca, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu üyesi nimet Tanrıkılu, bianet’e çalışmalarını anlattı.
Tanrıkulu şöyle dedi:
“Bu dosyayı Komisyona sunmak istedik ancak koşullar uygun olmayınca açıklamamızı Diyarbakır Cezaevi önünde yaptık. Tam 18 yıl önce başlattığımız bu çalışmada, 1980–84 yılları arasında 5 No’lu Cezaevi’nde vahşeti yaşayan 516 eski politik mahkûmla görüştük.
Görüşmelerimizde en çok yankılanan söz şuydu: ‘Bizi yok etmek istediler. Biz ne yaptık? Kürt olmak suç mu?’
Bir başka eski mahkûm ise yaşadıklarını tek cümleyle özetledi: ‘Diyarbakır Cezaevi anlatılmaz, yaşanır.’
İnsanlık suçlarının en ağırının yaşandığı bu cezaevinin bir insan hakları müzesine dönüştürülmesi gerektiğini söyledik ve bu konuda ısrar ettik. 100 bin imza topladık, dosyamızı Meclis’e sunduk. Amacımız, bu müze aracılığıyla topluma ‘bir daha asla’ diyebilmekti.
Ancak şimdi, burayı Etnografya Müzesi yapma hazırlığı var. Etnografya müzesine itirazımız yok, ama burası onun yeri değil; burası insan hakları müzesi olmalı.
Geçtiğimiz cuma günü Diyarbakır’a gelen TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da katıldığı toplantıya dosyamızla birlikte katıldık. Arkadaşlarımız bu dosyayı Komisyon üyesi tüm partilere teslim etti. Şimdi Ankara’da, Meclis’te grubu bulunan partilerle görüşmelerimizi sürdürmeyi planlıyoruz.”
“Bir devlet dersi”nin bilançosu
Komisyon, cezaevi önündeki açıklamada, döneme dair resmi açıklamalarda ölüm, işkence ve ağır kötü muamele vakalarının “münferit” gösterildiğini ancak tanıklıkların bunun yaygın ve sistematik olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Diyarbakır 5 No’lu’da yaşananların, özellikle Kürtlerin kimliğinin hedef alındığı politikaların parçası olduğuna dikkat çekilerek, 1980–84 yıllarında cezaevinde onlarca ölüm, binlerce mahpusun fiziksel ve psikolojik olarak ağır şekilde etkilenmesi ve kalıcı travmaların oluştuğu vurgulandı. 18 Mayıs 1982’de kendilerini yakarak işkenceleri protesto eden Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Necmi Öner, Mahmut Zengin (Dörtler) de anıldı.
78’liler’in başlattığı çalışma: 7 bin sayfalık arşiv
78’liler Girişimi öncülüğünde 2007’de kurulan Komisyonun; akademisyen, hukukçu, gazeteci ve hak savunucularından oluşan 50 kişilik ekiple 500’ü aşkın eski mahpusla derinlemesine görüşmeler yaptığı, 7 bin sayfayı aşan sözlü tarih ve belge biriktirdiği aktarıldı. Bu çalışmalarla kamuoyunda farkındalık oluştuğu, savcılık soruşturmasının başlatıldığı ancak süreçlerin güvenlikçi politikalara dönülmesiyle akamete uğradığı ifade edildi.
Komisyonun temel talepleri
Komisyon, hem geçmişle yüzleşme hem de onarıcı adalet için şu başlıklarda acil ve yapısal adımlar istedi:
*Resmi bir Hakikat ve Adalet Komisyonu kurulması; 2017’deki TBMM 5 No’lu Cezaevi Alt Komisyonu raporunun kamuoyuyla paylaşılması.
*Diyarbakır 5 No’lu’nun **“İnsan Hakları ve Hafıza Müzesi”**ne dönüştürülmesi; bunun için TBMM’ye sunulan 100 bin imzalı dilekçenin hayata geçirilmesi.
*5 No’lu başta olmak üzere askeri cezaevlerindeki işkence ve ölüm politikalarının sorumlularının yargılanması.
*Eski politik tutuklular için fiziksel/psikolojik rehabilitasyon ile maddi–manevi onarım programlarının hayata geçirilmesi.
*Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlatıp sonradan rafa kaldırdığı soruşturmanın yeniden açılması.
*12 Eylül’ün mirası kurum ve yasaların tasfiyesi; TCK 314–320, TMK 7/2 ve Ceza İnfaz mevzuatında reform.
*Siyaset yapma hakkının suç kapsamından çıkarılması; kayyım uygulamalarının son bulması; AİHM ve Anayasa kararlarının uygulanması.
*Hasta ve yaşlı tutukluların serbest bırakılması, infazı dolan hükümlülerin tahliyesi; İdare ve Gözlem Kurullarının kaldırılması.
*Kürt meselesinin adalet, eşitlik ve demokrasi temelinde çözümü; anadilde eğitim engellerinin kaldırılması.
*Alevilerin eşit yurttaşlık taleplerinin tanınması; tüm inançlara yönelik kısıtlamaların kaldırılması.
*1915’ten Dersim 1938’e tüm ağır insan hakları ihlallerinin hakikatinin konuşulması.
*Kadına yönelik şiddetle mücadelede caydırıcı, eşitlikçi politikaların uygulanması.
“Birbirimizin yüzüne bakabilmek için…”
Komisyon, “Geçmişle yüzleşmeden gerçek bir barış kurulamaz” vurgusuyla, 5 No’lu’nun bir hafıza mekânına dönüştürülmesinin hem mağdurların iyileşmesi hem de toplumsal barış için zorunlu olduğunu belirtti:
“Bir daha asla diyebilmek için hakikat ortaya çıkarılmalı; adalet, onarım ve eşit yurttaşlık temelinde yeni bir sayfa açılmalıdır.”

Cezaevi önündeki sunum, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu ile 78’liler Hareketi adına yapıldı.
(EMK)









