Bingöl'de 15 Mayıs 2011 akşamı polis aracına düzenlenen silahlı saldırı nedeniyle o dönem lise öğrencisi olan Gülsüm Koç'a "Avcı" kod adlı bir gizli tanığın ifadelerine dayanılarak Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından müebbet ve 26 yıl sekiz ay hapis cezası verildi.
bianet'e konuşan Koç'un avukatı Rehşan Bataray, Gülsüm Koç'un olay akşamı bir akrabasının evinde üniversite sınavına çalıştığını, ertesi gün de sabah kendi evinde gözaltına alındığını söyledi.
Koç'un telefon kayıtlarının da ortaya çıktığını, olay akşamı akrabasında olduğuna dair tanık ifadelerinin de alındığını ama lehte olan hiçbir delilin mahkeme heyetince dikkate alınmadığını, sadece bir gizli tanık ifadesinden yola çıkılarak bu derece ağır bir ceza verildiğini ifade eden Avukat Bataray, dosyanın hukuki açıdan ciddi şekilde sorunlu olduğu düşüncesinde.
Müvekkilinin olayda silah kullandığına dair hiçbir kanıt bulunamaması nedeniyle silahlı saldırı yapmak suçlamasından beraat ettiğini söyleyen Bataray, ancak olay yerinde olduğu ileri sürüldüğü için iki polisi öldürmeye teşebbüsten iki kere 13 yıl dört ay hapis cezasına, "Devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçundan ise müebbet hapse çarptırıldığını ifade etti.
"Avcı": Gördüm
Radikal gazetesinde yer alan habere göre, "Avcı" kod adlı gizli tanık ifadesinde saldırının olduğu yerde bir erkek bir kadın şahıs gördüğünü, erkeği tam olarak teşhis edemediğini ama kadını net gördüğünü belirtirken sözlerine şöyle devam ediyor:
"Cadde üzerinde bir aracın içinde bekliyorlardı. Daha sonra araçtan inerek elektrik direğinin altında beklediler. Bir süre sonra cayırtı koptu. Bunun üzerine korkarak bulunduğum yere çöktüm.
"Çevreme baktığımda havada kırmızı yeşil cisimlerin uçuştuğunu görünce silahlı saldırı olduğunu anladım. Polis aracı geri geri çıkarak olay yerinden uzaklaştı. Sonra bir bayan ve bir erkek şahıs araçlarına binerek gittiler."
Gizli tanık "Avcı"ya BDP'nin destekleği bağımsız milletvekili adayı İdris Baluken'in seçim irtibat bürosu önünde çekilen dört kadının fotoğrafı gösterilerek teşhis yaptırıldı.
Avcı da fotoğraflarda gördüğü Koç'un saldırıda yer alan kişi olduğunu ileri sürdü.
Avukat Bataray, Gülsüm Koç'un ellerinde silah patlamasından kaynaklı herhangi bir barut izine rastlanmadığını ve Koç'ta silah bulunmadığını, bu nedenle silahlı saldırı gerçekleştirmek suçlamasından beraat ettiğini ifade ediyor.
"Gülsüm'ün ses kaydının polislerde ne işi var?"
Mahkemenin Gülsüm Koç'un ateş edip etmemesine değil, gizli tanığın ifadesinden yola çıkarak olayda yer alıp almadığına bakarak kararını verdiğini söyleyen Avukat Bataray, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Olay gece oluyor. Polis diğer gün sabah kendi evinden Gülsüm'ü alıyor. Gülsüm bu eylemi yapmış olsa herhalde gidip evinde oturmaz.
"O gece akrabasının evinde ders çalıyor, sabah da geri evine gidiyor. Gece evinde kaldığı akrabası ve arkadaşı tanık olarak dinlendi. Ancak siyasi dosyalarda yaşadığımız en büyük sorun lehe olan hiçbir delilin değerlendirilmemesi.
"Mesela dosyaya Gülsüm'ün telefon kayıtları da geldi. O konuşmalarda da herhangi bir şüpheli durum yok ama mahkeme bu konuşmalar da lehe olduğu için bunları dikkate almadı. Bu olay herkesin dinlendiği iddialarının da doğruluğunu gösteriyor. Herhangi bir olay yokken Gülsüm'ün ses kaydının polislerin elinde ne işi vardı?
"Gülsüm'ün cep telefonu sinyallerinin olay saatinde nereden geldiğinin tespitinin yapılmasını istedik ama bu yapılamadı."
"Devletin yararı kişinin yararının önünde"
Avukat Bataray'a 30 Ağustos 2012'de Ankara'da 24 yaşındaki Cem Aygün'ü dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldüren polis memuru hakkında hazırlanan iddianamede iki yıl hapis istendiğini hatırlatıyoruz.
Bataray, devletin yararı ile kişinin yararı karşılaştırıldığında hep devletin yararının ön planda tutulduğu görüşünde.
"Bunun için devlete yönelik bir eylem söz konusu olduğunda çok daha ağır yaptırımlar ortaya konuyor." (EKN)