DİSK'ten Tonguç Çoban'la Konfederasyon'un kararını, beklentilerini ve olası sonuçlarını konuştuk.
Çoban, son on yıldır Türkiye'de sendikal haklar ve özgürlüklerle ilgili ne yapılması gerektiğinin çok açık ortaya çıktığını, uluslararası mekanizmalarla da yapılması gerekenlerin tanımlandığını, sorununun geçmiş hükümetlerde olduğu gibi, AKP hükümetinin de bunları hayata geçirmemesi olduğunu söyledi.
"Diyalogla elde edilebilecek bütün kararları elde ettik. Artık tarafların söyleyebileceği bir söz kalmadı. Yapılması gerekenler bu kadar belliyken, hükümetin mazereti kalmadı. Geçen yılki Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporlarında, AB İlerleme Raporu'nda da açık açık belirtildi: Sendikaya üyelikte noter şartı, barajlar, grev yasakları ihlaldir."
Ancak, Çoban, hükümetin şimdiye kadar sendikal haklar ve özgürlüklerle ilgili oluşturduğu bütün tasarı ve yapıların karşıt yönde olduğunu söylüyor.
"Sendikalar Yasası tasarısı da, Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt tasarısı da, Ekonomik ve Sosyal Konsey yasası da engelleri ortadan kaldırma niyetini taşımıyor."
"Hükümet temel insan haklarını tanımamakta ısrarlı"
Çoban, talep ettikleri sendikal hak ve özgürlüklerin temel insan hakkı olduğunu vurguladı ve ekledi: "Bu hakların uygulamaya geçmesi, Türkiye'deki gelir dağılımı eşitsizliğin, bölgesel eşitsizliğin düzelmesinin önünü açar."
"Böyle bir konuda maliyet tartışması da yersiz. Temel insan haklarının maliyetinin tartışması olmaz. Öte yandan, bütçeye getireceği bir yük de yok."
Pratikte, hükümetin bu yasaları emekten yana düzenlemesinin önünde bir engel bulunmadığını da ekleyen Çoban, "İsteseler bir saatte yasalaştırırlar. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nı temel yasa haline getirip nasıl bir saatte çıkarabildiklerini anımsayın."
"İç baskıyla dış baskıyı birleştirirsek sonuç alabiliriz"
Çoban, bugün uluslararası emek örgütleriyle de paylaştıkları karardan sonra ilk beklentilerinin, "ILO'nun ve AB'nin hükümet üzerinde biraz daha baskı kurması ve DİSK'in kararının nedenini sorgulaması" olduğunu da ekledi.
"Biz şimdi bir adım geri çekilip hükümeti bu konuda işini yapmaya davet ediyoruz."
DİSK'in bu kararının ancak "iç baskıyla dış baskıyı birleştirirse" sonuç verebileceğini belirten Çoban, AB içindeki sendikaların ve siyasal örgütlerin desteğine de ihtiyaç duyduklarını söyledi.
"Türkiye'de ortak duruş olsaydı, hükümet bu kadar rahat hareket edemezdi"
Ancak, Türkiye'de emek örgütlerinin yaklaşımında sorun var Çoban'a göre.
DİSK'in Emek Platformu'nda birlikte yer aldığı "Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu'yla (HAK-İŞ) her konuda aynı düşüncede olmadığımız biliniyor. Hükümetin rahat hareket etmesini sağlayan da bu. ILO standartlarıyla ilgili ortak duruş olsaydı, hükümetin eli çok daha zayıf olurdu."
"İşlemeyen mekanizmayı işler gibi göstermek istemiyoruz"
Çoban, DİSK'in içinde yer aldığı sosyal diyalog mekanizmalarından çıkan kararların hiçbiri uygulanmazken, "işlerin yolunda gittiği" gibi bir izlenim doğmasına da izin vermek istemediklerini söyledi.
"Mekanizmaların varlığı yetmiyor; uygulama gerekiyor. Biz bu mekanizmaların içinde yer aldıkça, 'işler yolunda' görüntüsü doğuyor. Asıl görüntünün ortaya çıkmasını istiyoruz. Hükümet gerçek niyetini ortaya koymalı. AKP hükümeti de, geçmiş hükümetler gibi emeğe yönelik hiçbir adım atmamaya niyetli." (TK)