Dink cinayeti davasında savcı tutuklu sekiz sanıktan beşinin tahliyesini istedi. Mahkeme ise Tuncay Uzundal, Mustafa Öztürk ve Zeynel Abidin Yavuz’un tutuksuz yargılanmak üzere tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme ayrıca, Dink’in öldürülmesinin arkasındaki örgütlü yapının ortaya çıkartılabilmesi için, cinayet sırasında Trabzon İl Jandarma Komutanı olan Albay Ali Öz’ün adına kayıtlı telefonlarla yapılan görüşmelerin tespit edilmesi, banka hareketlerinin soruşturulmasına karar verdi. Bunun Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından araştırılması için yazı yazılacak. Sanıkların Ergenekon sanıklarıyla bağlantılarının olup olmadığının tespiti için, cep telefonu arama kayıtlarının istenmesi de kararlaştırıldı.
Tuncel'le Hayal'in kavgası
Türkiyeli Ermeni gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili davanın dün görülen duruşmasında sanıklar arasında kavga çıktı. Cinayet günü İstanbul'da olduğu ortaya çıkınca 20. sanık olarak davaya dahil edilen Osman Hayal, duruşmada polis muhbirliği yaptığı söylenen sanık Erhan Tuncel'i suçladı. Hayal, bir diğer sanık, kardeşi Yasin Hayal'i kastederek "Başına ne geldiyse Tuncel yüzünden geldi" dedi.
Tuncel bunun üzerine tepki gösterdi ve durumun tam tersi olduğunu iddia etti. Osman Hayal karşılık olarak "Maaş alan sensin" dedi. Bu sırada Yasin Hayal hakaret ederek Tuncel'e saldırdı. Mahkeme Hayal'i salon dışına çıkarttı.
Tetikçi sanık Ogün Samast "rahatsızlığı nedeniyle" duruşmaya katılmadı. Bu durumu gösteren faks mahkemeye ulaşmadı. Osman Hayal ifadesinde "cinayetle ilgim yok" dedi.
Sanık avukatlarından Fuat Turgut duruşmada müdahil avukatlara hakaret etti. Turgut, gazetecilere Dink'e hakaret eden ve adalet talebini dillendiren aydınları tehdit eden, ırkçı ifadelerle dolu bir metin dağıttı. Mahkeme, Turgut’un, Ergenekon davasında sanık olarak yargılanması nedeniyle sanıklarla ilgili olarak müdafilik ve vekilliğinin üstlenmesinden yasaklanmasına hükmetti.
Teftiş Kurulu raporu geldi
Duruşmaya öğlen ara verildikten sonra devam edildi.
Mahkeme başkanı Erkan Canak, İstanbul Emniyet'inin yazılı soruya cevap verdiğini, Dink'in koruma talebinin bulunmadığını, resmi kurumların da Dink'e koruma verilmesi için talepte bulunmadığını söyledi. canak, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun mahkemeye ulaştığını açıkladı. Ayrıca başka suçlar nedeniyle Silivri cezaevinde bulunan beş kişinin bir dilekçeyle tanık olmak üzere mahkemeye başvurduğunu söyledi.
Öğleden sonra ifade veren, Trabzon Emniyeti'nde görevli polis memurları Mehmet Ayhan ve Özkan Mumcu, Erhan Tuncel'e güvenmedikleri için o dönem verdiği istihbaratı başka bir kaynaktan doğrulattıklarını söylediler. Avukatların ısrarlı sorularına rağmen bu kaynağın kimliğini açıklamadılar.
Yine adalet talebi
İstanbul, Beşiktaş'ta bulunan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden duruşmayı Türkiye ve yurtdışından birçok gazeteci takip ediyor.
Meclis İnsan Hakları Komisyonu başkanı milletvekili Zafer Üskül, Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Akın Birdal, Özgürlük Dayanışma Partisi (ÖDP) milletvekili Ufuk Uras, Avrupa Komisyonu Türkiye temsilciliğinden Sema Kılıçer, Dink ailesi üyeleri duruşmayı izlemek için sabah saatlerinde adliyeye gelenler arasındaydı.
Kılıçer, bianet'e, davanın derinleşmesi ve adil biçimde sonuçlanmasının AB'yle müzakelerde gündeme gelen siyasi kriterlerin sağlanması açısından da önemli olduğunu söyledi.
Tuncel, adaletin yerini bulmasının "Hrant'ı geri getirmeyeceğini ama Hrant gibi özgürlük ve adalet mücadelesi veren insanların önünü açacağını" belirtti.
Birdal da sanıkların birbiriyle çatışmasını "Ergenekon soruşturmasının onlar üzerindeki korumayı kaldırmasına" bağladı.
Öte yandan, her duruşmada olduğu gibi bu sabah da Beşiktaş iskelesi önünde adalet talebiyle bir eylem gerçekleştirildi. Yaklaşık 500 kişi eyleme katıldı. Davayı takip eden aktivistlerin oluşturduğu Hrant'ın Arkadaşları grubu adına basın açıklamasını okuyan sanatçı Mahir Günşıray "sanık sandalyelerinde resmi görevlileri görmediğimiz sürece adalet yolunda ilerlediğimize inanmamız zor" dedi.
"Davalar birleştirilmeli"
Davayı izleyen avukatlar, 19 Ocak 2007'deki cinayetin ikinci yılında yaptıkları değerlendirmede cinayetin önceden bilinmesine rağmen neden önlem alınmadığının henüz cevaplanamadığını söylemişti.
Avukatlar, farklı illerde yürüyen soruşturma ve davaların birleştirilmesi ve suçlanan, ihmali olduğunu iddia edilen kamu görevlilerinin soruşturulması ve yargılanmasının önünün açılması gerektiğini belirtmişti.
13 Ekim'de görülen yedinci duruşmada avukatlar sanık Tuncel'in istihbarat elemanı olmasıyla ilgili Emniyet raporunun "devlet sırrı" denilerek saklanmasına itiraz etmişti.(EÜ)
* Bu habere Alberto Tetta katkıda bulundu.