*Manşet görseli: Ayfer Bartu Candan
*Fotoğraflar: Can Candan
Boğaziçi Üniversitesi'ne 2 Ocak'ta rektör olarak atanan Melih Bulu, Türkiye akademi tarihinin önemli direnişlerinden birine neden oldu.
Üniversitenin resmi internet sitesinde yer alan "Rektörler" listesinde 15 Temmuz'da görevden alınan Bulu'nun adı bugün artık yazmıyor.
Ancak Boğaziçililer, "özerk, demokratik, özgür üniversite" talepleri için verdikleri mücadeleyi sürdürüyor. Üniversitenin tüm bileşenleri, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 Ağustos'ta rektör olarak atadığı Naci İnci'yi de istifaya çağırıyor.
Festival başlıyorBoğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü'nün (BÜİM) düzenlediği Taşoda Festivali, 27-29 Ağustos'ta Güney Kampüs Güney Meydan ve Alternatif Çimler'de kurulacak iki sahnede yaklaşık 50 müzik grubunu ağırlayacak. | |
Sekiz aylık mücadelenin bir parçası da direnişin 100. gününde ilk kez sahneye çıkan ve yarın başlayacak Taşoda Festivali'nde de sahne alacak "Bulu'suzluk Özlemi" adındaki müzik grubu.
Alaz Pesen, Tuna Kuyucu, Taylan Acar, Tolga Sütlü, Özcan Vardar ve Feyzi Erçin "mücadeleyi büyütmek için kurdukları" grubu anlatıyor, direnişin öyküsünü bir de onlardan dinleyelim.
Bulu'suzluk Özlemi nasıl ve niçin kuruldu?
Alaz Pesen: Bulu'suzluk Özlemi, adından da anlaşılacağı gibi, seçilmeden atanan Melih Bulu'nun ve seçilmeden atanan rektörlerin olmadığı günlere ve tabii demokratik rektör seçimlerine özlemle kuruldu. İlk konserimizi 13 Nisan 2021'de, yani direnişin 100. gününde verdik. Lise yıllarından beri farklı tarzda farklı gruplarda yer almış, flamenkodan, metale, bluesdan klasik müziğe farklı farklı türleri sahnelerde icra etmiş, 2010 yılından beri albümler yayınlayan, 2019'dan beri de solo olarak müzik kariyerine devam eden biri olarak, beni Boğaziçi sevgim dışında hiçbir güç yeniden bir grupla çalmaya ikna edemezdi herhalde. Bu sebeple genellikle özgürlük ve demokrasi çağrıştıran şarkıları tercih ediyoruz, ancak bu konserimizde coverlara ve benim "Bulu'suzluk Özlemi" besteme ek olarak, yakın zamanda single olarak yayınladığım iki besteme de yer vereceğiz repertuvarımızda.
Tuna Kuyucu: Grup kurma fikri, direnişin 100. gününü kutlamak için yapılabilecek etkinlikleri düşünürken öğrenciler tarafından ortaya atıldı. Hocalar forumunda da bu fikir çok beğenildi ve Esra Mungan ile Zeynep Gambetti hocalar tanıdıkları müzisyen hocaların isimlerini önerdiler. Ben de hayatımda hiçbir grupta yer almamış, hiç sahneye çıkmamış amatör bir müzik öğrencisi olarak bu oluşumun içinde kendimi buldum. Sonra da isim mevzusu ortaya çıktı ve Alaz'ın harika önerisiyle Bulu'suzluk Özlemi olduk.
Taylan Acar: Taşoda ikinci konserimiz olacak. Arada iki tane kayıt yayınladık YouTube üzerinden. Bizler için öğrencilerimizle aynı sahnenin tozunu yutmamız açısından da büyük bir mutluluk kaynağı ayrıca.
