"Alınan bilginin doğruluğu kesin değildi. Eğer haber kaynağı ile bilginin doğruluğu teyit edilmiş olsaydı ben ilgili kurumlara bu bilgiyi verirdim...Teyit edilmediği için ve kesin ve güvenilir de olmadığı için MİT ve Trabzon Emniyeti istihbarat şube müdürlüğüne bildirmedim"
Bu sözler, gazeteci Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesi olayında "görevi ihmal ettiği" gerekçesiyle yargılanan dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Metin Yıldız'ın, Dink Ailesi avukatlarının "Dink'e yönelik istihbaratı Emniyete ve MİT'e bildirdiniz mi?" sorusuna verdiği yanıt.
Bolu Sulh Ceza Mahkemesi'ne dün (8 Haziran) talimatla ifade veren Yıldız, cinayet döneminde emrinde olduğu ve kendisi gibi ihmalden yargılanan Albay Ali Öz'ün Dink ile ilgili istihbaratın diğer istihbarat örgütlerine bildirilmesi konusunda bir talimat vermediğini söyledi.
Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Yıldız'ın ifadelerinin hiçbir geçerliliğinin olmadığını savunarak, Albay Öz'ün Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na 18 Kasım 2008 tarihinde ifade verirken sunduğu belgede, istihbarat şube müdürünün göre, yetki ve sorumluklarının açık şekilde tanımlandığını ifade etti.
"Metin Yıldız'ın görevi koordinasyon yapmaktı"
Buna göre belgenin 8. maddesinde, Yıldız'ın görevi, "İstihbarat faaliyetlerinde elde edilen istihbarat bilgilerinin teyit ve tekzibini sağlamak maksadıyla diğer istihbarat birimleri (MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Birimleri) ile mahallinde gerekli koordinasyonu yapar" olarak tanımlanıyor.
Yıldız, Dink'e yönelik suikast planlarıyla ilgili jandarma muhbiri Çoşkun İğci'den elde edilen istihbari bilgilerini "bilgi kaynağı kayıtlı eleman olmadığı için" inandırıcı bulmayarak MİT ve Trabzon Emniyeti'ne bilgi vermediğini söyledi.
Yıldız, "Haberin kaynağını sorduğumda Şimşek, bilgiyi 'Coşkun İğci' isimli bir şahıstan aldığını, kendisini daha önce tanımadığını ve kayıtlı bir haber elemanı olmadığını söyledi" şeklinde konuştu.
Toplantının ardından istihbarat elemanı Okan Şimşek'den elde edilen bilgiler doğrultusunda çalışma yapmasını emrettiğini, aynı günlerde Albay Öz'ün makamına giderek, bu konuda emirleri olup olmadığını sorduğunu ancak olumsuz yanıt aldığını savundu; "O günden itibaren Dink ölünceye kadar bu konuyla ilgili hiçbir yazılı bilgi, belge, doküman gelmediği gibi sözlü olarak da herhangi bir duyum gelmedi" dedi.
Çağlar ve Yılmaz Albay Öz'ü suçladı
Temmuz 2006'da Dink'e yönelik suikast planlarının da ele alındığı istihbarat toplantısına da katılan dönemin Binbaşısı Ali Oğuz Çağlar, tanık sıfatıyla 3 Haziran 2008'de verdiği ifadede, "Ali Öz, jandarma komutanlığımızın istihbarat unsurlarının aylarca üzerinde çalışıp, çaba harcayıp elde ettikleri bence güvenilirlik derecesi hayli yüksek A-1 düzeyindeki bir bilgiyi bilerek ya da bilmeyerek önemsemediği, olayı kapatmaya çalıştığı, komutanlık vasıflarının zayıflığı veya ismini henüz bilmediğim bir şey yapmaya çalıştığı için bu vahim sonuç meydana gelmiştir" demişti.
Başçavuş Hüseyin Yılmaz da, "Önem arz eden istihbarat bilgilerinin koordinasyonu İl Jandarma Alay Komutanı yapıyor" şeklinde ifade vermişti.
Talimatla ifade alımı son buldu
Müdahil avukatları Bakırcıoğlu, Ergin Cinmen ve Arzu Becerik ve sanık müdafii Sinan Barut'un katıldığı bir ortamda Yıldız'ın bu sözleri, Trabzon Sulh Ceza Mahkemesi'nde ihmalden yargılanan jandarma görevlileriyle ilgili alınan son talimatlı ifade oldu. (EÖ)