Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Diyanet İşleri Başkanlığı, darbe girişiminde yer alan kişilerin cenaze işlemlerinin yapılmayacağını açıkladı.
Başkanlık, darbe girişiminde yer alanların “Mümin kardeşlerinin tezkiye ve dualarını hak etmediğini” söyledi; bu kişilerin cenazeleriyle ilgili sala, teçhiz, tekfin ve üzerlerine cenaze namazı kılınması gibi din hizmetleri verilmeyeceğini söyledi.
“Zorla ve tehdit ile olaya sürüklenmiş, hiçbir şeyden habersiz ne olduğunu bilmeden kendisini çatışmaların içinde bulmuş ve hayatını kaybetmiş, er-erbaş ve asker ile güvenlik görevlileri" için gömme hakkının ihlal edilmeyeceğini açıklayan Diyanet, cenazelerin darbe girişimine zorla mı sürüklendiğini ya da isteyerek mi katıldığını nasıl tespit edeceklerini ise açıklamadı.
TIKLAYIN – BENAN MOLU YAZDI: GÖM(ÜL)ME HAKKI
Diyanet: Milletimizin ve devletimizin bekasını hedef alanlara dini hizmet yok
Diyanet açıklaması şöyle:
“15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ/PDY tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde öldürülen darbecilerin cenaze namazları ile ilgili olarak halkımızdan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığımıza gelen yoğun sorular üzerine aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılması uygun görülmüştür. Cenaze namazı, ölen bir Mümin için kardeşleri tarafından yerine getirilen bir tezkiye ve duadır. Bu merasimde Müminler ölen kardeşleri için dua etmekte, ona hüsnü şehadette bulunmakta ve haklarını helal ettiklerini ilan etmektedir. Hâlbuki bu kişiler, giriştikleri eylemler ile sadece bireylerin değil bütün bir milletin hukukunu ayaklar altına almış ve böylece Mümin kardeşlerinin tezkiye ve dualarını hak etmemişlerdir. Bu nedenle ülkemizin meşru yönetimine başkaldırarak milletimizin ve devletimizin bekasını hedef alan, TBMM başta olmak üzere kamu kurumları üzerine bomba yağdıran ve acımasızca halka karşı silah kullanan ve bu sırada öldürülen darbecilere karşı Başkanlığımızca sala, teçhiz, tekfin ve üzerlerine cenaze namazı kılınması gibi din hizmetleri verilmeyecektir.
“Ancak zorla ve tehdit ile olaya sürüklenmiş, hiçbir şeyden habersiz ne olduğunu bilmeden kendisini çatışmaların içinde bulmuş ve hayatını kaybetmiş, er-erbaş ve askerlerimiz ile güvenlik görevlilerimiz bu uygulamanın dışında tutulacaktır.”
Ordu’da AKP vekili ve müftü gömdürmemişti
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Enver Yılmaz, darbe girişimi sırasında öldürülen Astsubay Nedim Şahin için mezar yeri vermedi. “Ordu vatan hainlerini kendi bağrında barındıracak, toprağında tutacak bir şehir değildir” dedi.
Ordu İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu da bütün ilçelerde din görevlilerine talimat vererek, darbe girişiminde öldürülenlerin salasının verilmeyeceği, camilere sokulmayacağı ve namazının da kılınmayacağına dair talimat verdiğini söyledi. “Devlete başkaldırıp çatışmada öldürülenlerin salası verilmez, camiye sokulmaz, namazları kıldırılmaz, bu dinimizin emridir. ‘Kim bunların salasını verir, camiye sokar, cenaze namazlarını kıldırırsa haklarında derhal işlem yaparım’ deyip kesin talimatımı bildirdim” diye konuştu.
Astsubay Şahin, ailesi tarafından sessiz sedasız evlerinin yanındaki fındık bahçesine defnedildi.
Daha önce de yakınlarını gömebilme hakkı ihlal edilmişti
Daha önce de toplumun tepki gösterdiği olayların faillerinin gömülme hakkı engellenmişti.
TIKLAYIN - EREN KESKIN: HERKESIN YAŞAMA VE GÖMÜLME HAKKI VARDIR
Bir konuşmasında Voltaire’in “Tanrı’yı da insan yaratmıştır” sözünü alıntılayan ve 1969’da hayatını kaybeden eski Yargıtay Başkanı İmran Öktem’in Ankara Maltepe Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninde, kalabalık bir grup “Allahsızların namazı kılınmaz” diyerek cenazeyi engellemek istemiş ve cami görevlileri görevlerini yerine getirmekten kaçınmıştı. Cenazede bulunan İsmet İnönü namaz kılınmadan camiden ayrılmayacağını söyleyince, imam olduğunu belirten İzzet Gözübüyük namazı kıldırmıştı. Yaşananlara tepki olarak Dev-Genç önderliğinde binlerce yurttaş 7 Mayıs 1969'da Anıtkabir'de biten bir protesto gösterisi düzenlemişti.
Rojava’da IŞİD’e karşı savaşta hayatını kaybeden Aziz Güler’in cenazesi sınırda bekletilerek, haftalarca ailesine teslim edilmemişti. Tam 2 ay sonra ailesine teslim edilerek gömülmüştü.
Çağlayan Adliyesi’nde savcı Mehmet Kiraz’ı öldüren Şafak Yayla’nın Giresun’un Çanakçı ilçesi Karabörk köyündeki aile evinin bahçesine gömülmüş, saldırılar ve saldırganların cesedi dereye atma tehditlerinin ardından ailesi mezara beton dökmüştü.
Özgecan Aslan’ı öldüren ve cezaevinde öldürülen Ahmet Suphi Altındöken’in cenazesi Adana, Tarsus ve Mersin'de dolaştırılmış, ancak hiçbir mezarlıkta toprağa verilememişti. Ölümünden beş gün sonra cenaze gizlice morgdan çıkarılarak, Mersin’de adı gizli tutulan bir mezarlıkta gece karanlığında gizlice defnedilmişti. (ÇT)