Özcan Vardar: Ben gruba en son katıldım, emailleri geç görmüştüm. Grubun isminin tartışıldığı çevrimiçi forumdan sonra Taylan'a "Bir gitar desteği daha ister misiniz?" diye mesaj atmıştım, 'Kap gitarı gel hoca' diye cevaplamıştı. Bir iki gün sonra o konsere çıktık ve o zamandan bugüne başka konserimiz de olmadı. 1 Mayıs Marşı'nı icra ettiğimiz klibi 1 Mayıs'ta yayınlamıştık. El Pueblo'yu da çevrimiçi gerçekleştirilen "Boğaziçi müzikle direniyor" konseptli bir etkinlik için yapmıştık. Alaz'ın ilk kez yine bu etkinlikte solo olarak seslendirdiği "Bulu'suzluk Özlemi" isimli parçayı da Radyo Boğaziçi'nden onur ödülü aldığımızda grup olarak seslendirmiştik son olarak. Dolayısıyla bir konser hasretimiz olduğunu söyleyebilirim ve Taşoda Festivali de bizde büyük bir heyecan uyandırdı, öğrencilik günlerimize döndük.
BulusuzlukÖzlemi from Can Candan on Vimeo.
Naci İnci'nin icraatı
Boğaziçi'nde Melih Bulu'nun atanmasıyla başlayan protestolar bugün yeni bir "atanmış rektöre" karşı sürüyor. Neden Naci İnci'yi de reddediyorsunuz?
Alaz Pesen: Naci İnci de aynı Melih Bulu gibi seçilmeden atandı, üstelik dört ayrı bileşen seçiminde de yüzde 90'ın üzerinde bir oranla "istenmeyen" iki adaydan biriydi. Hem de aynı seçimlerin sonuçlarında kabul görebilecek 17 farklı rektör adayı da varken.
TIKLAYIN - Boğaziçi'nde "güven oylaması" sonuçlandı
Tolga Sütlü: Naci İnci, Melih Bulu döneminin verdiği tüm hasarlardan sorumludur. Kimisinden dolaylı olarak, kimisinden bizzat. Kendisi Melih Bulu döneminde rektör yardımcılığını kabul ettiği günden bu yana tüm değerlerimize aykırı hareket etti.
Tuna Kuyucu: Kamuoyunda Melih Bulu'nun gitmesiyle sanki direniş amacına ulaştı, Boğaziçi dışından vasıfsız bir rektör yerine içeriden akademik yetkinliğini kanıtlamış bir rektör atanınca sorunlar çözüldü gibi bir algı oluşmaya başladı. İnci, bizlerin yüzde 95 oranında "hayır" dediğimiz bir adaydır. Boğaziçi içinden rektör adayı olan 17 akademisyenin büyük bir ihtimalle dosyaları dahi incelenmeden, hiçbiri mülakata dahi çağrılmadan Naci İnci rektör olarak atandı.
TIKLAYIN - Boğaziçi akademisyenleri nasıl bir rektör istiyor?
TIKLAYIN - Sönmez, feminizme karşı: "Kadının beyanı esastır'a inanmıyor"
Taylan Acar: Naci Bey'in yeni dönemde alınmış bütün yıkıcı kararlarda dahli var. Ocak'ta BÜLGBTİ'nin kapatılmasından bir gecede kimseye sorulmadan açılmış Hukuk ve İletişim Fakültelerinde kadrolaşabilmek için öğretim personeli ilanına çıkılmasına kadar her şeyin altında imzası olan bir kişi. Son sekiz ayda üniversiteye verilen bütün hasarları bir silsile olarak düşünmek gerekiyor. Feyzi Erçin'in, Can Candan'ın üniversiteden uzaklaştırılması... CİTÖK'ün kapatılıp Cemre Baytok'un işten çıkartılması... Kısacası bu üniversitede onlarca yıl içinde biriktirilmiş geleneklere ve güzelliklere tahammülü olmayan biri. Ayrıca bunca yıldır buranın hocası. İnsan bir kez olsun meslektaşlarına kulak vermez mi? 600 küsur kişi hayır demiş. Gidersin bir sorarsın "Ne istiyorsunuz arkadaşlar?" diye. Kabul etmiyoruz!
Özcan Vardar: Naci İnci geçtiğimiz Boğaziçi'ne verilen büyük hasarın altında imzası olan kişi. Beni de pandemi bahanesiyle haftalarca kampüse sokmamaya çalışmıştı. Bu kararlar altında hep onun imzası vardı. Tabii ki Naci İnci'nin rektörlüğünü tanımıyoruz.
