Dün görülen duruşmanın ardından Makine Mühendisleri Odası'nda bugün (3 Temmuz) bir toplantı düzenleyen müdahil avukatlardan Fethiye Çetin, "Dünkü duruşma gösterdi ki asıl sorumluluk sanık sıfatıyla yargı önüne getirilenlerle asla sınırlı değil" dedi.
"Suçlu tüm görevliler bu davada yargılanmalı"
Çetin, sanıklarla ilişkileri ortaya çıkan ve cinayet bilgisini aldığı halde önlem almayan tüm jandarma ve polis görevlilerinin "icrai ve ihmali" hareketleri nedeniyle Ceza Yasası' nın "bağlantılı suç" başlıklı 83. maddesi uyarınca cinayet davasından yargılanmaları gerektiğini yineledi.
Av. Çetin, Trabzon, Ankara ve İstanbul'daki tüm sorumluların yargılanması için soruşturma aşamasında dile getirdikleri talepleri sonuç vermeyince ilk duruşmada bu talepleri yinelediklerini bir bölümünün kabul edildiğini açıkladı.
Müdahil avukatlar delil toplama çabalarını sürdüreceklerini ancak araştırmanın savcılıkların asıl görevi olduğunu kaydettiler.
Savcılık: Katil zanlısına sempati var ama...
Sanık ifadeleriyle devletin sorumluluğunun açığa çıktığı ifade eden Çetin, "Bu dava bu şekliyle sonuçlanamaz. Sorumlu jandarma ve polis hakkında savcılıkların aldığı bu kararlarla daha ileri gidilemez" dedi.
Bugüne kadar O.S.'yi sorgulamak yerine onunla hatıra fotoğrafı çektiren Samsun'daki görevlileri, sanıklarla ilişkide olan Trabzon'daki emniyet görevlileri, Trabzon'dan yapılan saldırı ihbarlarını değerlendirmediği gerekçesiyle Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı ve İstanbul Emniyeti'ndeki yetkilileri hakkında yapılan şikayetlerde sonuç alınamamıştı.
Samsun'da 20 Ocak akşamı yakalandıktan sonra O.S. ile hatıra görüntüler veren, "görevi ihmal" veya "görevini kötüye kullanmak" ile suçlanan 21 görevliden sadece görüntüleri basına sızdıran bir kişi ve O.S.'yi nezarethane yerine çay ocağında tutan Terörle Mücadele Şube müdür vekilinin yargılanmasına izin verilmişti.
Samsun Savcılığı, "Katil zanlısına sempati gibi bir durum oluşmuştur. Bu suç içermez ancak disiplin soruşturmasına konu olabilir" demişti.
Diğer yandan Trabzon'da sadece iki jandarmaya yargı yolunun açılmasına itiraz eden müdahil avukatları yaptıkları itiraz hem İdare Mahkemesi'nden hem de Bölge İdare Mahkemesi'nden geri döndü.
Mahkeme görüntü, kayıt ve tutanakları istedi
İlk duruşma sonundaysa mahkeme, bazı talepleri karşılayan kararlar aldı:
Mahkeme, Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen "Osmanlı Ermenileri Konferansı" sırasında, "Agos" gazetesinde Sabiha Gökçen'in Ermeni olduğuna ilişkin iddiayı yer veren haberden sonra gazetenin önünde ve Hrant Dink'in yargılandığı günlerde Şişli Adliyesi önünde yapılan eylemlere dair video bant kayıtlarının yetkili birimlerden istenmesine de karar verdi.
Ayrıca, İstihbarat Daire Başkanlığı'nca gönderilen ancak imha edilen tutanakların da istenmesine, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'ndaki tüm görüntü ve telefon kayıtlarının müdahil avukatlara verilmesine de karar verildi.
Mahkemenin bir diğer kararı da, 2004 yılında İstanbul Valiliği'ne çağrılan Dink'i uyaran Vali Yardımcısı ve bu kişinin "yakınlarım" dediği iki istihbarat görevlisinin isimlerinin mahkemeye bildirilmesini talep etmesi oldu.
Gazeteci 19 Ocak'ta öldürülürken, olayın kamuoyunda tartışılması sonucu söz konusu Vali Yardımcısı'nın Erol Güngör olduğu ortaya çıkmıştı. Valilikten yapılan açıklamada, Dink'in "düşüncelerinden rahatsız olan belli çevrelere hedef olmaması için iyi niyetli olarak uyarıldığı, tehdit edilmesinin söz konusu olmadığı" ifade edilmişti.(EÖ/EÜ)