Üniversite öğrencisi Dilan Dursun’un Ankara’da Gezi eylemleri sırasında polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün 16 Haziran 2013'teki cenaze töreninde başına isabet eden gaz kapsülüyle ağır yaralanmasının üzerinden bir yıl geçti.
Hastaneye kaldırıldı ve beyin ameliyatı geçirdi, 11 gün sonra taburcu oldu. Düşme sonucu burnunda oluşan kırık nedeniyle Ocak ayında ameliyat oldu. Yazın da suni kemik takılması için bir beyin ameliyatı daha geçirecek.
Bir yıldır süren soruşturmada hala dava açılmadı.
Yaralanmasından bir yıl sonra Dilan Dursun’la telefonda konuşuyoruz, sağlık problemleri sürüyor, okula devam ediyor, az önce sınavdan çıktığını anlatıyor.
Sesi güçlü, mücadeleye devam ediyor ancak 15 yaşındaki İbrahim Aras’ı Adana’da öldürüleli bir gün,14 yaşındaki Berkin Elvan vurulalı bir yıl oldu. Onları anarak “Harabe gibi hissediyorum” diyor; “Çünkü bunu atlatsam da çevremde suçsuz insanların suçlanmasına, devlet tarafından katledilmesine tanık oluyorum.”
Soruşturmanın geldiği noktayı avukatı Tonguç Cankurt’tan öğreniyoruz. Bir polisin ifade vermesi ve mobese görüntülerinin Jandarma Kriminal’daki raporunun sonuçları bekleniyor.
Bir yıl nasıl geçti?
Dilan Dursun 16 Haziran 2013’te Ankara’da Ethem Sarısülük’ün cenazesine yapılan saldırıdan kaçarken akrep tipi bir araçtan atılan gaz kapsülüyle başından vuruldu. Yanına yardıma gelenlere de gaz bombası atıldı. Oradan geçen bir aracın durdurulmasıyla hastaneye kaldırıldı.
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Dilan Dursun artık 21 yaşında, geçen bir yılı anlatırken “Toparlamaya çalışıyorum ama maalesef görüyorum ki ben toparlamaya çalışırken birileri hala devletin katletmesine maruz kalıyor. Bu benim için sağlıklı bir toparlanma olmuyor” diyor.
“Biliyorum ki devlet yaptığı cinayetlerin bilincinde değil. Berkin’in ölümünü hala anlayamadılar. 14 yaşındaki çocuğun 16 kiloya düşmesini anlayamadılar.
“İnsanları biber gazına boğdular, öldürdüler, öldürmeye çalıştılar, dövdüler. Hükümet bir insanın hayatını kaybetmesinin ne demek olduğunun bilincinde değil.”
Sağlık durumu
“Sağlık durumum biraz daha iyi. Hala unutkanlık problemim var. Ruhsal açıdan da sıkıntı yaşatıyor. Bir dönem hissizleştim, bir dönem anksiyete problemi yaşadım. Psikolog ve psikiyatr ile bunu atlatmaya çalışıyorum. Hala gerçek anlamda sorunla yüzleştiğimi düşünmüyorum.
“Benim için bu bireysel mücadele, kendimi toparlama süreci bitmedi ve biteceğe benzemiyor. Çevremde çocukların, gençlerin devlet tarafından katledilmesi beni daha da dibe çekiyor.
“Beni güçlendiren şey çevremdeki insanlar, doktorlar. Ayaktaysam onların beni güçlendirmeleri sayesinde ayaktayım. Daha da güçlü olduğumu hissediyorum.”
Soruşturma
Bir yılda ağır aksak ilerleyen soruşturmada hala dava açılmamasına ise şöyle yorum yapıyor:
“Utanç verici olması gerekiyor ama maalesef kimse üzerine alınmıyor. Bir yıl devrilmiş ve hala ortada dava yok. Aylarca görüntülerin gelmesini, şüphelilerin ifadelerinin alınmasını bekledik. İsimleri belliydi ama savcı ‘belki onlar değillerdir’ diye ifade alınmasını geciktirdi, erteledi.
“Süreci ellerinden geldiklerince yavaşlatmaya çalışıyorlar. Bu konuda pek bir umudum yok ama yine de mücadelemiz sürecek.”
Soruşturmanın bir yılıCebeci Karakolu'ndaki polislerin savcılığa bilgi vermemesi nedeniyle olaydan dört gün sonra avukatların başvurusu üzerine başlatılan soruşturmanın bir yılı şöyle geçti: * Avukatların başvurusunun ardından Savcı Mustafa Demir olay yerindeki mobese ve kamera görüntüleri ile o gün görevli akrepler, bunlardaki polisler ve emir verenler ile polisler arasındaki telsiz konuşmalarını "Çok acele" ibareli yazılarla emniyetten istedi. Bunlar Ağustos'ta teslim edildi. * Temmuz ayında soruşturma dosyasına gizlilik kararı kondu, avukatların itirazı üzerine Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi gizlilik kararının şüpheli için geçerli olduğunu belirterek "suçtan zarar gören mağdur ve müştekiler için gizlilik kararı konulamaz" yorumunda bulundu. Bilirkişi raporu
* Ağustos ayı sonunda, soruşturma ile ilgilenen Memur Suçları'nda görevli savcı başka bir birimde görevlendirildi, yeni savcı Ali Kuşçuoğlu soruşturmaya yaklaşık bir buçuk ay sonra atandı, soruşturma bu süre içinde sekteye uğradı. * Avukatlar Dilan Dursun vurulduğu anda yardımına giden kişilere gaz bombası atılmasıyla ve vurulma anından sonra olay yerine gelen başka polislerin delilleri toplamaması nedeniyle "ihmal suretiyle görevini kötüye kullanmaktan" suç duyurularında bulundu. Bu dosya, asıl soruşturmayı yürüten savcıya gönderildi ancak şu ana kadar savcılık tarafından hiçbir işlem yapılmadı. * Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen bilirkişi raporunda Dilan Dursun'un vurulma anına ait görüntüler yer aldı. Polis memurları gelmeden önce Dilan Dursun'un yardımına gidenlere gaz bombası atıldığı anın görüntüleri raporda yoktu. 4 bin 232 gaz fişeği
* Belgeyle birlikte ek olarak o gün çalışan 70 kişilik gazcı personel listesi de gönderildi. Dilan Dursun'un vurulduğu gün görevli olan akrep araçlarında gaz kullanma yetkisi olarak soruşturma listesinde adları geçen ancak ifadeleri alınmayan beş polis de bu liste içindeydi. * Beş kişilik listedeki polisler yaklaşık sekiz ay sonra ifadeye çağırıldı. Bunlardan dördü Şubat ayında ifade verdi. Bu dördüyle aynı araçta görev yapan bir kişi de kendi gelip ifade verdi. Ancak beş kişilik listede bulunan son polis yaklaşık dört aydır çağrılmasına rağmen hala ifade vermedi. * Polisler "kendi araçlarından atılan gazla yaralanmasının mümkün olmadığı", "o araçta olmadıkları" şeklinde ifadeler verdi. * Avukat Cankurt, cenazeye katılan kişiler hakkında açılan bir davada soruşturma dosyasında olmayan mobese görüntülerini tespit etti. Avukatın talebi üzerine 21 Şubat'ta beş farklı mobese görüntüleri de dosyaya girdi. Bu görüntüler gelir gelmez dosya Jandarma Kriminal'e gönderildi. Rapor bekleniyor. (BK) |