Fransa okullarında türban yasağının kaldırılması için rehin tutulan Fransız gazeteciler Georges Malbrunot ve Christian Chesnot için verilen süre bu akşam doluyor.
Suriyeli gazeteci Hüsnü Mahalli ve Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, olayı değerlendirirken, Irak'taki silahlı grupların kendi başlarına hareket ettiklerine dair kuşkularını açıklıyorlar.
Mahalli, "Irak'ta 130 örgüt var. İki-üç kişi bir araya gelerek bir kişi kaçırırsınız ve propaganda yaparsınız. Örgütlerin, eylemleri kendileri adına yapıp yapmadıkları da önemli" diyor.
Grupların eylemlerinden yola çıkarak yorumda bulunmanın doğru olmayacağını savunan Dilipak ise, "Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bunu bir istihbarat örgütü de yapmış olabilir" dedi.
"Kaçırma ile sonuç elde edemezler"
Fransa'nın işgalci ülkeler arasında yer almadığını hatırlatan Hüsnü Mahalli, bianet'e, rehin tutulan iki Fransız gazetecinin öldürülmesi gibi "aptalca bir yaklaşım" beklemediğini söyledi.
"Direnişçilerin böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum" diyen Mahalli, rehin alma ile sonuç elde edilemeyeceğini belirtti; "Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) karşı faaliyet yürütmek veya Fransa'nın iç politikasını etkilemek gibi çabaların boyutları çok küçük" dedi.
Dilipak: Kaotik ortamda her şey olabilir
Rehin alınan Fransız gazetecilerin durumunu Dilipak ise, "Ülkesi işgal edilen insanlardan rasyonel tepki bekleyemezsiniz" sözleriyle değerlendirdi.
Irak'ta yaşananların kolaylıkla manipüle edilebileceğini savunan gazeteci, "Kaotik ortamda her şey mümkün. Birileri bu durumu kendi lehine de kullanmak isteyebilir" diye konuştu.
"Acının bir protokolü yok" diyen Dilipak, Irak'ta solcu, sağcı, Alevi ve Sünni herkesin grup oluşturarak işgale karşı çıktığını savundu.
Durumun, Irak'a güvenlik ve güven götürmeye giden ABD'nin çaresizliğini gösterdiğini savunan Dilipak, "Evime hırsız girmesinden, hırsızlar kadar güvenliğimden sorumlu birimler de suçludur" dedi. (BB)