*Fotoğraf: Tolga Sütlü
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atamasıyla başlayan protestolar 57. haftayı geride bıraktı.
397 gündür nöbet tutan akademisyenler, bugün bir kez daha #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek 270. kez rektörlük binasına arkalarını döndüler.
395’üncü günün notu:
- Naci İnci’nin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının 162’inci,
- 30 Temmuz günü gerçekleştirdiğimiz destek oylamasında akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin rektör vekili iken Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümü tam zamanlı öğretim görevlisi Can Candan’ı görevden almasının 200’üncü,
- Candan’ın İnci’nin talimatıyla kampüse alınmayışının 115’inci, Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ın hiçbir gerekçe gösterilmeden dönem ortasında görevden alınmasının 81’inci günü.
2022-02-04 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti no. 270 Açıklama from Can Candan on Vimeo.
"Üst yönetim 3 kişiye paylaştırıldı"
Nöbetin ardından akademisyenler haftanın açıklamasını yaptılar:
"Seçilmiş dekanlarımızın görevden alınmalarını izleyen hafta içinde, bu pozisyonlara Naci İnci ve iki yardımcısının kendilerini vekâleten atadıkları haberini aldık. Bu durumda daha önce Mühendislik Fakültesinin seçilmiş dekanı yerine vekâleten atanmış olan Fazıl Önder Sönmez’le birlikte, üniversitemiz akademisyenlerinin yaklaşık yüzde 90’ını barındıran dört büyük fakültenin dekanlıklarına, tüm itirazlara rağmen rektörlük kadrosunu ellerinde bulunduran bu üç kişi tarafından el konulmuş oldu.
"Öğrenci işleri dekanlığı ve hayali İletişim Fakültesi dekanlığı da dahil 9 üst yönetim pozisyonunun aynı üç kişi tarafından paylaşılması, kurumumuzda yaşanan temsiliyet gaspının en çarpıcı ifadelerinden biridir.
"İtirazlara rağmen oylamaya sunuldu"
"2 Şubat 2022’de yapılan senato toplantısında bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi için öngörülen olası lisans programı, senatonun ilgili alt kurul ve komisyonlarında gerektiği gibi görüşülüp onaylanmadan gündeme alındı ve seçilmiş senatörlerimizin tüm itirazlarına rağmen oylamaya sunuldu.
"Söz konusu program, dekanlık pozisyonlarını aralarında paylaşmış olan üçlünün mükerrer oy kullanmasıyla kabul edildi ve YÖK’e gönderildi. Toplantıdan sonra kamuoyuna ortak açıklamada bulunan senatonun 9 seçilmiş üyesi, kurul ve komisyonları tamamen işlevsiz hale getiren ve yeni bir programın ihdasına yönelik var olan senato kararını yok sayan bu dayatmayla kurumsal yapımızın ağır bir darbe daha aldığını, bu durumun üniversitemize telafisi zor hasarlar vereceğini belirttiler.
"İstifalarını istiyoruz"
"Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik, Eğitim, Fen Edebiyat ve İdari ve İktisadi Bilimler Fakülteleri Dekanları, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine iade edilmelidir.
"İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
"Soruşturmaları geri çekin"
"Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşlarımız Can Candan ve Mohan Ravichandran ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında sudan sebeplerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz.
"Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz." (RT)