İstanbul Tabip Odası (İTO), kamuoyuna yansıyan bilgiler ve kendilerine yapılan başvuruların “Dilan Alp’e Bahçelievler Özel Medikal Park Hastanesi’nden taburcu edilme sürecinde etik dışı yaklaşımlar olduğu”nu gösterdiğini belirtti.
İTO’nun yazılı basın açıklamasında “Dilan’da yaratılan tıbbi tablonun ağırlığı, gelişebilecek komplikasyonlar nedeniyle iyileşme sürecinin titizlikle takibini zorunlu kılmaktadır” denilerek Alp’in yoğun bakım servisinden çıkarılmasının tıbbi sürecinin sonlanmış olduğu anlamına gelmediği ifade edildi.
İTO, Alp’in yoğun bakımdan çıkarıldıktan sonra taburcu işlemlerinin yapıldığı, bu konuda ailenin aydınlatılmadığı, aileye “ister eve ister başka sağlık kurumuna gidin” gibi söylemlerde bulunulduğu iddialarının kabul edilebilir olmadığını belirtti.
Açıklamada bu iddiaların muhatabı hekimlerin de görüşü alınarak değerlendirme yapılacağı, etik değerleri zedeleyici tutumlar saptandığı takdirde gerekli işlemlere başlanacağı söylendi:
“Bilimsel ve etik yaklaşım hasta odaklı ve hastanın maksimum yararının gözetilmesini zorunlu kılar. Burada işletmenin çıkarı, işletmenin ‘marka kaygısı’ gibi kriterler söz konusu olamaz. Hasta karşısında hayati tehlikeyi atlatmış olsa bile ‘bir an önce taburcu’ etme kaygısıyla davranılması sorunludur ve kabul edilemez.”
“İnsan haklarına saygılı güvenlik anlayışı gerekli”
İTO, bu ve benzer örneklerdeki sorunların işletme anlayışından kaynaklandığını ve ancak güçlü bir toplumsal taleple ortadan kaldırılacağını vurguladı:
“Bu örnek ve birçok benzerinde olduğu gibi hekim bağımsızlığını ortadan kaldıran, hekimin hastanın tedavi süreci üzerindeki karar vericiliğini azaltan piyasacı bir sağlık ortamında yaşadığımızı biliyoruz.
“Dilan Alp’in yaralanması ile simgeleşen totaliter yönetim anlayışının benzer tablolarla bizleri sıklıkla muhatap kılmasından endişeliyiz. Etik ve deontolojik değerlere saygılı hekimlik ve sağlık hizmeti anlayışına ihtiyacımız olduğu kadar insan haklarına saygılı bir güvenlik anlayışına da ihtiyacımız var. (BK)