Fotoğraf: Sezgin Pancar / AA
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yarın (1 Temmuz) başlayacak 'normalleşme süreci'yle ilgili konuştu. Hükümetin salgınla ilgili neredeyse tüm önlemleri yürürlükten kaldırdığını söyleyen Çerkezoğlu “Salgın sürerken, aşılama henüz yeterli düzeye ulaşmamış ve virüsün yeni varyantları dünyada tehlike saçmaya başlamışken sadece turizmi ve ekonomiyi gözeterek normalleşme süreci başlatılıyor” dedi.
Salgının işsizlik ve yoksulluk gibi toplumsal tahribatlarına karşı ‘zaten’ yetersiz olan sosyal önlemlerin de 1 Temmuz'dan itibaren sona ereceğini ifade etti.
Hükümetin ısrarlı biçimde salgının sağlıkla ilgili boyutunu sağlık meslek örgütlerini, sosyal boyutunu ise sendikaları dışlayarak yürüttüğünü anlattı, “Hükümet hiçbir öneriyi tartışmadı, dikkate almadı. Salgınla mücadeleyi bilimle, akılla ve hukukla değil, ekonomik ve siyasi çıkarlara hizmet edecek şekilde kullandı” dedi.
TIKLAYIN - "Pandemi bitmedi, işçiye verilen desteğin kesilmesi yıkım olur"
“Başarı masallarını değil gerçekleri konuşalım”
Çerkezoğlu “hükümet şimdi de kontrolsüz ve ölçüsüz bir normalleşme süreci başlattı” dedi ve şunları söyledi:
"Salgının üzerinden 16 ay geçti. Bu 16 ay ne yazık ki bizleri ve diğer emek-meslek örgütlerinin uyarılarını doğruladı. Salgın büyük bir insani ve sosyal kayba yol açtı; açmaya devam ediyor.
"Türkiye salgında iş ve gelir kaybına uğrayanlara verilen doğrudan nakit desteklerde AB ve OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında son sıralarda yer aldı. Son verilere göre Türkiye, salgınla mücadelede sağlık harcamaları dahil milli gelirinin yüzde 2'sinden daha düşük nakit transferi yaptı. Dünya ortalamasında ise bu oran yüzde 10 civarında gerçekleşti. Kimi ülkelerde yüzde 20'lere yaklaştı.
"Doğrudan nakit destekte cimri davranan Türkiye, borç erteleme ve kredi kolaylıkları ile borçlandırma yolunu seçti. Oysa salgının yarattığı iş ve gelir kaybı için borçlandırma değil, yurttaşlara doğrudan nakit destek verilmesi büyük önem taşıyordu.
"Salgında devlet ne Anayasa'nın sosyal devlet ilkesini uyguladı ne de Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun gereği olan salgın nedeniyle geçim zorluğuna düşen vatandaşının geçimini temin etti. Gerçek ortadadır: Hükümet salgınla mücadelenin hem sağlık hem de sosyal boyutunda başarısız olmuştur.
"Kitlesel işten çıkarmalar yaşanacak"
"1 Temmuz itibarıyla işten çıkarma yasağı ortadan kalkacak. Kısa Çalışma Ödeneği ve nakdi ücret desteği sona erecek. Bunun anlamı kitlesel işten çıkarmaların yaşanmasıdır.
Halen 1 milyon 177 bini kısa çalışma ödeneği ve 997 bini nakdi ücret desteği olmak üzere 2,2 milyon kişi pandemi nedeniyle İŞKUR ödeneklerinden yararlanıyor. 1 Temmuz'dan başlayarak milyonlarca işçi işten çıkarılma riski ile karşı karşıya kalacak.
Salgın döneminde geniş tanımlı işsizliğin on milyona yaklaştığı biliniyor. İşten çıkarma yasağının bitmesiyle birlikte yaygın işten çıkarmalar gündeme gelebilir. İşsizlikte sert bir tırmanış yaşanabilir.
Bu yeni işsizlik dalgası ile yüz yüze kalacak olanların önemli bir bölümü koşulları yerine getiremediği için işsizlik ödeneğinden de yararlanamayacak."
Çerkezoğlu salgına ve salgının sosyal tahribatına karşı şu sosyal önlemlerin alınmasını talep etti:
- İşten çıkarma yasağı istisnaları kaldırılarak devam etmeli, ücretsiz izin uygulamasına son verilmelidir.
- Pandemide iş ve gelir kaybına uğrayan tüm işçilere asgari ücretten az olmamak üzere gelir desteği verilmeli, işsizlik ödeneğinden yararlanmak için öngörülen ağır koşullar kaldırılmalıdır.
- Asgari ücretin tümüyle vergiden muaf tutulması ve asgari ücrete sağlanacak SGK prim desteği ile asgari ücretin brütü net olarak ödenmeli, böylece tüm işçilerin eline geçen nakit miktarı en az 750 TL artırılmalıdır.
- Emekli aylık ve gelirleri asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.
- Kayıt dışı çalışanların gelir kaybını gidermek için sosyal güvenlik sistemi içinde bir asgari gelir desteği sağlanmalı, yoksul haneleri desteklemek için aile sigortası kolu uygulaması başlatılmalıdır.
- Kadınların ve gençlerin salgından çok daha olumsuz etkilendiği dikkate alınarak kadın ve genç istihdamı için özel önlemler alınmalıdır.
- Uzaktan çalışma, hak kayıpları yaratmayacak ve işçi haklarını güvence altına alacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
(HA)