TIKLAYIN - "Bu saldırganlıkla bir üniversite yönetilemez"
Bulu'suzluk Özlemi, Boğaziçi'ne "seçilmiş bir rektör" gelince dağılacak mı?
Alaz Pesen: Büyük bir kutlama ve aynı zamanda veda konseri verebiliriz o zaman tabii. Çünkü Bulu'suzluk Özlemi bir müzik grubundan çok, bir duruş grubu, Ocak 2021'den beri süren direnişin simgelerinden biri, direnişin yalnızca bir parçası... Radyo Boğaziçi 18. Müzik Ödülleri'nde onur ödülünü almamızın sebebi tam da bu.
Tolga Sütlü: Seçilmiş rektörümüzün de bizimle birlikte bir şarkı için de olsa sahneye çıktığı bir veda konseri hayal ediyorum.
Tuna Kuyucu: Ben dağılmasını hiç istemem, çünkü hayatımın ilk grubunda çalıyorum! Şaka bir yana, benim için şahane bir deneyim oldu, oluyor ve amacımıza ulaşabilirsek bu arkadaşlarımla başka tür oluşumların içinde olmak çok isterim. Ancak büyük bir veda konseri ile Bulu'suzluk Özlemini ait olduğu yere sanırım koymamız gerekir.
Taylan Acar: Müzik işini profesyonel olarak yapmayınca çalabilecek bir orkestra bulmak gerçekten zor oluyor. Rektörümüzü seçtiğimizde Bulu'suzluk Özlemi'ni emekliye ayırabiliriz, ancak umuyorum ki beraber çalmaya devam edeceğiz.
Özcan Vardar: O günlere ulaştığımızda kampüste büyük bir şenlik olacağını tahmin ediyorum ve bizim de sahneye çıktığımızı hayal ediyorum. Ama bunun veda konseri olup olmayacağını şimdiden kestirmek güç bence. Sonuçta mücadelemizi büyütmek için kurulmuş bir grup ve bu mücadele daha sürecek.
"Demokratik bir kürsü"
Taşoda Festivali'nin, Boğaziçi geleneğinde yeri ne?
Alaz Pesen: Taşoda, Boğaziçi içinden grupların sahne aldığı yıl sonu festivalidir. Nasıl Boğaziçi'nin rektörü Boğaziçili hocalar arasından seçiliyorsa Taşoda Festivali'nde yer alan gruplar da Boğaziçili öğrenci ve mezun grupları arasından seçilir.
Taylan Acar: Bu dönemde yıllar içinde biriktirdiğimiz güzellikler birer birer kaybolurken Taşoda Festivali'ne sahip çıkmak gerekiyor. Doğrudan politik bir mesajı olmasa da yine herkesin kendine yer bulabildiği, çalıp söyleyebildiği demokratik bir kürsü. 20 yıl sonra tekrar bu sahnede çalacak olmak heyecanlandırıyor beni. Bu geleneği sürdüren BÜMK'ye de teşekkürler. Taşoda için de hem çalabilmemiz, hem de prova yapabilmemiz için sağolsunlar bize çok müsamahalı davrandılar.
Özcan Vardar: Taşoda'da her sene yüzlerce öğrenci buluşup birlikte müzik icra edebilmenin belki ilk adımlarını atıyor, kendini geliştiriyor. Bugün Boğaziçi kökenli hangi profeyonel müzisyen veya müzik grubu varsa mutlaka öğrenciliğinde Taşoda tozu yutmuştur. Ben de öğrecilik hayatımın ilk gününde soluğu Taşoda'da almış, yeni arkadaşlarla tanışmış ve kendime bir grup kurmuştum. Sadece Boğaziçi öğrencilerinin değil başka öğrencilerin de gelip dinleyebildiği üç günlük bir festival.
"İnci'nin mektubu, halkla ilişkiler hamlesi"
Naci İnci'nin son açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alaz Pesen: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz. Özlem bizimdir, Boğaziçi hepimizindir.
Tolga Sütlü: Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Bu güya bize yazılmış bir mektup ama esasen kamuoyunda ılımlı bir imaj yaratmanın peşinde olan bir halkla ilişkiler hamlesi. Bunu da zaten mektubun bize emaillerimizden önce twitter üzerinden ulaşmasından anlayabiliriz.
