Dink ailesi avukatları, Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi "yaşama hakkı", "ifade özgürlüğü" ve "etkili başvuru hakkı"nı ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum ettiği karara ilişkin bugün bir açıklama yaptı.
AİHM kararının Dink davası dosyasına ekleneceğini belirten avukatlar olayda sorumluluğu bulunduğunu düşündükleri MİT, jandarma, polis ve devlet yetkilileri hakkında soruşturmaların açılması için başvuruda bulunacaklarını açıkladı.
Taksim Hill Otel'de düzenlenen toplantıya, avukatlardan Fethiye Çetin ve Arzu Becerik'in yanı sıra Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Turgut Tarhanlı, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel İnceoğlu ile Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş katıldı.
Çetin, konuşmasında Dink'in ölümünden önce aldığı tehditlerle ilgili davaya da yansıyan gelişmeleri anımsattı, "AİHM kararı, soruşturmanın seyrini etkilemelidir" dedi.
AİHM kararını bir "fırsat" olarak değerlendiren Çetin, "Dink cinayetine giden taşların döşenmesine kimlerin ve nasıl yardımcı olunduğunun araştırılması gerektiğini" belirtti. Çetin, "Hrant bu kararı görmeyi çok istiyordu ve o karar geldi. Biz bu kararda gördük ki AİHM Hrant'ı da bizim anlattıklarımızı da anlamış" dedi.
"Avcı, bu açıklamalardan kaçınmalıydı"
Bir gazetecinin Hanefi Avcı'nın "Haliç'te Yaşayan Simonlar" kitabında Dink cinayetine ilişkin "Ogün Samast'ın tetikçilik görevi üstlendiği, Trabzon'da yuvalanmış bir gençlik çetesinin bağımsız eylemi sonunda öldürüldüğü" iddiasını nasıl değerlendirdiği sorusuna Çetin, şu yanıtı verdi:
"Avcı'nın emniyet içerisinde önemli bir yerde olduğu düşünülecek olursa büyük olasılıkla kendisinin de kulağına cinayetin bazı aşamaları hakkında bilgiler gelmiştir. Avcı, bu kadar net açıklamalardan kaçınmalıydı."
Çetin'in ardından söz alan Koptaş da şunları söyledi:
"Hrant bugün 56 yaşına girdi. Bu kararın bizim açımızdan manevi ve siyasi anlamları var. Manevi olarak, Dink, AİHM'ye öldürülmesinden sekiz gün önce başvurmuştu. Kendi alnına çalınan bu kara lekeyi temizlemek istiyordu. Hrant'ın Türk düşmanı, ırkçı olmadığı onayının Avrupa mahkemelerinden geldiği gibi gönül isterdi ki Türk mahkemeleri de böyle bir karar versin."
"Aynı belgelerle AİHM bu kararı verdi"
Prof. Dr. Tarhanlı da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) üç konuda ihlal edildiğini belirtti. "Bu çok ağır bir sonuç aslında. Bu ağırlığı hissetmemiz gerekir" dedi.
Prof.Dr. İnceoğlu da Türkiye'nin "yaşama hakkı"nı ihlalden mahkûm edilmesinin çok ciddi bir sorun olduğunu söyledi.
Avukat Becerik de AİHM'ye gönderilen tüm belgelerin iç hukukta yürütülen davanın dosyasında da yer aldığını buna karşın iki kararın birbirine taban tabana zıt olduğunu söyledi.
"AİHM, aynı belgelerle bu sonuca varabildi. Biz bunu iç hukuktan da bekliyoruz." (BT)