Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davaya bugün (10 Temmuz 2018) Çağlayan Adliyesi'ndeki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar katıldı.
Agos’tan Uygar Gültekin'in haberine göre dönemin Mülkiye Baş Müfetişlerinden Mehmet Ali Özkılınç hakkında hazırlanan ve Dink cinayeti davasıyla birleştirilen iddianameyle ilgili savunmasını yaptı. Özkılınç, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Özkılınç’ın savunmasının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi.
Apartman görevlisi dinlendi
Duruşmada ilk olarak Mithat Alkan dinlendi. Alkan, öldürülmeden önce Hrant Dink’in ikamet ettiği apartmanın görevlisi olarak çalışıyordu.
Alkan, maskeli iki kişinin apartmana gelerek Dink’i sorduğunu söyledi. Alkan şunları söyledi:
‘‘Zil çaldı. Polisiz dediler. İki kişi geldi. Maskeliydiler. Biri apartmanın girişinde durdu, biri benim yanıma geldi. Kimlik sordum, ceketinin altından silah gösterdi. Hrant Dink’i sordular. Ben de yurtdışında olduğunu söyledim. ‘Söyle akıllı olsun yine geleceğiz’ gibi şeyler söylediler. O sırada oğlum dışardaydı eve gelmek için zili çaldı. Zil çalınca gittiler. Ben bir süre Hrant Dink’e söylemedim. Sonra gittim Hrant Dink’e söyledim. Bir kaç kere daha abi kendine dikkat et dedim. Bana ‘Sen bu işlere karışma. Alnımızda ne yazıldıysa o olur’ dedi.’’
Alkan, gelen kişilerin yüzlerini görmediğini söyledi.
Coşkun İğici: Jandarmaya öncesinde söyledim
Tanık olarak dinlenen Coşkun İğici cinayetten önce Trabzon’da jandarma istihbarat görevlilerine Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için silah aradığı bilgisini verdiğini söylemişti.
İğici, mahkemede şöyle konuştu:
‘’Veysel Şahin’le daha önceye dayanan bir arkadaşlığım vardı. Onun vasıtasıyla Okan Şimşek’le de tanıştım. Tanıştığımızda daha bu olay yoktu. 2006 Temmuz ayının başlarında Yasin Hayal bana Hrant Dink’i öldürüleceğini söyledi. Ben de bunu yapmaması için Veysel Şahin ve Okan Şimşek’e anlattım. Dediğini yapan biri olduğunu söyledim. Beden çıktı artık. Onların benden sonra neler yaptığını bilmiyorum. Vatandaşlık görevimi yaptım.
“Olaydan sonra yanıma geldiler. Kendilerine, olayı beş altı ay öncesinde söyledim, siz başaramadınız dedim. Onlar da bana ‘Bu olay aramızda kalsın’ dediler. Ertesi gün İstanbul Terörle Mücadele polisi gelip beni gözaltına aldı. Onlara da anlattım. Sonra mahkemelerde de anlattım. Jandarma bana Okan Şimşek ve Veysel Şahin’i teşhis ettirdi. Teşhis ettim’’
İğici, jandarma görevlileri tarafından beyaz bir minibüse bindirildiklerini belirterek şunları anlattı,
‘‘Okan Şimşek, Veysel Şahin ve bir kişi daha vardı. İsmini bilmiyorum. Orada da aynı şeyleri söyledim. Bana ‘Sen konuşmazsan bir şey olmaz, biz bu olaya bulaşmayalım’ dediler.’’
“Üstü kapalı tehdit ettiler”
Mahkeme Başkanı, tehdit edilip edilmediğini sordu. İğici, ‘’Üstü kapalı tehdit ettiler’’ dedi. İğici, Pelitli’de belediye hoparlörlerinden ‘Sivil giyimli kişilerle konuşulmaması’ yönünde anons yapıldığını da anlattı.
Mahkeme Başkanı, muhbir veya haber elemanı olup olmadığını sordu. İğici ‘‘Değilim. Ben Yasin’i korumak için yaptım’’ dedi.
‘’Ben bu olayı daha önce Pelitli’de duydum. Pelitli küçük bir yerdir. Herkes herkesi tanır. Her akşam birbirimizi görürüz. Orada duydum, sonra Yasin’i sıkıştırdım. Konuştu anlattı. Bana silah bulmam için para verdi. Arkadaşlara söyledim. Dedim silah bulayım yakalayalım, Okan Şimşek olmaz dedi. Ben de Yasin’e parayı geri verdim’’
‘‘Trabzon’da simit satan birisi, böyle bir cinayeti planlayamaz ve işleyemez. Ben Yasin Hayal’in böyle bir olayda kullanılmasını engellemeye çalışıyordum. Yasin’i birileri kullanıyordu kanımca.’’ (BK)
* Fotoğraf: 19 Ocak 2018 / Beyza Kural / bianet