Tuna Kuyucu: Kayyımlık müessesesine karşı biat etmeyeceğiz. Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.
TIKLAYIN - Boğaziçi akademisyenleri: Naci İnci'yi istifaya davet ediyoruz
Feyzi Erçin: Tolga'nın dediği çok önemli ve bu bağlamda iki konuyu vurgulamak istiyorum. Birincisi İnci'nin yaptığı tam bir kara propaganda. Gerçek kötülükleri sıvayıp ana akım yandaş medyada bir porter çizmeye yönelik beyhude bir girişim. Akademik gelenek ve idari muhaberata da tamamen aykırı. Sadece kamuoyunda kabule yönelik bir çaba. İçeride istenmediğini bildiği için stratejik, ama bu strateji de tüm gelenek ve usulü hiçe sayıyor ve yapayanlış.
Özcan Vardar: Naci İnci, Melih Bulu'nun atandığı ilk haftalarda "okulun bu zor zamanlarda en az hasarı alması adına yönetimde Boğaziçi kökenli birinin yer alması gerektiği" yönünde bir mail atarak rektör yardımcılığını kabul etmişti hatırladığım kadarıyla. Hatta belki kendini feda ettiğini ve bir "kahramanlığa" soyunduğunu düşünüyordu o zaman. Melih Bulu görevden alınınca da rektörlüğe aday olduğunu ve bir takım "pembe" vaatlerini sıraladığı başka bir mail atmıştı. Son olarak da bu maili attı. İnci'nin yaptıkları ve söyledikleri ortada. İlkokulda sınıf başkanı bile olmaması gereken bir kişinin, Boğaziçi'nde rektörlük makamına atanmasını tabii ki kabul etmiyoruz ve mücadelemizden vazgeçmiyoruz.
En sevdiğiniz politik şarkılarTuna Kuyucu: Buna siyasetin özneleri, yani mücadele eden insanlar ve gruplar karar verirler diye düşünüyorum. Her dönemin mücadelesi kendi müziğine de yaratıyor. Ancak bazı parçalar gelenek haline geliyorlar. Şili halk mücadelesinden çıkan "El Pueblo", İtalyan faşizmine karşı direnen partizanların marşı "Bella Ciao" ya da Türkiye sol hareketinin "1 Mayıs Marşı" gibi. Bunlar toplumsal hareketlerin hafızalarını oluşturan, canlı tutan, nesilden nesile aktaran parçalar ve bir anlamda ölümsüzler. Alaz Pesen: Türkiye'de Nâzım Hikmet'in şiirine üstad Timur Selçuk'un yaptığı, üstad Genco Erkal'ın da oyunlarında seslendirdiği harika beste: "Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü". Ve tabii Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Nâzım'a hitaben yazdığı şiire Livaneli'nin yaptığı beste: "Yiğidim Aslanım". Dünyada ise Tuna'nın söylediklerine ek olarak "L'internationale". Feyzi Erçin: Ben bunlara sadece Victor Jara'dan "Manifesto"yu eklemek isterim. Taylan Acar: Benim için de Moğollar'dan Issızlığın Ortasında'nın yeri başkadır. Pek insan bilmez ama Sivas Katliamı üzerine yazılmıştır. Bir de yine Moğollar'dan sevgili Taner Öngür'ün bestelediği, Cem Karaca'nın söylediği "İşçi Marşı" ve Woody Guthrie'den "Union Maid". Özcan Vardar: Bob Dylan'ın 1960'larda yaptığı parçaları, John Lennon'ın Beatles sonrası dönemde yaptığı parçaları örnek verebiliriz. Woody Guthrie'yi ve Pete Seeger'ı da saymadan olmaz. "Masters Of War' ve "With God On Our Side" diyebilirim sayılabilecek birçok Dylan parçası arasında. Lennon'dan tabii "Imagine" ve "Working Class Hero". Son olarak Pink Floyd'dan da bahsetmeden bitirmeyeyim bu bahsi. Roger Waters döneminin son albümleri epey protest ve politiktir. | |
(DŞ)