Devlet yetkililerinin katıldığı "I. Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi"ne karşı dışarıda eylem yapıldı.
Toplantının yapıldığı Grand Cevahir önünde buluşan İstanbul Gezi Forumları, Kent Hareketleri ve Kuzey Ormanları Savunması "Talan Kongresine Hayır" pankartı açtı.
Sarıgöl, Üsküdar, Gaziosmanpaşa, Şişli gibi İstanbul'un farklı illerinden eyleme katılan mahalle örgütleri temsilcileri "İnşaat kapitalizmine hayır" sloganı attı.
Basın açıklamasını okuna Kent Hareketlerinden Cihan Baysal Uzunçarşılı, içeride yapılan kentsel dönüşüm toplantısında mahalle derneklerinin, meslek odalarının değil sadece kamu ve özel sektör temsilcilerinin olduğunu hatırlattı.
Uzunçarşılı, kongredekiler için insanın doğa ile uyum içinde yaşaması, yaşadığı çevrenin sosyal ve kültürel dokusunun korunması, onurlu bir konut hakkının tanınması gibi insan haklarının kazanacakları milyarların yanında bir önemi olmadığını belirtti.
Betonistan, çölistana dönüşen İstanbul
Konuşmadan satır başları:
"Müteahhit zihniyetiyle ve ekonomik getiri ve spekülatif kazanç üzerinden kentlerimizi küresel sermayenin yağmasına açan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile TOKİ'ye karşı, ayakkabı kutularında milyarlar olarak gördükleri arazilerin, bizlerin yaşam alanları olduğunu hatırlatmak için burdayız.
"Yaşayanlarının çeperlere sürgün edildiği, insafsız ve adaletsiz bir kente karşı buradayız. Dubai-Manhattan arası bir kent karikatürüne dönüştürülmek istenen gitgide betonistan, çölistan olan, dünya incisi İstanbul'u kendi yöneticilerinden korumak için buradayız.
Tüm mahalleler yıkım tehdidi altında
"Kamu yararını sermaye yararına dönüştürmüş bir rant makinesi, riskli alan, dönüşüm alanı, acele kamulaştıra ilanlarıyla mahallelerimizi dozerleye dozerleye ilerliyor. Dini beton, imanı asfalt bir yönetim karşısında İstanbul, her gün biraz daha İstanbul olmaktan çıkıyor.
"İstanbul mahallelerinin neredeyse tümü yıkım tehdidi altında. Yeşil alanlarımız, su havzalarımız betona teslim olma yolunda. İnsanlarımız müteahhit kılıklı zorbalar tarafından korkutularak, adaletsiz kamulaştırma kararları çıkarılarak, her türlü baskıya maruz kalıyor.
Hem kovuluyoruz hem TOKİ'ye borçlanıyoruz
"Yüzlerce polis, TOMA ve dozerlerle mahallelerimiz basılıyor kimi zaman hiçbir kanuni bildirimde bulunulmadan evlerimiz yıkılıyor. Evsiz kalıp üstüne bir de TOKİ'ye borçlandırılıyoruz.
"Nerede yaşayacağımıza, nasıl yaşayacağımıza, ihtiyaçlarımıza, kentimizin mekanlarının tasarlanmasına, üretimine ve yeniden üretimine nihai kararı bizler veririz."
Roman mahallesi olan Sarıgöl'den gelen Şadi Çatı, "Bize 'kimse mağdur olmayacak. Yeni evlerde sizler oturacaksınız' dendi. Hiçbir sözlerini tutmadılar. Şimdi o evlerde başkaları oturacak, bizi mahallemizden kovuyorlar. Zorla evlerimizi yıkıyorlar" dedi. (NV)