Fotoğraf: Evrim Kepenek/bianet
Demokrasi İçin Birlik’ten (DİB) yapılan açıklamada, HDP’nin kapatılması girişimi muhalefeti etkisizleştirmek olarak nitelendirildi. "Gemi su aldıkça iktidarın saldırıları artıyor" başlıklı açıklamada İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine de tepki gösterildi.
“Millet iradesi he alanda hiçe sayılıyor”
“Saray’ın saltanat gemisi su aldıkça kuralsız, keyfi, hukuk dışı uygulamalar, faşizan hamleler de artıyor. Dillerden düşmeyen millet iradesi her alanda hiçe sayılıyor” denilen açıklama özetle şöyle:
“Milletvekilliği düşürülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sabaha karşı pijamasıyla Meclis’ten gözaltına alınması.
"HDP’ye kapatma davası, bir gece kararnamesiyle Meclis yok sayılarak İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çıkılması, Gezi Parkı’nın mülkiyetinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden alınması, ekolojik yıkım projesi Kanal İstanbul’a hazine garantisi verilmesi… Saray’ın saltanat gemisi su aldıkça kuralsız, keyfi, hukuk dışı uygulamalar, faşizan hamleler de artıyor. Dillerden düşmeyen millet iradesi her alanda hiçe sayılıyor.
“HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi üzerine tartışmalar sürerken, gündeme HDP’yi kapatma davası geldi. Kapatma tehdidi, dinamik bir muhalefet yapan ülkenin üçüncü büyük partisi HDP’ye yönelik kayyım atamaları, Meclis’e durmadan gönderilen fezlekeler, yöneticilerin ve üyelerin tutuklanması, polis baskısı ile demokratik siyaset yapamaz hale getirme çabalarının devamı niteliğinde.
'Kadınların kolu kanadı kırılmak isteniyor'
“Günde üç kadın erkekler tarafından öldürülürken, gerici ve dinci bir sistemi kurumsallaştırmak isteyen tek adam rejimi, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için devleti yükümlü kılan İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı olarak çekildi. Sözleşme gerici çevreler tarafından aileyi yıkmak ve eşcinselliği meşrulaştırmak gerekçesiyle hedefe konmuştu.
“Bu, Türkiye’nin çekildiği ilk insan hakları sözleşmesi. Üstelik Türkiye Sözleşme’nin ilk imzacısı. Öte yandan uluslararası anlaşmadan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle çıkılması Anayasaya aykırı. Üstelik, Anayasa’ya göre, insan haklarını ilgilendiren bir konuda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkartılamaz. Yine de hukukun fenerle arandığı bu ortamda Sözleşme’nin akıbetini belirleyecek şey, yalnızca kadınların değil bütün demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi.”
(EMK)