Financial Times’da yayınlanan habere göre, kapatma davasının sonucu Başta Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş süreci ve iktisadi yaptırımlar olmak üzere Türkiye’nin yakın geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacak.
Financial Times: Türkiye kargaşaya alışık ancak bu ilk
“Öncelikle partinin içeride ve dışarıda müthiş desteği var. İkincisi iktidarda Kıbrıs konusunda yeni bir dış politika uyguladı, Orta Doğu'da arabulculuğa soyundu. Üçüncüsü ekonomide bir noktaya kadar yetkinlik gösterdi. Dördüncüsü, bir kapatma kararıyla AB süreci tehlikeye girecektir ve sonuncusu AKP'ye alternatif istikrarlı bir hükümet bulunmuyor. Parti ve liderleri devre dışı bırakılsa bile, bir başka kisve altında yeniden örgütlenerek erken seçimde tekrar ve pekişmiş bir destekle iktidara döneceklerdir. Dolayısıyla yasak yapıcı olmaz."
Gazete Türkiye’nin krizlere alışık olduğunu ve geçmişte pek çok badire atlattığını başardığını ancak bu türden bir kapatma davasının bir ilk olduğunu belirtiyor ve daha önceden kapatılan Refah ve Fazilet Partileriyle bir tutulmaması gerektiğini vurguluyor.
“Türkiye kargaşalara alışık. Ekonomik çöküşten askeri darbe ya da depremlere, ülke, fazlasıyla krizi göğüslemiş görünüyor. Ancak bugün ülkenin en yüksek yargı kurumunun 46 yıllık tarihinde, bir anda parlamaya en hazır davayı görüşmeye başlamasıyla yaşanan türden bir senaryo ile hiç yüzleşmemişti."
Gazetenin yaptığı değerlendirmeler arasında laik ve muhafazakar İslamcı çevreler arasındaki çekişmenin yıllardır sürdüğü ancak Ergenekon soruşturmasının etkisiyle bu süreçte “kritik bir nokta”ya gelindiği görüşü de bulunmakta.
"Davayı düşürmek gibi bir karar olası görünmüyor. AKP'nin ve liderleri aleyhinde bir hüküm en kötü senaryo; ama en olası olanı... Ancak hâkimlerin bir seçeneği daha var; o da partiye dokunmayıp devlet yardımını kesmek. Bu hem genel seçimlerde partinin imkanlarını sınırlar hem de ılımlılar gözünde itibarını zedeler ve oya mal olur.
The Guardian: Seküler Devlet ve dini inanç arasında gerginlik
The Guardian gazetesi kapatma davası ile ilgili haberinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın iddialarına yer vermiş.
Bunların arasında helal et standartlarının kanunlaştırılması, okullardaki dini eğitimin artması, alkol tüketiminin bilinçli olarak zorlaştırılması, mahalle baskısı ve kadın sağlık görevlilerinin erkek hastaları tedavi etmeyi reddetmesi gibi ibareler bulunuyor.
Habere göre helal et standartları kanunlaştırılmadıysa da gündemde böyle bir olasılığın bulunması pek çok firmayı bu kurallara uymaya zorluyor.
Okullarda dini eğitimin AKP iktidarı ile birlikte gözle görülür bir artış sergilediğini ve sağlık çalışanlarından alınan bilgiler dahilinde aynı artışın baş örtüsü giyen sağlık görevlilerin erkek hastalara bakmayı reddetmesinde ve bazı kocaların eşlerine sadece kadın doktorların bakmasına izin vermesinde de görüldüğü haberde belirtilenler arasında.
Haber Alevilerin mahalle baskısından muzdarip olduğuna dikkat çekiyor. İddialara göre Alevilerin yaşadığı yerlerde bazı Sünni vatandaşlar onların da kendileri gibi Ramazan ayında oruç tutup tutmadığını kontrol ediyor ve kadınlara başörtüsü takıp Kur-an okumak konusunda baskı yapıyorlar. (RFG/EZÖ)
* Ruşen Fırat Güllüoğlu Financial Times, The Guardian ve BBC Türkçe'den derleyip çevirdi.