Dink: Milliyetçilik bilinçli olarak yükseltiliyor
Seminerin Türkiyeli konuklarından Dink AB'nin son zamanlarda Türkiye'deki demokratikleşme sürecini aslında olumsuz yönde etkilediğine inandığını söyledi. Son iki yıldır Türkiye'de AB'ye karşı tepkinin milliyetçilikle birlikte bilinçli olarak birleştirildiğini ve milliyetçiliğin yükseltildiğini ileri sürdü. Önümüzdeki seçimlerde AB yandaşı ve karşıtı olarak iki cephenin ortaya çıkacağını, bütün seçim gündemi ve hesaplarının milliyetçilik ve AB karşıtlığı merkezine kaydırıldığını iddia etti.
"Kimlik sorunu Türkiye'nin temel sorunu; teklik yerine birlik olmalı"
"Türkiye'deki kimlik sorunu, özgürlükler sorununun etrafında döndüğü asıl merkezi sorundur" diyen Hırant Dink bu sorun çözülmeden demokratikleşmeye yönelik politikaların Türkiye'yi değiştiremeyeceğine inandığını söyledi.
" Bana niçin Türk kimliği dayatılıyor ben Ermeni'yim ve Türkiyeliyim" diyen Dink, "Devletin dayattığı 'teklik zihniyeti' üzerinde kurulu Türk kimliği yerine, vatandaşların gönüllü aidiyetlerini kapsayan Türkiyelilik kavramı kabul edilmeli" diyerek birliğin ancak bu şekilde sağlanacağını ileri sürdü.
"Yurttaşlarının özgürlüğünden korkan devlet refleksi var"
Türkiye'deki batılı değişim reformlarına da Dink, reformların tarih boyunca dışarıdan dayatıldığını söyledi ve "Bu Osmanlı döneminde de yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti döneminde de böyle oldu; şu anda da AB istediği için reformlar yapılıyor. Ama bu reformlar içerden değil dışardan gelen dayatma ile yapıldığı için korku ve tepki yaratılıyor" dedi ve ekledi: "Türkiye ve Avrupa Birliği aslında isteklerinde değil korkularında birleşiyor. Türkiye isteyerek, içerdeki dinamiklerin isteği ile değil, AB dinamiğinin baskısıyla değişmeye çalışıyor. İstekle değil korkuyla yapılıyor iş. O yüzden korka korka adımlar atıyoruz" dedi.
" Türkiye'de kendi yurttaşlarının özgürlüklerinden, haklarından korkan bir devlet refleksi ile karşı karşıyayız" diye konuşan Dink, henüz genç bir tarihe sahip Türkiye Cumhuriyeti devletinin kimlikle ilgili bu korkusunu ve tepkisel refleksini anladığını, hak verdiğini de ifade etti.
Kendisine yöneltilen "Ermeni sorunu" ile ilgili soruları yanıtlayan Dink, Türkiye'de Ermeni sorununun bütün boyutları ile tartışıldığını ancak hâlâ "toplukıyımı gösteren Ermeni mezarı varsa gösterin, açalım" diyen Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Yusuf Halaçoğu'nun Ermeni halkıyla dalga geçtiğini iddia etti.
"Bu ayıptır; Ermeni halkına karşı yapılmış çok çirkin bir ayıptır" diyerek TTK başkanını kınadı.
"Türkiye'de basın özgürlüğü sınırlı"
AB Türkiye Masası Sorumlusu Ricardo Serri, Türkiye'nin Avrupa'ya, Avrupa'nın da Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu, Türkiye'de reformların yavaş yavaş yapıldığını, bu sürecin hızlandırılmasını istediklerini belirtti. Kıbrıs sorununaysa dolaylı olarak değindi ve Türkiye'nin girişimini olumlu bulduğunu belirtti.
İsveç Gazeteciler Birliği Başkanı König, Türkiye'de basın özgürlüğünün oldukça kısıtlı olduğunu söyledi. TİHV Başkanı Yavuz Önen de Türkiye'ye ilişkin son insan hakları raporunu sundu.
" İsveç olarak Türkiye'ye destek vermeye devam edeceğiz"
İsveç Dışişleri Bakanlığı'nı temsilen toplantıya katılan Håkan Emsgård, AB politikası çerçevesinde Türkiye'ye ilişkin ortak karar ve politikalara katıldıklarını, ama Türkiye'yi tümüyle desteklediklerini ve bu desteğe devam edeceklerini söyledi. (SN/TK)