Murat Demiroğlu 29 yaşında, sosyalist, Kürt vicdani retçi bir grafik tasarımcısı… Bu sabaha karşı 05.30’da Adana’da kaldığı bir otelde “asker kaçağı” yani “bakaya” denilerek otele gelen polislerce alıkonuldu.
Polislerin kendisine vermek istediği askerlikle ilgili tebligatı almayı ve imza vermeyi reddedince önce karakola oradan da askerlik şubesine götürüldü.
Karakolda da şubede de askerlik yapmak gibi bir yükümlülüğü olmadığını, vicdani retçi olduğunu, ordunun herhangi bir talebini yerine getirmeyeceğini belirten Demiroğlu, herhangi bir baskı, şiddet, tehdit, hakaretle karşılaşmadığını belirtiyor.
“Kimliğimi verip göndermek zorunda kaldılar”
Demiroğlu, yaşadıklarını bianet’e şu sözlerle özetledi:
“Karakolda askerlik şubesinin açılmasını bekledik. Şube açılınca sevk kağıdını verip göndermek istediler. Yetkili bir kişiyle görüşmek istediğimde albay olduğunu tahmin ettiğim biri geldi. Kendisi bana konuyla ilgili çıkmış emir olduğunu, bunun faksını alacaklarını söylediler. Gelen faks doğrultusunda benim bir dilekçe vermem gerektiği ortaya çıktı.
“Dilekçede orduya karşı hiçbir yükümlülüğüm bulunmadığını, ordunun hiç bir talebini kabul etmediğimi belirttim.
“Bir süre ikna etmeye çalıştılar. Ben de uzattıkları hiç bir evrakı almadım ve imzalamadım. Ondan sonra kimliğimi verip bırakmak zoruna kaldılar.
“Bakaya durumu GBT sorgusuna tekrar düşerse tekrardan polis tarafından askerlik şubesine götürüleceğim. Ardından muhtemelen ordu bana dava açacak. Ondan sonraki süreci avukatımla değerlendireceğim.”
“Borcum yok”
Vicdani reddini 28 Aralık 2013'te açıklayan Demiroğlu, hiç bir hiyerarşik yapının içinde bulunup emir komuta zincirine tabi olmak, silaha el sürmek, ölmek, öldürmek istemediğini ifade ediyor.
“Bu ülkeye herhangi bir borcum olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir borç dayatmasını kabul etmiyorum. Şimdiye kadar bu ülkede yaşadığım süre boyunca benim bu ülkeye değil, bu ülkenin bana borcu olduğu açıktır.
“Gerek babamın herhangi bir eylemi bile olmamasına rağmen, sadece siyasi görüşlerinden ötürü içerde tutulmasından, bir Kürt olarak halkıma yapılan zulme kadar pek çok şey devletin bana borçlu olduğu anlamına geliyor.
“Ben bahsettikleri borcu kabul etmiyorum ve bu tür dayatmaların her türlüsünü reddediyorum. Kendimi bildim bileli sosyalist görüşe sahibim. Bunun yanı sıra bir Kürt ailesinin ferdiyim. Dolayısıyla pek çok yönden devleti, devletin yaptırımlarını sorgulayan bir noktada duruyorum.”
“Dokuz yıl devlet kapımı çalmadı”
Demiroğlu’na dokuz yıl boyunca askere gitmeden “kaçak” olarak yaşamanın sıkıntılarını soruyoruz.
20 yaşından 29 yaşına kadar bugüne kadar devletin hiç kapısını çalmadığını, herhangi bir şekilde kendisine “Hadi bakalım askere…” demediğini ifade eden Demiroğlu, şöyle devam ediyor:
“Ben de bunca yıl içinde bakaya konumuna düşmüşüm ve aranır konuma gelmişim. İlk defa şimdi 29 yaşımda böyle bir durumla karşılaştım.
“Ancak neticede asker kaçağı konumunda olduğunuzu biliyorsunuz ve bu durum özellikle iş bulma noktasında sıkıntı yaratıyor.”
“Gezi sonrası açıklamalar tetikledi”
Demiroğlu’na vicdani reddini açıklamak için neden geçtiğimiz Aralık ayına kadar beklediğini soruyoruz.
“Çevremdeki insanlar askere gitmeyeceksem de bunu devlete beyan etmemin saçma olacağını söylüyorlardı. Kısmen haklılardı.
“Fakat Gezi direnişinden sonra hükümet tarafından askere gitmeyen milyonlarca kişi hakkında yasal işlem yapılması, para cezasına çarptırılması, zorla askere götürülmelerine yönelik yaptırımlar uygulanacağı söylendi.
“Bu durum beni tetikledi. Gezi direnişinde yapılan zulüm hepimizin canını yakan, sinirlerimizi alt üst eden bir uygulamaydı. Bunun üstüne hükümetin böyle bir açıklama yapması benim bu konuda adım atmama önayak oldu.
“Zaten karar verdiğim bir şey konusunda Vicdani Ret Derneği'nden arkadaşlarla irtibata geçip vicdani reddimi açıkladım.” (EKN)