Tüm dünyada artan mülteci hareketliliği toplumları etkiliyor. Türkiye de gerek Suriye gerekse Asya'daki farklı ülkelerden göç alan bir ülke.
Mültecilere karşı toplumsal tutumlara dair psikolojik süreçleri araştıran Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Nur Soylu Yalçınkaya; entiniste, milliyetçilik, cinsiyet gibi kategorilerin, ayrımcılığın normal algınlanmasına neden olduğunu söylüyor.
"Göçmenleri materyalist ya da sembolik tehdit kaynakları olarak algılayabiliyoruz. Göçmenlerin topluma katılmasıyla birlikte finansal kaynakların sıkıntıya gireceği, güvenlikle ilgili problemlerin ortaya çıkacağı ya da işsizliğin artacağı gibi endişeler materyalist tehdit algısını oluşturuyor. Milli kimliğin ya da kültürel değerlerin değişimiyle ilgili endişelerse sembolik tehdit algısını yansıtıyor."
Ait olma ve kabul edilme ihtiyacı
Genel olarak göçmen grupların topluma entegrasyonu açısından saygı görme ve kabul edilme hissinin önemli olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, bireyin en temel psikolojik ihtiyaçlarından birinin ait olma ve kabul edilme ihtiyacı olduğunu belirtti.
Yalçınkaya, "Toplum genelinde oluşan tehdit algısı göçmenlere karşı dışlayıcı tutum ve davranışlara yol açarken göçmenlerin topluma aidiyet hissini de sarsabilir" dedi.
Bu sorunun ABD'de Latin göçmenlerde tespit edildiğini aynı yaklaşımın Suriyeli mülteciler için de geçerli olduğunu belirten Yalçınkaya, ABD'de yaptığı ve bu psikolojik süreçleri incelediği araştırmasından verdiği örnekle mültecilerin kimliklerine gösterilmesi gereken saygının önemini şöyle anlattı:
"ABD'de yaptığımız bir çalışmada Latin göçmenlerin toplumda etnik kimliklerine ne derece saygı gösterildiğine dair algısını ve buna bağlı olarak topluma ne derece ait hissettiklerini araştırdık.
"Araştırmamızın çıkış noktası, vatandaşlık başvurusu yapma hakkına sahip olan Latin göçmenlerin büyük bir kısmının bu başvuruyu yapmadığına dair gözlemlerdi.
"Çalışmamızda vatandaşlık başvurusu yapmamanın altında yatan nedenlerden birinin Latin göçmenlerin toplumda etnik kimliklerine saygı gösterilmediğini düşünmeleri ve bunun sonucunda kendilerini topluma ait hissedememeleri olduğunu gösterdik."
(DŞ)